Hayır. Ama çizim yeteneğin olduğunda diğerlerinden bir adım önde başlamış oluyorsun
Yukarıda bahsettiğim üniversitenin dağınık bir yerleşkeye sahip olmasının olumsuz sonuçlarından biri konaklama bedelleri. Tabi ki Edirne halkı da öğrenciyi sömürmeye çalışmıyor değil, yani dağınık bir yerleşke olmasa da sanırım fiyatlar bu gibi olurdu. Burada okumayı planlıyorsanız, 10-15 yıllık bir binada 500-800 TL arası bir kira ile oturmayı göze almalısınız bir kere. 3+1 evler için konuşuyorum. Ha yok ben tek basıma apartta kalacağım ya da ev tutacağım derseniz de yine tek başınıza minimum 400 tl olan stüdyo daire apartlar ya da minimum 500 TLden başlayan stüdyo kiralık daireler var. Bahsettiğim apartlarda genelde yer kalmıyor tabi. He bi de stüdyo dairede yaşamak da baya bunaltıyor insanı. Minimum 1+1 apart ya da ev tercih etmenizi öneririm yalnız kalacaksanız da. Bu da cebinizden minimum ayda 600 TL çıkması demek, şanslıysanız. Burada yaşam çok pahalı.
Öğrenciye bolca iş imkanı var, ama canınızı çıkarıp 3 kuruş veriyorlar. Günde 11-13 saat çalışıp 20-25 TL ile evinize gönderilebilirsiniz. Part-time imkanları da var tabi. Ama Edirne'de part-time anlayışı günde 8 saat demek. Ve alacağınız para 15-20 TL.
Doğru düzgün bir buz pateni pisti yok. Şehir çıkışında kocaman bir tane var. Pist buz değil. Şehir içinde bir tane var minik (ortasından kolon geçiyor bir de), ama bari pisti buz.
Bowling salonu yok, yani şu an için. Olacak mı bilmiyorum.
Paint-ball var diyorlardı ama, ben 3 sene oldu göremedim :) Nerde bilmiyorum bile.
Edirne'de belediye otobüsleri ve şehirlerarası terminal tekel. Bu sebeple diledikleri kadar pahalı hizmet sunabiliyorlar. Yani hizmet sunma yok da-hani öyle denmesi lazım. 3 sene içinde İstanbul-Edirne otobüsleri 10 TL'den 25 TL ye çıktı mesela. Dolmuş ücretleri de öğrenciye 3 sene önce 60 kr iken Şuan 1.15 TL. Bir 3 sene daha sonra ne olacak hiç bilmiyorum.
Dolayısıyla, Edirne'den başka bir şehre gezmeye falan gitmeye karar verirseniz yine sizin için büyük bir maddi külfeti olacak.
Toparlarsak;
Buraya gelecekseniz, maddi anlamda güzel bir desteğe ihtiyacınız olacak.
Mimarlık bölümü mezununun yaptığı iş; özel sektörde, kendisine gelen müşterinin istediği özelliklere sahip bir yapı ortaya çıkarıp sunmak, beraber çalıştığı müteahhitin istediği yönde uygulama projesini değiştirerek uygulamak falan sanırım :) Henüz o kısma geçemediğimden kesin bir bilgim yok :) Ama mimar adam boş kalmaz, iş imkanı var hep sanırsam :) en kötü teknikerlik yapar yine de iş bulur.
Trakya Üniversitesi değil de, Edirne'yi seviyorum. :)
Üniversitenin sosyal aktiviteleri çok fazla olmasa da, öğrenciler kendi aralarında sıkça aktivite düzenliyor.
Edirne inanılmaz güzel bir şehir. Küçük, ama insanları çok geniş mezhepli (bazı bölgeler hariç). Belki de yıllardır öğrencilerden alıştıklarındandır bilmem, bazen size bile abartı görünen manzaraları Edirne halkı benimsemiş adeta. Şanslıysanız Edirne'li yardımsever birkaç arkadaş edinir ya da esnafla muhabbet kurarsınız, Edirne ve yaşam hakkında mezun olana kadar size yardımcı olurlar. Heh- güzel bir şehir diyordum. Bir Karaağaç, bir Meriç nehri Edirne'yi doğayı azıcık birazcık seven bir insana bile cennet gibi gösterebilir. Tabi biraz şehir dışında kalıyor sayılır bu bölgeler ama, gerçekten gördüğünüzde hayranlık uyandıracak kadar doğal ve güzel. Hele bisiklet turuyla giderseniz, çok daha eğlenceli bir hal alıyor oralara gitmek. Ne sıkıntı kalıyor ne bir şey.
Bir de minik barlar sokağı var. Birkaç metre. O da aslında bir artı :) Akşamları kalabalık oluyor, öğrenciler hep orada toplanıyor, sevimli oluyor bence.
Zübeyde Hanım Parkı, Edirne'nin öğrenci açısından en büyük artısı. Çayın 75 kr olduğu tek yer bildiğim kadarıyla.
Başka da aklımda bir şey yok şu an için
Dağınık bir yerleşkesi (kampüs) var. Edirne içinde benim bildiğim 6 yerleşkesi var. Şehrin bir ucundan öbür ucuna kadar aralıklı aralıklı kampüs. Tabi 2si merkezi kampüs sayılır, "öğrencilerin yoğunlukta olduğu (fakülte sayısından dolayı)" ve "çevresinde konakladığı" olmak üzere 2 kampüs var ki, biri Ayşekadın yerleşkesi diğeri Balkan. Ayşekadın biraz daha şehrin merkezine yakın olduğundan orada konaklama olayı daha yoğun.
Bundan hoşlanmıyorum, çünkü bu şehirdeki konaklama fiyatlarını doğrudan etkiliyor.
Pek fazla sosyal aktivite yok üniversiteye ait. Birkaç aktif klüp var, onların da etkinlikleri senede 1-2yi aşmıyor.
Trakya Üniversitesi'nin öyle çok beğendiğim bir yanı yok. Daha doğrusu bana üniversitenin hiç bir artısı olmadı bu güne kadar.
Ben pek okumaya hevesi kalmış bir çocuk sayılmam. Yıllarca okumaktan yoruldum sanırım, bir ara vermeyince de böyle yorgun argın devam etmek gibi olacaktı. Böyle evimde oturayım tembellik edeyim, öyle bir hayat istiyordum. Ama tembellik ederek hayatın sürmeyeceğini de biliyordum. Bari evimde oturup yapabileceğim bir işim olsun dedim. Mimarlık bölümünün avantajlarından biri olduğunu düşünüyorum. Bilgisayarın nerdeyse işin orda olabilir. Tabi mezun olduktan sonra şantiye-ofis diye ayrılabiliyor da çalışma alanı, ama bir mimar elbette ki çizim yapacak öncelikle :) o aşamayı evimde de yapabileceğimi düşünmenin verdiği rahatlıkla mimarlık yazdım. Tabi bir de akrabalar arasında inşaat mühendisi bulunması faktörü de etkili oldu. Sonuçta ileride beraber çalışmam gerekecek bir meslek grubu. Ama gaza geldim diyelim.
Açıkçası benim puanımın yettiği yer burasıydı. Tercih ederken Edirne nasıl bir yer ya da Trakya Üniversitesi nasıl bir okul hiçbir bilgim yoktu. İkinci sene hazırlanmak istemediğimden burayı da ekledim tercihlerime.