İstanbul Üniversitesi’nin dünyanın en iyi beş bin (5000) üniversitesinden biri olması ve Beyazıt Kampüsü gibi Türkiye Siyasi Tarihi açısından önem taşıyan bir kampüste olacak olmamdan ötürü tek tercih olarak yazdım, öte yandan kurulu düzenimin İstanbul’da olması da bunda önemli bir etken oldu diyebilirim.
Ben lisedeyken hep Hacettepe’yi istiyordum. Çünkü puanı en yüksek olan oydu, sadece bu yüzden, ne eğitim sistemini biliyordum, ne de içinde bulunan öğrencilerin fikirlerini. Sonra sonuçlar açıklandı puanım yetmiyor, kaldı iki seçenek; Ankara Tıp ya da İstanbul Tıp (halk arasında Çapa). Sonra kalktım arkadaşlarımla İstanbul’a ve Ankara’ya gittim, maksat gezmek, biraz da bilgi almak. Oradaki asistanlarla ya da bütünlemeye kalmış olan öğrencilerle konuştum, ve Çapa’ya daha da sıcak bakmaya başladım. Tabi bir de İstanbul’a gelince kendi kendime demiştim ki: “Ben burada okumalıyım!” İşte o öğrencilerle konuşmam da bunu pekiştirmiş oldu. Demek istediğim İstanbul’da o kadar çok imkan var ki, sosyal, kültürel, ne açıdan bakarsanız bakın hayatının bir kısmını İstanbul’da geçirmeli insan, ve bu öğrencilikse eğer çok çok güzel :)
Ben üniversite seçmekten çok, okumak istediğim bölümü ve şehri seçtim diyebilirim. Liseyi yarı-özgür bir şekilde İstanbul’da okuduktan sonra, İstanbul’dan vazgeçemedim ve İstanbul’daki üniversiteler dışında tercih yapmadım. İstanbul Üniversite’sini özellikle seçtim diyemem, o zamanlarda, Boğaziçi Üniversite’sinde okumayı tercih ederdim. Fakat İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde aldığım eğitimin benzerini Boğaziçi’nde alamayacağımı sonradan gördüm.
Seçeceğiniz bölüme karar verdiğiniz an hangi üniversiteyi neden seçtiğinizin cevabı da ortaya çıkıyor.Özellikle tıp eczacılık diş hekimliği gibi sağlık branşlarında bir seçim yapıyorsanız en başlara hep İstanbul Üniversitesi yazılır.En birinci sebep akademik kadrodur.
Bulunduğu şehrin İstanbul olması. Hacettepe, Cerrahpaşa ya da Çapa’da olmanın birbirinden çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Bizde kadavra sayısı fazla, biz TUS sorularını hazırlıyoruz kısmı hikaye bence. Ancak İstanbul’da kendini geliştirebileceğin ya da sıkıldığın bir anda çıkıp kafanı dağıtabileceğin seçenekler çok fazla. Özellikle popüler kültür meraklısı değilsen ya da ilginç hobilerin varsa Ankara’da bir üniversite tercihi kayıp olacaktır kanımca. Tabi yine de Ankara’ da okuyanlara sormak lazım. Neden Çapa değil de Cerrahpaşa konusunu da burada açıklamak gerekirse İngilizce olması en önemli etken oldu. USMLE düşündüğüm ve geleceğimi Türkiye’ de planlamadığım için en mantıklı tercihti.
İstanbul Üniversitesi'ni seviyorum,ama İstanbul Hukuk'u daha çok seviyorum. Bu okulda tıp veya hukuk hariç başka bir bölüm okumazdım. (Yandal hariç)
EVET.KESİNLİKLE SEVİYORUM.
Evet seviyorum.
Evet, okulumu seviyorum.
Evet, okulumu seviyorum.
Çoook kalabalık. Tam olarak bilmiyorum ama bizim dönem neredeyse 500 kişi. Bu yüzden anatomi pratikleri işkence gibi geçiyor, diğerlerinde sorun yok ama anatomide tam anlamıyla işkence. Kadavrayı görmek bile zor oluyor ki hocanın anlattığını dinleyip de anlayacaksınız, biraz zor o iş. Ama sınav dönemi öncesi serbest çalışma saatlerinde her şeyi öğreniyorsunuz, çünkü mecbursunuz.
