Üniversite tanıım broşürlerinde görülen çimlere uzanmış eğlenen öğrenci topluluğunun olmaması, bir hafta uykusuz kalarak çalışmanın hiçbr sınavı geçmeye yetmemesi ve kimse tarafından adam yerine konmamak.
“Sıradan bir tıp öğrencisine yapılan şeyleri bir köpeğe yapmak için iki başpiskopos tarafından imzalanmış, üç nüshalı bir lisans gerekir.” – J.B.S Haldane
İÜ’de öğrenci sayısının fazla olması sebebiyle yurtdışında tanınması, komite sistemi olması, kliniğe ağırlık verilmesi, tıpta öğrenci sayısı çok fazla olmadığı için labların rahat olması ve yukarıda belirttiğim gibi İstanbul’da olması.
Pek çok tıp öğrencisi tarafından inkar edilse de açıkça gelecek garantisi. Türkiye şartlarına kıyasla iyi bir kazanç ve çoğu mesleğin kazandıramayacağı kadar prestij ve ego tatmini sağlaması.
Bulunduğu şehrin İstanbul olması. Hacettepe, Cerrahpaşa ya da Çapa’da olmanın birbirinden çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Bizde kadavra sayısı fazla, biz TUS sorularını hazırlıyoruz kısmı hikaye bence. Ancak İstanbul’da kendini geliştirebileceğin ya da sıkıldığın bir anda çıkıp kafanı dağıtabileceğin seçenekler çok fazla. Özellikle popüler kültür meraklısı değilsen ya da ilginç hobilerin varsa Ankara’da bir üniversite tercihi kayıp olacaktır kanımca. Tabi yine de Ankara’ da okuyanlara sormak lazım. Neden Çapa değil de Cerrahpaşa konusunu da burada açıklamak gerekirse İngilizce olması en önemli etken oldu. USMLE düşündüğüm ve geleceğimi Türkiye’ de planlamadığım için en mantıklı tercihti.