Öncelikle mimarların o sofistike, bohem görünüşüne aldanıp “havalı meslek” diyerek seçim yapmak üzereyseniz; yapmayın. Kazın ayağı öyle değil. Onun dışında şöyle özetleyebilirim; mühendislik alanlarında iki+iki=dörttür ve bunu değiştiremezsiniz. Lakin mimarlıkta iki+iki=beş dediğinizde güzel duruyorsa o beştir. Yani şunu anlatmak istiyorum mimarlıkta özne de nesne de sizsiniz efendim. Yaratıcılığınız çok önemli, dünyayı değiştirebilirsiniz. Yeni şeyler yaratmak sizin elinizde.

hem sayısal hem de sözel zeka gerektirir. hem hayal gücü hem de ileri görüş gerektirir. sadece hayal etmek yetmez, onu somut birşeylere dönüştürebilmek gerekir. bazen hayatın somut gerçekliklerini soyuta çevirip bir tasarım yapmak gerekir. aslında her şey tasarım üzerine kuruludur. mimarlık okuyan biri her şeyden ilham almalıdır. ve aslında ilham diye bir lüksü yoktur. çünkü bu bir iştir ve işleri ilhamla yapamayız. yani sürekli bir yaratım sürecindeyiz. bu da bize özgüven veriyor, hava katıyor ve diğer insanlardan farklı, daha yüce biryerlerde hissetmemizi sağlıyor. çünkü biz insanlara hayal satıyoruz ve yaşamlarını biz yaratıyoruz. çok eğlenceli bir yerde de :)

Mimarlık bölümü, diğer bölümlere göre daha sosyal olmayı, daha çok çalışmayı, üretmeyi gerektiren bir bölüm. Mimarlık tarihi, sanat tarihi gibi dallara, yaşam alanları, biçimleri, insanların mekanlarla olan ilişkilerine olan ilgim de bu bölümü seçmemde etkili oldu.

her insan ölümlüdür.onu yaşatan geride bıraktıklarıdır.mimarlık bu şansı bana veriyor.ölümsüz olma şansı.

Mimarlık hayalimdi şimdi hayatım.

mimarlık bölümnden mezun olan bir öğrenci gerçekten diğer bölümlere oranla hem maddi açıdan olsun hemde manevi açıdan olsun fark atar...iş bulmada sıkıntı olacağınnı sanmıyorum ki çok nadirdir iş bulamama..hele eğerki aileniz insşşaat la uğrasıyorsa ve bvirazda çevreniz varsa ve sizde mimarlığı seviıyorsanız bana güvenin ve inanınki mimarlıktan daha da rahat ve refah bir meslek yoktur...mimarlarbir binanın estetik kısmından sorumludur bir tek bina değil dışarıda gördüğünüz hemen hemen bütün yapıların sonradan yapılmış yapay kütlelerin hepsinden mimarlar sorumludur estetik bakımından

istiyorsa, iş bulur. istemiyorsa, bulmaz. bu lüksü vardır. önemli olan istemektir mimarlıkta.

mimarlık bölümü mezunu olduktan sonra geniş çalışma imkanları sunar size.bunu bitirdikten sonra karar verip o doğrultuda kendinizi geliştirmeniz gerekir.
büro açabilirsiniz.
kpss ile çeşitli devlet kuruluşlarında çalışabilirsiniz
yapı denetim şirketlerine çalışabilirsiniz
büyük inşaat şirketlerinde
ya da röleve restorasyon alanında çalışabilirsiniz
iç mekan tasarımnda çalışabilirsiniz . arttırılabilir daha .

mimarlık ofisleri, yapı denetim firmaları, devlet memurluğu, öğretmenlik, yapı malzemeleri firmaları gibi alanlarda iş bulabilirsiniz.

Mimarlık mezunları birden çok farklı yollarda çalışma imkanı bulurlar. Ofis kurmak, ofiste çalışmak, projelerde bulunmak, yenilik getirmek, bazı konularda farklılık getirmek, kopyacı mimarda olabilirsin(tavsiye edilmeyen davranış) ya da ben tamamen bağımsız olup kendi kendime yetebilirim diyebilirsin. Ama gün geçtikçe mimarlık öğrencilerinin sıkıntı çektikleri konular özellikle Türkiye'de üniversite mezunu olduğun gün Mimarlar Odasına üye olup hemen İstanbul göbeğinde gökdelen dike bilebiliyorsun. Bu da kötü sonuçlar çıkaran yapılaşmalara neden oluyor ilgisin olmayan insaların bile anladığı çirkinlikler. İş bulabilmek zor değildir mimar olarak ama niteliksiz bir mimar olarak iş bulup çalışmak teknikerden farksız olmak gibidir. O yüzden Türkiye'de çok fazla mimarlık şirketleri var ve bu konuda çok fazla iş mimarlığı hayal edilmeyen bir durumla karşı karşıya getiriyor.

