İTÜ sizi bir dünya vatandaşı yapmaz, yabancı kaynakları takip edip, dünyadan haberdar olmak size kalır. İTÜ sizi sosyal bir insan yapmaz, kulüplerden, gezilerden haberdar olmak için siz etrafınıza bakmalısınız. İTÜ sizi saf ve katıksız bir mühendis olarak yetiştirir. Ama hiçbir mühendis, tek başına mühendis olarak değerli değildir. Dönem, birden fazla disiplinde yetkinlik, en azından genel kültür gerektiren bir dönem. Tasarım bilen mühendis, sosyolojiye meraklı mühendis, pazarlama beceren mühendis olursanız, rekabette ancak sıyrılabilirsiniz. Ekşi Sözlük'te resmedilen İTÜ mezunu profilinden kurtulmak sizin sorumluluğunuz. Matematikte başarılı, sosyal hayatta başarısız insan, matematikteki başarısını hayatına yansıtamaz.
İngilizce konusunda bazen çok geri kafalı sistemler kullanılabiliyor. Çok iyi İngilizce öğreniyorsunuz fakat okul’da verilen akademik İngilizce dersleri bir üniversite öğrencisi için çok ağır. Hazırlığı çok yüksek puanla atlamış öğrenciler bile bu derslerden kolay kolay geçemiyorlar. Sonunda öğreniyorsunuz fakat öğrenciye bu kadar erken vakitte bu kadar ağır bir bilgi yüklemek bence çok yanlış. Kampüsler çok güzel ve ferah fakat bazen inşaat alanlarının fazlalığı rahatsız edebiliyor. Bir de fiyatları çok ucuz olmasına rağmen yemekhanesinde çok küçük porsiyonlarda yemek veriliyor. Son olarak ise yurtlarının imkanlar açısından yeterli olmasına rağmen sayı bakımından öğrencilere yetmiyor olması rahatsız edici.
Bürokrasi. İşini bilmeyen memurlar. Bilmiyorum bunlardan başka üniversitelerde de var mı, ama bazı memurlar gerçekten çok küstah olabiliyor. İTÜ'de öğrencinin hakkını koruması lazım. Hocalara değil de, yönetim ve idari birimlere karşı. Ayrıca çoğu fakültede kemikleşmiş bir yapı var, "öğrencinin istediği yapılmaz" şeklinde ilerleyen, İTÜ EE Fakultesi için böyle en azından. Bunlara karşı strateji geliştirmek gerekiyor. Eğer oyunu düzgün oynarsanız, istediğinizi yaptırırsınız, (dersin zamanını değiştirmek, ders açtırmak gibi konular)
Taşkışla ve Gümüşsuyu'nun mimarileri müthiş, fakat Maslak berbat halde bence. Binalar özenle yapılmamış, EE fakültesinde daha yeni sınıflar yenileniyor. Eski sınıflarda akustik problemi var ve ders dinleme konusunda problem olabiliyor.
Her öğrenci için yurt imkanı bulunmuyor ne yazık ki. Yurtların çoğaltılması gerekiyor.
Üniversitenin içine işlemiş olan bir siyasi yönelimi var. Henüz tam idrak edebilmiş değilim ama rektörlük akademik bir makamdan çok siyasi bir makam gibi görülüyor. Belki de mühendislik kökeninden dolayı olacak ki, kürsünün ticarethaneye dönme riski büyük.
Her şeyin mühendisliğini yaparız, tarzında bir düşünme biçimi. Bunun nedenini sadece İTÜ'ye bağlamak yanlış olabilir. TR'nin geçmişine baktığınızda ülkenin alt yapısını ve teknik sistemini İTÜ mühendislerinin geliştirmiş olduğunu görüyorsunuz, doğal olarak sadece İTÜ varmış o zamanlar. Dolayısıyla araştırma ve akademik çalışmaya dair görülen her şey bilimden çok mühendisliğe atfediliyor. Bilemiyorum ne kadar doğru.