Ayrıca kampüs hayatı yok, ona da alışılıyor ama bazen insan imrenmiyor değil.
Spor salonu falan da beklemeyin, bir adet potamız var, iki tane de voleybol direği, ama file olmuyor bazen, zaten hiç oynayan da olmuyor.
Evet, sadece tıpçılar, dişçiler, hastalar ve arkadaşlarınız var. Zaten orayı yaşanabilir kılan da arkadaşlarınız, yoksa çekilmez olurdu. İyi arkadaşlarınız varsa kampüse de gerek kalmıyor zaten, o tamamı beton olan fakülte size çok güzel geliyor.
Üniversite tanıım broşürlerinde görülen çimlere uzanmış eğlenen öğrenci topluluğunun olmaması, bir hafta uykusuz kalarak çalışmanın hiçbr sınavı geçmeye yetmemesi ve kimse tarafından adam yerine konmamak.
“Sıradan bir tıp öğrencisine yapılan şeyleri bir köpeğe yapmak için iki başpiskopos tarafından imzalanmış, üç nüshalı bir lisans gerekir.” – J.B.S Haldane
festival organizasyonları kötü. yemekler kötü. sağlık bilimleri fakültesi, üniversiteye bağlı değilmiş gibi.
Hangi bir sıkıntıdan bahsedeyim ki
Teknik bilimler meslek yüksekokulu öğrencilerine ikinci sınıf insan muamelesi yapılıyor
Sadece TBMYO yu ara dönemde Hadımköy deki kampüse gönderip öğrencileri iyice dışladılar zaten nerde bir artık,döküntü varsa tbmyo yu gönderiyorlar ve hiçbir geliştirme ve yatırım yok.Ayrıca Avcılar kampüsünün de girişi çöl gibi bomboş arazi ağaçlandırma veya tesis yok
Uçak teknolojisi birinci sınıfta 60 kişiden sadece üç kişiye staj buldular toplamda yaklaşık 200 kişiden 15 kişiye staj buldular halbuki diğer okullardaki uçak teknolojisi bölümü öğrencileri ortalamaları 2.5 iken bile çok iyi yerlerde staj imkanı okulları tarafından veriliyor üstelik kendi bulduğumuz yetkili otomotiv servislerinde bile staja izin vermiyorlar
Okulda birkaç uçak komponentleri var fakat bir defa bile derste gösterilmedi
Konumu özellikle çok önemli İstanbul'un merkezindedir(Avcılar Kampüsü hariç),sürekli konferanslar olur ve önemli katılımcılar konuşma yapar.Ayrıca boğaz manzaralı yemekhanesinde 1.85 Tl'ye öğle yemeği çıkar.
DEVASA KAMPÜS GİRİŞ KAPISI VE MUHTEŞEM KAMPÜSÜ.
Saygın ve köklü bir üniversite olması,eğitim kalitesi,beyazıt kampüsündeki tarih güzellik insana gurur veriyor üniversitenin meşhur tarihi kapısından girerken kim duygulanmamıştır ki
Öyle bir yerde okuyorum ki, dersime doçent girse küçümsüyorum, var mı ötesi? Öylesine zengin bir kadro var ki İstanbul Tıp Fakültesi’nde, neredeyse tüm derslere profesörler giriyor, ilk başlarda bunun nasıl bir şey olduğunu anlamıyorsunuz ama sonra kafaya dank ediyor. Oha lan koskoca prof. burada ders anlatıyor ben dersi kırıyorum diye düşünüyor insan bazen.
Ayrıca laboratuarlarda herkese bir mikroskop düşüyor, hiç kimseyle paylaşmak zorunda değilsiniz ki bu çok önemli bence.
Ve Çapa, halk arasında o kadar iyi yer etmiş bir hastane ki Türkiye’nin her yerinden hastalar geliyor buraya, bazı çözülememiş vakalar en son Çapa’ya geliyorlar. Hatta başka bir yerde göremeyeceğiniz vakaların görüldüğünü söylerler, daha o sınıfa gelmedim bilmiyorum ama doğrudur herhalde.