hiçbir özel yetenek gerektirmez. hatta yeteneksizim diyorsan bu bölüm tam sana göredir. çünkü türk eğitim sisteminde kimse "mimar" olarak yetiştirilmez lise mezunu olana dek. örneğin resim dersleri boş geçer. geometri her zaman en korkulan ve en anlamsız gelen derstir. artık meslek liseleri dışında dikiş nakış gibi el işi şeyler öğrenen okullar yok.
bu nedenlerden dolayı, siz, "ben mimar olamam veya olabilirim" deme lüksüne sahip değilsiniz. bunu bilemezsiniz. içinizdeki sese de güvenmeyin. sadece, şuna odaklanın, ben mühendis olabilir miyim, ben doktor olabilir miyim, ben öğretmen olabilir miyim? ama ben MF okudum. yani sayısalım. ama istemiyorum hiçbirini.
eğer böyle diyorsanız muhtemelen mimar adayısınızdır.
"çok güzel resim çiziyorsanız, bu iyi bir ressam olabileceğinizi gösterir." derdi bir hocamız mesela.. ya da, "çok iyi teknik resim çizmeniz, sizi sadece bir teknik ressam yapar." derdi.
ya da çok iyi maket yapmanız sizi bir mimar yapmaz arkadaşlar.
bu bölümü seçip birkaç yıl okuduğunuzda dersler, hocalar, arkadaşlarınız, okulunuz, eğer bu mesleğe dair birşeyler hissederseniz, yaparsınız. budur.
ama hayal gücü ve pratik zeka önemli bir faktördür..

kesinlikle yok öyle birşey...yetenek diye birşey yoktur zaten sadece bir işi sevme ve işte kendini geliştirme vardır gerrisi fasa fiso,bak mesela ben,daha geçen seneye kadar insan çizerken ilkokul 1.sınıftakiler gibi çizerdim gerçi halada öyle çiziyorum ama mimarlıkta da kendime çok güveniyorum ve başaracağımada ınanıyorum bu benim mimarlıkta ilk senem ama gerçekten iyi ve başaralı bir sene geçirdiğime inanıyorum ki proje notlarımda onu gösteriyor..yetenek işine takılmayın kardeşlerim..

Mimarlık için özel yetenekten öte doğuştan gelen yaratıcılık gereklidir. Ve her zaman hayal etmekten vazgeçmiyorsan mimarlık çok güzel hayaller kurulabileceğin ve kurdurabileceğin yapıtlar ortaya çıkarmalıdır. Ve her zaman 3 ten geriye sayarak değilde 3 ten ileriye sayarak vaktini geçirmektir çünkü mimarlık geleceğe hitap etmelidir.

Özel yetenek gerekli değildir fakat mimarlık mesleğinde TUTKU herşeydir.Bu tutku sizi araştırmacı yapıyorsa defalarca perspektif çizip sonra çizdiklerinizi beğenmeyip yeniden o perspektifleri çizmenizi sağlıyorsa doğru yolda ilerliyorsunuz demektir.Profesyonellerin bile araştırmaktan vazgeçmemeleri sanırım bu mesleğin ne kadar derin olduğuna ve araştımanın temel gereklilik olduğuna referans vermektedir.Ünü bir mimar şöyle söylüyor : Denemeden bilemezsiniz ; kim bilir belkide sizin içinizde bir Michelangelo uyuyordur ?

Türkiye’de Diş Hekimliğinden sonra en çok masraf yapılan bölüm mimarlıktır. Malzemeleri çeşitli ve profesyonel olmak zorundadır bu yüzden ilk üç sene yıllık ortalama 1000, son sene 2500 lira civarı para, projelerinize feda olacaktır :)

Açıkcası her mesleğin daha doğrusu her öğrenim kurumunun belli bir masrafı vardır. Mesela tıp için yüklü miktarda paralar ödeyip kitap alıyoruz hoş tek iyi yanı kitapların sahtesini yani korsanını başka yerlerden temin edebilmek. Mimarlıkta bu iş biraz daha zorlaşıyor çünkü mimarlık genel olarak malzeme bütününü kullanarak pratikle birlikte gelişimi sağlıyor. Bu işi pratiğe dökebilmek ise dediğim gibi malzemeden geçiyor. Yalnız malzemeyi cüzi bir fiyata bulmanız da mümkün. 

Kesinlikle doğru. Maket ve çizim malzemelerinin yanı sıra (bunları araştırıp toplu olarak uygun fiyatlara da alabilirsiniz) sürekli bir pafta çıktısı almak için masraf yapmak gerekir. Üniversite hayatım boyunca çıktı masraflarının sürekli artması sebebiyle okulda beş parasız aç kaldığım çok olmuştur. 

