Anlatsın
Giriş

Ben lisedeyken hep Hacettepe’yi istiyordum. Çünkü puanı en yüksek olan oydu, sadece bu yüzden, ne eğitim sistemini biliyordum, ne de içinde bulunan öğrencilerin fikirlerini. Sonra sonuçlar açıklandı puanım yetmiyor, kaldı iki seçenek; Ankara Tıp ya da İstanbul Tıp (halk arasında Çapa). Sonra kalktım arkadaşlarımla İstanbul’a ve Ankara’ya gittim, maksat gezmek, biraz da bilgi almak. Oradaki asistanlarla ya da bütünlemeye kalmış olan öğrencilerle konuştum, ve Çapa’ya daha da sıcak bakmaya başladım. Tabi bir de İstanbul’a gelince kendi kendime demiştim ki: “Ben burada okumalıyım!” İşte o öğrencilerle konuşmam da bunu pekiştirmiş oldu. Demek istediğim İstanbul’da o kadar çok imkan var ki, sosyal, kültürel, ne açıdan bakarsanız bakın hayatının bir kısmını İstanbul’da geçirmeli insan, ve bu öğrencilikse eğer çok çok güzel :)

Birisinin tıp seçmesi için bir sürü neden vardır. Saygınlık olabilir, para olabilir, insan sevgisi ya da insanlara yardım isteği olabilir, aile baskısı olabilir, puanım çok yüksekti ondan yazdım olabilir, gelecek kaygısı olabilir… Bunların hepsi bir şekilde “maddi ve manevi tatmin” sonucuna çıkar. Herkeste baskın olan farklıdır, ben eskiden beri doktor olmak istiyordum bu yüzden seçtim, ama maddiyatı da düşünmedim diyemem, tabi ki düşündüm. İleride rahat bir geleceği de düşünür insan ama sadece bunun için tıp seçilmez bence, çünkü çevremdekilerden de görüyorum, bu kadar fedakarlık, bu kadar çalışma, emek, uykusuz geceler vs sadece para için olamaz, olsa da yapılan fedakarlıklara değmez bence. Tıp yazarken buna dikkat etmek lazım gibi geliyor bana.

Öyle bir yerde okuyorum ki, dersime doçent girse küçümsüyorum, var mı ötesi? Öylesine zengin bir kadro var ki İstanbul Tıp Fakültesi’nde, neredeyse tüm derslere profesörler giriyor, ilk başlarda bunun nasıl bir şey olduğunu anlamıyorsunuz ama sonra kafaya dank ediyor. Oha lan koskoca prof. burada ders anlatıyor ben dersi kırıyorum diye düşünüyor insan bazen.

Ayrıca laboratuarlarda herkese bir mikroskop düşüyor, hiç kimseyle paylaşmak zorunda değilsiniz ki bu çok önemli bence.

Ve Çapa, halk arasında o kadar iyi yer etmiş bir hastane ki Türkiye’nin her yerinden hastalar geliyor buraya, bazı çözülememiş vakalar en son Çapa’ya geliyorlar. Hatta başka bir yerde göremeyeceğiniz vakaların görüldüğünü söylerler, daha o sınıfa gelmedim bilmiyorum ama doğrudur herhalde.

Biraz da diğer taraftan bakarsak, yani eğlence kısmı, okul Taksim’e Beşiktaş’a çok yakın denebilecek bir yerde, tam olarak bir kampüs hayatı yaşayamıyorsunuz ama dersi kırıp taksime gidebiliyorsunuz, gelirseniz gideceksiniz zaten; ben dersi kırmam demeyin, kıracaksınız zaten. Diğer güzel yanlarından biri de bu, devam zorunluluğu yok, yoklama yok. Sadece uygulama yani laboratuar dersleri zorunlu o kadar.

Ve okul çok zor sayılmaz, tamam sınav dönemleri işkence çekersiniz, gözlerinizin altı morarır, uykusuzluktan kıvranırsınız, otobüste ayaktayken bile uyuyakalabilirsiniz ama iki sınav dönemi arası rahatsınız, dersi kırar gezer tozarsınız, insanlar tıpçı olduğunuza inanmaz :)

Çoook kalabalık. Tam olarak bilmiyorum ama bizim dönem neredeyse 500 kişi. Bu yüzden anatomi pratikleri işkence gibi geçiyor, diğerlerinde sorun yok ama anatomide tam anlamıyla işkence. Kadavrayı görmek bile zor oluyor ki hocanın anlattığını dinleyip de anlayacaksınız, biraz zor o iş. Ama sınav dönemi öncesi serbest çalışma saatlerinde her şeyi öğreniyorsunuz, çünkü mecbursunuz.

Ayrıca kampüs hayatı yok, ona da alışılıyor ama bazen insan imrenmiyor değil.

Spor salonu falan da beklemeyin, bir adet potamız var, iki tane de voleybol direği, ama file olmuyor bazen, zaten hiç oynayan da olmuyor.

Evet, sadece tıpçılar, dişçiler, hastalar ve arkadaşlarınız var. Zaten orayı yaşanabilir kılan da arkadaşlarınız, yoksa çekilmez olurdu. İyi arkadaşlarınız varsa kampüse de gerek kalmıyor zaten, o tamamı beton olan fakülte size çok güzel geliyor.

Benzer Kişiler

Ezgi Sevici
Ezgi Sevici
Career Mix Yetenek Programı Kategori Departmanı Stajyeri, METRO Türkiye
Nazlı Zeynep Ateş
Nazlı Zeynep Ateş
Tedarik Zinciri ve İthalat - İhracat Ekip Lideri, Decathlon
Murat Barlas
Murat Barlas
Hazine ve Özel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı, Aktif Bank
Akın Yenigün
Akın Yenigün
Sermaye Piyasaları Alım Satım Sistemleri Direktörü, Softtech
Gürkan Kurtuluş
Gürkan Kurtuluş
Proje Yöneticisi, Pfizer
Ayşegül Yılmaz
Ayşegül Yılmaz
Sales Project & Development Management - Discover Attendee, Vodafone
Gökhan Güven
Gökhan Güven
Product Manager, Huawei
Yunus Yıldız
Yunus Yıldız
Hazine Satış Grubu KOBİ Uzman Yardımcısı, DenizBank
Serdar Sumay
Serdar Sumay
Partner / Vergi Bölümü, EY Türkiye
Murat Bulut
Murat Bulut
Group Marketing Manager, Asia / Pazarlama Grup Müdürü, Asya, Hayat
Ezgi Akar
Ezgi Akar
Finansal Risk Uzman Yardımcısı, Şişecam
Başak Ayvaz
Başak Ayvaz
Yetenek ve Gelişim Yöneticisi, Anadolu Efes
Savaş Budak
Savaş Budak
Satış Müdürü, Pronet
Merve Güleç Sönmez
Merve Güleç Sönmez
Perakende Bankacılık Segment Yönetimi - Afili Bankacılık Müşteri Yönetimi, DenizBank