Biraz da diğer taraftan bakarsak, yani eğlence kısmı, okul Taksim’e Beşiktaş’a çok yakın denebilecek bir yerde, tam olarak bir kampüs hayatı yaşayamıyorsunuz ama dersi kırıp taksime gidebiliyorsunuz, gelirseniz gideceksiniz zaten; ben dersi kırmam demeyin, kıracaksınız zaten. Diğer güzel yanlarından biri de bu, devam zorunluluğu yok, yoklama yok. Sadece uygulama yani laboratuar dersleri zorunlu o kadar.
Ve okul çok zor sayılmaz, tamam sınav dönemleri işkence çekersiniz, gözlerinizin altı morarır, uykusuzluktan kıvranırsınız, otobüste ayaktayken bile uyuyakalabilirsiniz ama iki sınav dönemi arası rahatsınız, dersi kırar gezer tozarsınız, insanlar tıpçı olduğunuza inanmaz :)
Sosyal aktiviteler
Korkma ya sen orda okumak istedikten sonra her yol açılıyor. Öğrencilik İstanbul üniversitesi'nde yaşanır.
Bir kez daha düşünün.
İlk senenizde kesinlikle yurtta kalın efendim.İstanbul dışından geliyorsanız,korkmayın,kendinize güvenin.Sakın ha sakın,tek bir gününüzü bile boş geçirmeyin,unutmayın İstanbul'dasınız.Paranızı doğru kullanın çünkü aklınızı çelecek çok etken olacaktır.İstanbul Üniversitesi'nin kütüphanesi çok zengindir,kaldı ki yakınlarında en değerli halk kütüphaneleri de bulunabilir(Beyazıt için geçerli) kesinlikle kullanın !
Devlet yurdu veya okulun yurdu çıkarsa sevinin yoksa özel yurtlar sıkıntı ve 1. sınıfta ingilizce muafiyete girmeyin ek puan getiriyor ortalama için gerekli
Eğer İstanbul dışından geliyorlarsa okula yakın kalacak yer ayarlasınlar. İstanbul içindekiler zaten aileleriyle olduğu için 2 3 saat mesafeden gelenler var. Bir de öğrenci işlerine hazırlıklı olsunlar. Tamamen farklı bir dünya. :))
İstanbul Üniversitesi, öğrencilerinin eğitimlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmeleri için barınma sorunlarına titizlikle eğilmektedir. İstanbul Üniversitesi Yurtları Avcılar, Cerrahpaşa kampüslerinde ve Beylikdüzü’nde yer almaktadır.
Avcılar Kampüsünde okuyan biri olarak 2 tane büyük yurdumuz var. Aylık 200 tl ve rahatlıkla yurt çıkıyor. İmkanları çok iyi değil ancak fiyat performans açısından mükemmel olduğunu söylemeliyim.
İstanbul Üniversitesi yurt anlamında maalesef biraz zayıf kalıyor. Benim okuduğum dönemde (2007-2012) sadece Avcılar Kampüsü'nde okula ait yurt bulunuyordu. Bu da Beyazıt Kampüsü'nde okuyan bir öğrenci için çok iyi bir tercih değil. Çünkü birbirlerine oldukça uzak konumdalar. Özellikle Beyazıt Kampüsü'nde okuyacak olan öğrenciler için en iyi alternatifler Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı olan Vezneciler, Çemberlitaş, Fatih ve Niğde Kız Öğrenci yurtlarıdır. Ben Çemberlitaş Kız Öğrenci Yurdu'nda kaldım. O dönemde 8 kişilik içinde priz bile bulunmayan odalarda kalıyorduk. Ama bütün bunları unutturacak güzellikte deniz manzarasına sahip bir yurttu :) Son aldığım duyumlara göre KYK'ya bağlı tüm yurtlar ciddi derecede tadilattan geçerek iyileştirilmiş. Bu nedenle KYK yurtları tercih edilebilir diye düşünüyorum.
okulun yurdu var ve çıkarsa çok uygun fiyata yaşarsınız ama çevredeki özel yurtlar fiyatları uçuk sundukları hizmet fiyata göre çok kötü ben özel yurtta kaldım ama keşke okul yurdu çıksa dedim
Cerrahpasada okuyorsaniz yurt buyuk sıkınti