Evet, okulumu seviyorum.
Tüm fakültelerin büyükçe bir binanın katlarına yerleştirilmiş olması ve yeşil alan/bahçe diye tanımladığımız alanların görece az olması. Bunlar mimarlık bölümünü değil tüm üniversiteyi ilgilendiren sorunlar. Mimarlık özelinde ise şunu söyleyebilirim; eğitimden, stüdyo çalışmalarından yana bir sıkıntı olduğunu asla söyleyemem. Sadece fiziki şartlardan oluşan bir sorun var; bir mimarlık öğrencisi olarak çoğu doğal ışık almayan stüdyolarda eğitim görmek ironik bir durum oluşturuyor. Tabi okulumuzun kırtasiyesinin normalin çok üzerinde fiyatlarla biz mimarlık öğrencilerini (her okulda olduğu gibi) söğüşlediğini belirtmekte de fayda var.
-Mimarlık özelinde- bir kere “maket atölyesi” çok önemli bir artı. Ve verilen eğitimi diğer mimarlık fakülteleriyle karşılaştırdığımızda kaliteli olduğunu görüyoruz. Onun dışında üniversitenin tüm ulaşım araçlarıyla gelinebilecek çok merkezi bir yerde olması da önemli bir artı. Hele de İstanbul gibi bir trafik keşmekeşi olan şehirde. Okulun burslar konusunda cömert davranması ve devlet bursunun 7 sene boyunca hiç kesilmemesi de önemli bir ayrıntı.
Öncelikle mimarların o sofistike, bohem görünüşüne aldanıp “havalı meslek” diyerek seçim yapmak üzereyseniz; yapmayın. Kazın ayağı öyle değil. Onun dışında şöyle özetleyebilirim; mühendislik alanlarında iki+iki=dörttür ve bunu değiştiremezsiniz. Lakin mimarlıkta iki+iki=beş dediğinizde güzel duruyorsa o beştir. Yani şunu anlatmak istiyorum mimarlıkta özne de nesne de sizsiniz efendim. Yaratıcılığınız çok önemli, dünyayı değiştirebilirsiniz. Yeni şeyler yaratmak sizin elinizde.
Bir kere mimarlık okuyacaksanız, okulunuzun bulunduğu şehir çok önemli. İstanbul gibi dünyanın en önemli imparatorluklarına ve doğal olarak o imparatorluklardaki tüm sanatsal, mimari etkinliklere ev sahipliği yapmış ve o eserleri hala daha bünyesinde barındıran bir “İmparator Şehirde” mimarlık okumak tüm dünyadaki mimarlık öğrencileri arasında yakaladığınız bir ayrıcalık olacaktır. Bu manada İstanbul’daki mimarlık eğitiminin en önemli okullarından biri de Kültür Üniversitesidir. MİMED tarafından mimarlık bölümü akredite edilmiş ilk ve tek vakıf üniversitesidir (Diğer üniversiteler: YTÜ, Anadolu Üniversitesi). Sınava hazırlanan öğrenci mimarlık istiyorsa genelde İTÜ ve YTÜ onun için hedef tahtasındadır. Fakat artık burs imkânları ve devlet üniversitelerine göre bir takım konularda sunduğu ekstra olanaklarla vakıf üniversiteleri önemli alternatifler oluşturuyor. İstanbul’da ve mimarlık alanında ise bu alternatifi oluşturan en önemli okul bence Kültür Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi diye düşünüyorum.