Öncelikle neden X bölümü demeden önce neden diğer bölümler değil sorusuna cevap vermek istiyorum ben.
Elektrik-elektronik mühendisliği öncelikle ODTÜ’de okuyabileceğim bir bölüm değildi. Zaten tercih edebiliyor olsam muhtemelen yine de tercih etmeyeceğim bir bölümdü. Her ne kadar gelecekte de istihdamını kaybetmeyecek bir meslek olsa da EE okumak lise öğrenim hayatımda hiç aklımda olan bir şey değildi. Kendi tasarlamadığım bir mekanizmanın üzerinde kontrol yapmaya çalışmak muhtemelen sistem benim istediklerimi yapmayacağı için pek ilgimi çekmeyecekti :) Bilgisayar mühendisliği okumuyor olmamın sebebi de yaptığım işlerin monitörün dışında bir yansımasını görme ihtimalinin olmadığını düşünmem, başka bir deyişle çok soyut olması :) Endüstri okuyan arkadaşlar kızacaklardır belki ama, mühendisin dilinden anlayan bir işletmeci olmak için mühendislik diploması almayı istemediğimden ve tasarladığım bir sistemin her alanında söz sahibi olabilme imkanını sağlayan geniş bir alanı barındırdığından (termodinamikten makina tasarımına, üretimden mekatroniğe, akışkan dizaynından dayanım&hareket; hesaplarına kadar) Makina Mühendisliği bölümünü tercih ettim ve şu anda da eğitimini alıyorum :)
Eskiden beri fizik ve matematiğe ilgim vardı. Bu iki dal benim için bir ders değil, hobiydi.
“Makina mühendisleri şu sektörlerde çalışır, şu kadar maaş alır” gibi cevapları heryerde bulabilirsiniz, bunun yerine makina mühendsiliği ortamından bahsetmek istiyorum ben.
İnsanların Odtü makina mühendisliğinde okuduğumu duyduklarında söyledikleri ilk söz “Allah yardımcınız olsun” oluyor. Odtü makina mühendisliğinin çok zor olduğunu siz de duymuşsunuzdur. Dürüst olacağım, evet cidden zor :) Ama belki de makina mühendislerinin bu kadar kolay arkadaşlık kurmalarının sebebi de budur. Birbirini hiç tanımayan iki makina mühendisi bir araya geldiğinde, yarım saat içinde çoktan tanışıp birbirlerine ders-hoca anılarını anlatmış olurlar. Bu bölümde insanlar hırsları yüzünden arkadaşlıklarını zedelemezler. Bölüm zor olduğu için “anca beraber kanca beraber” anlayışıyla verilir dersler :)
Her anne baba gibi benimkiler de tutturmuş oğlumuz bu sene tıpa gidecek diye. Ben esasında çok düşünmüyordum. Puanım beklediğimden biraz düşük geldi ve tıp tuttu tutmadı seviyesindeydi. Risk alıp tercih ettim tıpı ve tutmadı. Şansım burada döndü. Esasında bu da bir vesile oldu diyebilirim. Makine mühendisliğini çok bilinçli yazmadım yani. Tıplardan sonra yazmıştım Yıldız makineyi.
Fakülte kapısından içeri adım attıktan sonra mesleği sevmeye başladım. Öğrenme ve araştırma merakıma uygun bir meslekti bu. Her geçen gün daha da seviyorum bu yüzden. Çünkü doğayı açıklama gayreti içerisindeki meslekler kendimi bildim bileli kendime uygun gördüğüm mesleklerdir. Buna ilkokuldayken yaptığım mermi hızı hesaplama deneyini veya bir yuvadaki karınca sayısını hesaplamayı örnek olarak verebilirim.Küçükten beri makine mühendisi olacağım demiyordum ama aklımın bir köşesinde hep mühendis veya bilim adamı olmak vardı.Elektronik, elektrik, bilgisayar gibi dallar bana biraz soyut geldiği için; biyomühendislik, inşaat, metalurji gibi dallar da makineden daha ağır basmadığı için bu bölümü seçtim. Bir diğer sebep de makine mühendisliği gibi devasa bir alana girdikten sonra 2. sınıfın sonunda dal seçimi yaparak çalışmak istediğim sektörü belirleyebilecek olmaktı. Böyle geniş bir dünyada seçim şansımın bol olması beni etkileyen başlıca faktörlerdendi. Makine mühendisliği eğer pazarlama vs. gibi mesleğinizden biraz bağımsız konularla ilgilenmiyorsanız çok zevk alabileceğiniz bir meslek. Tabi kimi sever kimi nefret eder orası ayrı ama, bilinçli tercih edenler kesinlikle pişman olmaz onu söyleyeyim.