Her ne kadar Erasmus yoluyla Avrupa'ya olan bağlantısı kuvvetli olsa da, aynı şey geri kalan ülkeler için geçerli değil. Sağlam bir 'international ofisi' yok. Kısa bir süredir oldukça aktif şekilde çalışıyorlar. Nitekim İTÜ'de yeterince reklamlarını yapmadıklarından (İTÜ'de hiç kimse ya da hiçbir kurum yeterince reklamını yapmaz :)) İTÜ öğrencilerinin ya durumdan haberi yok ya da zaten exchange biraz pahalı bir aktivite olduğu için öğrenciler yanaşmıyorlar. Yine de istediğiniz bir okulla zamanında harekete geçerseniz anlaşma yaptırabilirsiniz ve o okula gidebilirsiniz. Bizzat yaşadım.
Ayrıca, dikkat edilmesi gereken, İTÜ'de uyanık olmak gerekir. Dediğim gibi etrafı kolaçan edip nerede ne var araştırmanız gerekiyor. Kimse önünüze hazır bilgi koymaz. Çok imkanı var ama bilmediğiniz sürece hiçbir anlamı yok.
Yurtlarının ve yemekhanesinin herhangi bir vakıf üniversitesine göre çok pahalı olduğunu düşünüyorum.Ayrıca bazı hocaların -ki her üniversitede bulunabilir- çok içten olmadığına, hatta öğrencileri okumaktan soğutmak için ellerinden geleni yaptıklarına da şahit olmuşluğum vardır.
Maslak kampüsü mütemadiyen bir şantiye alanını andırır. Yeni bir laboratuvar, yemekhanenin büyütülmesi, yeni bir yurt binası yapılagelir sürekli. Bence yurtlar nicelik bakımından yetersiz, özellikle bayan öğrenciler için. İşletme Fakültesi’nde üst kapı/alt kapı mevsuzu vardır, çalışmayan turnikeler ile kapılardan öğretim elemanı/öğrenci ayrımı ile geçemezsiniz. Sevilmeyecek bir yan değil belki de ama okulun geneli sol partilerin değerlendirme toplantılarını veya kurultaylarını canlandırı; hata aramaktan, nasıl daha iyisini yaparız demekten iktidara alternatif olunmaz. Bu bile okuldan uzaklaşınca sempatik gelir.
yani genel manada yetişen benim fakültem açısından çok az kız öğrenci var.Aileler mi yoksa kız öğrencilerden mi kaynaklı bu bilmiyorum ama benim hoşuma gitmiyor.Şöyle somutlastırıyım size : benim dönemim 0 Türkçe okuyan yalasık 110 kişiyiz ve de kız sayısı 10 dan fazla değil arkadaşlar.Bu demek değil ki bu bölümü düşünen kız öğrenci vazgeçsşsin asla :D ideallerinizi uğruna savaşın bu sizin savaşınız ne annenizin ne de babanızın :D konuya geri dönersek erkek egemen bir ortam bir yerden sonra ayyyyy yeter dedirtiyor.Hoş hırs ve rakebet açısından sizi bileyen bir ortam.Haha ben de yaparım erkeklerin yaptıgını düşüncesi çoğu kez sizi düştüğünüzden yerden kaldırıyor sonra mecburi langırt oynamayı öğreniyorsunu :D eğlence anlayısınız değişiyor haliyle
Sanırım bir sürü köpek olması. Köpekleri seviyorum ama bazıları bazen çok saldırgan olabiliyor.
-Hocadan hocaya hem notlar hem de verilen dersin anlatımı çok değişiyor.
-Sistemden ders seçerken yaşanan yoğunluk yüzünden hiç bir dönem tüm seçimlerinde istediğin hocaları(bazen istediğin dersi) seçemiyorsun.
-Sosyal takılmak için bulunan mekanların yiyecek-içecek fiyatları normalden daha fazla
-Kulüp olarak bir etkinlik çıkarırken çok fazla belgeye ihtiyaç duyuyoruz ve sık sık sorunlar çıkıyor.
Bazen maslağa gitmek can sıkıcı olabiliyordu. Ben taşkışla ve çevresini seviyordum. Hem konum hem atmosfer hem de sosyal çevre olarak. Ama kütüphane ve ormanlık kampüs de maslağı güzel kılan şeyler. Yabana atmamak gerek.
Maslak kampüsünde almak zorunda olduğumuz fizik,kimya,matematik gibi dersler Maçka kampüsüne gelmek gereken zamanlarda çoğumuza dert oluyor.