Evet masrafı olan bir bölüm. Nasıl mı şöyle ki her hafta iki gün stüdyo dersi için çizimlerimin çıktılarını alıyorum bunun yanı sıra diğer derslerin ödevleri maketi, posteri derken düzenli olarak bir şeylere para verdiğimiz bir bölüm. 

Stüdyo dersi için ilk sınıfta aldığım bilgisayar 6000 TL. Yani doğru.

Mimarlık sıkalası çok geniş bir meslek dalı. İngilizce bilmek artık çağın gerektirdiği bir durum. Bunu farklı bir dil olarak görmek şu dönemde yetersiz. İngilizcenin yanında farklı diller öğrenmek daha çok avantaj sağlayacaktır. Çünkü kendini ne kadar geliştirip ileriye taşıyabilirsen o kadar ön plana çıkarsın. 

Mimarlık bölümü sorusu olmasına rağmen Mühendis olarak cevab yazmak uygun olacağı kanaatindeyim. Uzun süredir globalleşme üzerine çok yazılar yazıldı. Ortak nokta her bireyin diğer insan gruplarıyla ortak dil ve yazışmanın oluşacağı çekişmelerin içerisinde pek çok dillere göre İngilizce dominant hale geldi.Bilim ve teknolojinin öncülügü İngilizce konuşan Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Avusturalya ülkeleri oldugu dikkat çekmekte. Globalleşme içinde göçmenlik birinci sırada her gün basında yer almakta. Bu süreç 1980 yılından bu yana logaritmik olarak artış trendinde. An itibariyle 2. dil bilmenin neredeyse olağan olduğu dünya düzeni ortada olduğu kesin.Bu kapsamda kariyer arayışınızda bir şekilde meslekte  karşılaşacagınız  sorularnı şimdiden yok etme adına İngilizce eğitim veren yada meslek derslerini ingilizce almanız uygun olacaktır.Tecrübe karşılaştıgınız sorunu çözmek için İngilizce  bir araç olacaktır. Ne kadar çok dil aracın kullanbiliseniz size daha hızlı yol kat etmenize yol açacıktır. 

Bülent Çetin
Bülent Çetin
Kalite Müdürü, Aga Enerji

Mimarlık okuldaki hocalarımızın çoğu bölümü kendi dilinizle okumalısınız diye ingilizce okumaya karşılar. Ama hepsi değil, benim tavsiyem türkçe okumalısınız. Çünkü bölümü anladığınız dille (ingilizceniz iyi kendime güveniyorum bire bir, anadili ingilizce olan kişi gibi konuşabilirim diyorsanız sizler hariç.) okumak sizleri mezun olduğunuzda farklı pozisyonlarda kendini ifade edebilen bir mimar olarak çok güzel yerlerde bulursunuz. Unutmayın kendinizi ifade etmek başka dili bilmekten daha önemlidir.

Dünya mimari sektöründe Türkiye çok aşağı sıralarda yer almaktadır. Türk öğrencilerimizin yaratıcılığına ve yeteneklerine bir şeyler katması için yurt dışı deneyimi yaşamak üzere İngilizce’nin şart olduğunu düşünüyorum. Hatta biraz daha özele inmek gerekirse İTÜ’de İngilizce’nin yanı sıra 2 veya 3 yabancı dil tavsiye ediliyor. 

Mimarlık bölümü bu alanda kendine güvenen ve küçüklüğünden beri aynı hedefte giden ve o hedef için bir yıl daha hazırlanan biri gibi başka bir hedef İçin gitmeyip. Bu bölümde para var demeyip gelinecek bir bölüm değil bu bölümün yüklediği büyük sorumluluk öncelikle çok önemli sorumluluk sahibi biri ve sıkı bir çalışma düzensiz uyku ve Seher vaktini severek karşılayacak yetenekler gerektirir.

Sabırlı, azim ve kararlılıkla eleştirilere göğüs gerebilecek insanlara uygundur. Zira eğitiminize başladığınız andan itibaren bitmek bilmeyen eleştirilerle ve uykusuzlukla okul hayatınız geçer gider. Aynı zamanda hem mühendislikten kopmadan hem de sanatsal yönünüzle bağlantı kurarak yapmanız gereken bir meslek.

ağır bir bölüm sabırlı insanlara

Disiplinli bir şekilde 14 haftalık süreçte çalışma gerektirecek bir bölüm. Her hafta bir önceki hafta yaptığınız çalışmayı yenileyerek tekrar yapmalısınız. Sürekli çalışma gerektiren bir bölüm.