Öncelikle üniversitenin yeri çok hoşuma gitti. Lisede de manzarası güzel ve rahat nefes alabileceğim ortamları tercih ettim hep. Bu yüzden İstanbul Üniversitesi benim için bulunmaz nimetti. Zaten hem köklü bir üniversite olması hem de İstanbul'da olması da ayrıca bir avantajdı benim için.
Aslında tamamen sözel bir insanım. Sadece psikiyatrist olabilmek için bu zorlu yola başvurduğumu itiraf ediyorum. Daha sonra da tarih ve edebiyat fakültesi okuyup hem insanların sadece düşüncelerini değil ruhlarını,hissettiklerini de anlayıp kalemimi kuvvetlendirerek yazarlık üzerine adımlar atmayı planlıyorum.
Harika bir ortamı var. Ve herkes amaçlarını, hedeflerini çok iyi değerlendirip buraya gelmiş durumda. Manzarası, eski ve hoş bir hava katmış olan binası ve istisnalar dışında öğrencileri de harika ...
İçeride fazla siyasi bir ortam var. Ama bu tatlı bir siyaset. Benim gibi konuşmayı ve tartışmayı sevenler için iyi bir yer. Ama bazen çok üstüne gelebiliyorlar insanın. Her şeye rağmen sadece tartışma var, daha ileriye kesinlikle gidemezler. Bunun için içiniz rahat olsun =)
Çoğu yönden memnunum ...
Tıp zaten başlı başına ağır bir yük ve zor bir bölüm. Benim de İngilizcem orta seviyede. Bunum için Türkçe Tıp okumayı tercih ettim.
Sadece 6 yıl okumak isteyenler aile hekimliği yapabilirler. Diğerleri de benim gibi TUS'a girip kazanırsanız uzman Çocuk Doktoru,Psikiyatrist,Kardiyolog,Kadın Doktoru vb. istediğiniz bölümden mezun olursunuz.
Bu üniversiteye gireyim de bölüm farketmez düşüncesi çok yanlış. Binası, yeri vb. şeylerden çok iyi bir üniversite olan İstanbul Üniversitesi'nin de elbette her bölümü harika değil.