İstanbul'da ve Türkiye'de Vakıf üniversiteleri arasında en iyilerindendir. Akademik kadrosu ve yurt dışı bağlantıları çok iyidir. Atatürkçüdür. Burslu okursanız çok daha güzeldir.
Bir kere mimarlık okuyacaksanız, okulunuzun bulunduğu şehir çok önemli. İstanbul gibi dünyanın en önemli imparatorluklarına ve doğal olarak o imparatorluklardaki tüm sanatsal, mimari etkinliklere ev sahipliği yapmış ve o eserleri hala daha bünyesinde barındıran bir “İmparator Şehirde” mimarlık okumak tüm dünyadaki mimarlık öğrencileri arasında yakaladığınız bir ayrıcalık olacaktır. Bu manada İstanbul’daki mimarlık eğitiminin en önemli okullarından biri de Kültür Üniversitesidir. MİMED tarafından mimarlık bölümü akredite edilmiş ilk ve tek vakıf üniversitesidir (Diğer üniversiteler: YTÜ, Anadolu Üniversitesi). Sınava hazırlanan öğrenci mimarlık istiyorsa genelde İTÜ ve YTÜ onun için hedef tahtasındadır. Fakat artık burs imkânları ve devlet üniversitelerine göre bir takım konularda sunduğu ekstra olanaklarla vakıf üniversiteleri önemli alternatifler oluşturuyor. İstanbul’da ve mimarlık alanında ise bu alternatifi oluşturan en önemli okul bence Kültür Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi diye düşünüyorum.
Akademik kadrosu çok iyi bir okul.
Bu üniversiteyi seçmemde daha önce bu okuldan mezun olmuş tanıdıklarımın yorumları,sınav puanım,okulun konumu gibi faktörler etkili oldu.Ama puanın daha yüksek olsaydı yine burayı seçer miydin diye sorarsanız cevabım okulda geçirdiğim 4 senenin ardından HAYIR olurdu.
Bu soruya verecek pek çok cevabım var aslında. Her şeyden ama her şeyden önce ‘İstanbul’da”, burslu okuyacak olmam, okulun imkanlarının çok iyi olması, gireceğim bölümün akademik kadrosunu daha önceden araştırmış olup bundan tatmin olmam ve daha pek çok sebep sayabilirim belki de. Adeta bir otel kıvamında olan üniversitede burslu öğrenci bakış açısıyla çok rahat öğrencilik yılları geçirdiğimi söyleyebilirim. İçinde Starbucks’ı, kuaförü, Biletix’i bir arada barındıran nadir üniversitelerden sayılabilir. Ayrıca burslu öğrenci nüfusunun da yoğun olduğu bir üniversitedir!
Diğer bölümleri bilmem ama Hukuk bölümünde ayrım yok. Üniversiteye girince kimin ne olacağı belli olmuyor. Şöyle örnek verebilirim okul 1'incisi 2'incisi burssuzdu. Üniversiteye girince burslu burssuz ayrımı kalmıyor. Kim çalışkansa onla takılıyorsun, ondan not istiyorsun, "ıııı burssuz buuaa", " ayy burslu fakir" falan tavırları falan yok.
Kesinlikle böyle bir ayrım yok bölüm arkadaşlarımın dahi burs durumlarını bilmiyorum.
Endüstri mühendisliği bölümünde karşılaşmadım başka bölümlerde var mı bilmiyorum.
Kesinlikle böyle bir ayrım yok.
Yüreyen merdivenleri, sıtarbaks, kuaförler, zengin insanlar, 8.5 ₺ olan iğrenç yemekler, küçücük kampüsleri, ingilizce hocası olmasına rağmen antropoloji felsefe derslerine giren hocalar vs vs
Bir kere biraz merkezi değil ya da bana öyle geliyor, oturduğum yere uzak. Onun dışında Hukuk Fakültesi biraz dışlanmış gibi. Ana binadan yüz metre geride bulunuyor. Hukuk Fakültesinin ayrıca çimleri yok çimsiz üniversite öğrencisi olmaz. Çim sevdamı başka okullarda değerlendirebiliyorum.