Ha bir de. Uçak motorları çok etkiliyordu beni. Sırf uçak motoru merakım da etkili olmuştu makineyi tercih etmemde :) Sonra bu heves geçti tabi ,yerini başka hevesler aldı. Enerji santralleri gibi :)
Aslinda tamamen ilgi alanlarimdan dolayi. Kendime baktigim zaman muhendislik disinda bir bolum okuyamayacagimi ve calisma hayatinda da insan iliskilerinin ve iletisiminin onemli oldugu bir yerde calisamayacagimi fark ettim. Arka planda calismak istedim yani, uretimde planlamada. Sonra da hangi muhendislik olacagina karar vermem gerekti. Somut bir seylerle calismak istedim, bilgisayar programlariyla aram hic iyi degil gercekten. Sonuc da makine muhendisligi oldu.
Hemen hemen tüm sektörlerde iş bulabilen bir bilim dalıyız. kısaca bir gömleğin düğmesinden bir roketin üretimine tasarımına kadar pekçok sektör mevcut. Makine mühendisi de en genel anlamda ihtiyaç olunan ürünün tasarımını yapıp üretim yöntemleri kurgulayark o ürünü en kısa zamanda en ucuz maliyette ve en kaliteli şekilde fonksiyonunu yerine getirecek şekilde üretmektir. Tüm bu işlemler yapılırken; sahip olduğu matematiksel, fiziksel ve kimya bilgilerini kullanır. Zevkli bir bilimdir. İlk mühendisliklerdendir.
Bölüm mezunlarının önünde üç ayrı yol vardır.
1-Ya oturup sıkı çalışıp ortalamasını yüksek tutacak bunun yanında ales ve yds den güzel puanlar alıp yüksek lisans,araştırma görevlisi derken akademik basamakları tek tek tırmanacak al sana kariyer yapacağım diyenlere on numara beş yıldız kariyer
2-Kpss çaışıp devlette mühendis olacak torpilin yoksa ve ortalaman düşükse bu seçeneğe asılmanızda fayda var
3-Benim dayım var benim referansım torpilim var askere gidip geliyim işmi hazır diyorsanız özel sektör
iyi mühendis diye bişi vardir kendisini iyi yetistiren kişi kolaylıkla iş bulur
çevre faktörüde önemli tabiki boşta kalmazsın seni havada kaparlar :) :)
İş imkanları oldukça geniştir. 'Makine' sektöründe gayet rahat iş bulunabilir fakat en önemlisi, Türkiye'deki yöneticilerin yarısından fazlasını makine mühendisleri oluşturmaktadır. Bu da çok büyük bir artıdır. Gerçekten pişman olmayacağınız bir bölüm. Buna eminim. Fakat bu bölüm ya da başka bölüm hiç önemli değil. Tek önemli olan hayallerinizdir.
Makine Mühendisliği Okuyorsanız ya da okuyacak olursanız. Çevre yapmanız ve dil öğrenmeniz gerekir. Aksi halde Teknik üniversitelerden mezun olmadığımız sürece özel sektörde işçi olarak bile işe başlayabileceğimiz ve yükselmemizin zaman alacağını maaşımızın düşük olacağının gerçeğini değiştiremeyiz. Akademisyen olmak isterseniz bu söylediklerim yine geçerli ve üstelik ders notlarınızın yüksek olması gerekir ki Makine Mühendisliği okuyosunuz bunun için çok ders çalışmalısınız. Devlete kapak atmak için kpss bile daha cazip gelebiliyor.
Makine parçalarına yakın duran ve bunlarla ilgilenebileceklerin gitmesi gereken bir bölüm. Her alanda varlığının olduğu tam olarak kavranarak oraya gidilmelidir. Sayısal bir zekaya ve analitik bakışa gerek duyulur.
Akademik kariyer düşünen kişiler, tereddüt etmeden Bilkent Üniversitesi Makine Mühendisliğini seçebilir. Hepsi alanında uzman akademisyenleriyle, çalışma hayatından ziyade akademik hayata yönelik mühendis yetiştirmektedirler. Uygulamayı eğitim içine sokmaya çalışmalarına rağmen daha çok teori bazında eğitim gerçekleşmektedir.
Öz güveni olmayan bir insan Makine Mühendisi olamaz bence.Evet belki Makine Mühendisliği diplomasını alır ama bu bir şey ifade etmez.Bana göre Makine Mühendisliği cesur, yeniliklerden korkmayan, gelişime açık insanlar için ideal bir meslektir.
Analitik düşünmeyi gerektirdiği şüphesiz, aynı zamanda bir çok mühendislik dalında da olduğu gibi inovatif olmayı ve olayları temelden analiz edebilmeyi gerektiriyor.