Harç miktarları diğer üniversitelere oranla yüksek.
Her ne kadar özgür üniversite ortamından bahsettiysem de İTÜ, Türkiye'nin akademik sisteminden, YÖK'ten bağımsız değil. Türkiye'nin kalanında yaşanan bazı sorunlar İTÜ'de de mevcut. Sadece biz öğrenciler olarak kendimizi biraz yalıtmaya çalışıyoruz.
Bunun dışında İTÜ'nün en büyük sorunu barınma. Öğrencileri için yeterince yurt imkanı sağlayamamakta. Her sene yurtlara başvuran pek çok kişi açıkta kalıyor ve yurtlara yerleşebilmek için birkaç ay beklemek zorunda kalabiliyorlar. İstanbul'un yaşam pahalılığı dolayısıyla öğrenim hayatları boyunca -haklı olarak- yurtlarda barınmak isteyen öğrenciler var ve İTÜ bu konuda yeterli değil. Yeni kız yurtları yapıldı ama erkek yurtları gerçekten az. En son inşa edilen erkek yurdu 2000'de açılan Vadi yurtları. O zamandan beri üniversite gittikçe kalabalıklaştı, yeni bölümler açıldı ve kontenjanlar artırıldı. Ama yurtlar konusunda henüz somut bir adım atılmış değil.
Ayrıca pek çok üniversitede olduğu gibi İTÜ'de de çok sıkıntılı bir ders kayıt sistemi var. Her dönem ders seçiminde sıkıntılar doğuyor, sistem kilitleniyor. Kontenjanlar da yetmeyebiliyor ve istediğiniz dersi alamayabiliyorsunuz. Bunlar önemli sorunlar ve henüz aşılacağa benzemiyor.
Makina mühendisliği bölümünde de çok önemli sorunlar mevcut. 2011'de ders programında çok büyük değişiklikler yapıldı ve maalesef makina fakültesi bu değişiklikler için yeterince hazırlanmış değildi. Bu da bazı kritik derslerin sadece belirli dönemlerde açılmasına yol açıyor. Sadece tek dersten kalarak okulu uzatmanız mümkün.
Absence of dormitory/ housing facility and kindergarten for kids of graduate students.
Evet bazı dersler gereksiz gelebiliyor insana, özellikle birinci sınıfta fizik matematik türkçe gibi temel dersleri alırken. Bir de okul içi ücretsiz mekik servisi ders çıkışı saatlerinde yoğun oluyor, uzun süre beklemek, ayakta sıkış tepiş gitmek zorunda kalabiliyorsunuz.
Adaletsizliğinden hoşlanmıyorum. Sınavların ölçücülüğü zayıf ve aldığınız notlar çok az şey ifade ediyor. Diğer üniversiteler de benzer sorunlara sahip mi bilmiyorum ama eğer bu durumu bir şekilde aşabilmişlerse çözümü paylaşmalarını çok isterim.
Okul ile alakalı değil ama Rusya'nın yaşam kalitesi ve şartları insanın günlük hayatını etkilediği için bazen okullar sıkıcı geliyor. Örneğin kışın güneşin 11 de falan doğması sanki tüm gün gitmişte tekrar yatağa yatmışız gibi hissettiriyor.Bir de Rus yemek kültürü çok iyi değil, bazen o da moral bozuyor anne yemeğinden sonra :)
Kaliteli öğrenci profilinin yanında hayatta maalesef hiç bir amacı olmayan öğrencilerin de olması (ki sanıyorum bu her okulda vardır), stajın zorunlu olması (ben zaten yapıcam niye uğraştırıyorsun staj defteri falan), kalabalık olması (bazen sıra sana hiç gelmeyebiliyor).
İTÜ her şeyiyle güzel bir üniversitedir. Fakat kötü yanları o kadar da önemsenecek derecede değildir. İTÜ'de öğrenim hayatınızda Hocalar yönünden kesinlikle sıkıntı yaşamayacağınız garantisi veririm. Ancak başka şehirlerden gelip barınma gibi ihtiyaçlarınızı karşılamakta biraz zorluk çekebilirsiniz.
kluplerın cok aktıf olmaması. aktıf ama yeterınce degıl bence.
Yurt yetersizliği, yemekhane kalitesizliği.