Ana kampüsü küçük ve çok kalabalık
Okulun kampüsü çok küçük ve okul çok kalabalık bazen yemek yemeye yer bulamıyoruz
Tüm fakültelerin büyükçe bir binanın katlarına yerleştirilmiş olması ve yeşil alan/bahçe diye tanımladığımız alanların görece az olması. Bunlar mimarlık bölümünü değil tüm üniversiteyi ilgilendiren sorunlar. Mimarlık özelinde ise şunu söyleyebilirim; eğitimden, stüdyo çalışmalarından yana bir sıkıntı olduğunu asla söyleyemem. Sadece fiziki şartlardan oluşan bir sorun var; bir mimarlık öğrencisi olarak çoğu doğal ışık almayan stüdyolarda eğitim görmek ironik bir durum oluşturuyor. Tabi okulumuzun kırtasiyesinin normalin çok üzerinde fiyatlarla biz mimarlık öğrencilerini (her okulda olduğu gibi) söğüşlediğini belirtmekte de fayda var.
-Mimarlık özelinde- bir kere “maket atölyesi” çok önemli bir artı. Ve verilen eğitimi diğer mimarlık fakülteleriyle karşılaştırdığımızda kaliteli olduğunu görüyoruz. Onun dışında üniversitenin tüm ulaşım araçlarıyla gelinebilecek çok merkezi bir yerde olması da önemli bir artı. Hele de İstanbul gibi bir trafik keşmekeşi olan şehirde. Okulun burslar konusunda cömert davranması ve devlet bursunun 7 sene boyunca hiç kesilmemesi de önemli bir ayrıntı.
konumu ve kaliteli öğretim görevlileri
Üniversite burslu/burssuz ayrımı kesinlikle yoktur. Dersler zordur, ancak 1. sınıf kolay olduğundan dolayı bu dönemin kasılması halinde gelecek seneler için büyük bir avantaj elde edilebilir. En iyi akademik kadroya sahip hukuk fakültesine sahiptir. İnşaat mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Mimarlık, Moleküler Biyoloji Genetik, Psikoloji gibi bölümleri en iddialılarındandır.
Açıkçası öyle off şu özelliği harika bu muhteşem falan diyemiyorum. Ama yemek olayı baya çeşitlidir. Hukuk fakültesi binası hariç ana binada küçük olmasına rağmen okul yemek yerleri baya fazladır. Onun dışında öğrenci belgesi alma işi çok basittir verirsiniz formu 2 saat sonra size belgenizi verirler. Onun dışında öyle aman şu aman bu diyebildiğim bir şey yok. Sanırım böyle herhangi bir şey diyemememin nedeni okula fazla uğramamam diyebilirim. Hukuk bölümünde devamsızlık sorunu olmamasını buna bağlayabiliriz. Tabii bir veya iki derste yoklama alınır nadiren. Hah en sevdiğim özelliği sanırım devamsızlık olmaması diyebilirim.
Okul içerisinde bir çok kulüp bulunmakta ve yaptıkları etkinlikler sadece Kültür Üniversitesi öğrencilerini değil; başka üniversitelerin öğrencilerini ilgilendiren etkinlikler olarak karşımıza çıkıyor. Kısacası kendinizi geliştirebilceğiniz bir çok imkan mevcut.
Öncelikle çevresini yadırgamayın okulu sevin sayın. Hukuk bölümü için derslerde yoklama alınmıyor diye derse gitmemezlik yapmayın. İlk sene sıkı çalışıp ortalamayı 3.50 tarzı yapın sonra faydası çok olacak dersler giderek ağırlaşır yıllık ortalama düşse bile genel not ortalamanız çok düşmez bu da sizin yararınıza.
ilgilendikleri kulüplere üye olsunlar ve etkinliklerine katılsınlar.
yoksa siz hala öğrenci kulüplerine üye olmadınız mı?
İlgilerini çeken kulüplere katılmalarını öneririm. Ayrıca çiftanadal,yandal ve erasmus olanaklarını kesinlikle değerlendirmelidirler.
Kendiniz olun ne kadar klasik olsa bile doğru tavsiyeler gün geçtikçe değişmez. Okulda ne kadar çok aktif olursanız kendinizi o kadar ait hisseder uyum sürecini çabucak atlatırsınız. Öğrenci kulüpleri sizleri bekliyor.
Diyemedim.
Bölümdeki hocalarım mesleğimi ve okulumu sevmemde etken rol oynuyorlar.
Evet, okulumu seviyorum.
Evet, okulumu seviyorum.
Aslında diyemiyorum. Ama bu benim bölümümden ya da hocalarımdan kaynaklandığı için değil. Okulumun çok kalabalık olması beni rahatsız ediyor.