Endüstri Mühendisliği bence en matematiksel mühendislik. Sonradan bölümdeki bir hocam da bunu teyit etmişti. Bugüne kadar birçok çocuğa Matematik mi Fizik mi diye sormuş. Matematik diyenlerin çoğu Endüstri’de daha mutlu oluyormuş. Bizim işlerimiz daha ziyade matematikseldir. Yani somut bir sonuç çıkmaz ortaya, bir dişli veya bina veya devre üretilmez. Bu nedenle de daha ziyade masa başında şeyler yapma imkanı veriyor. Ben bunları seveceğimi düşünüyordum. Ama artan miktarda da satış/pazarlama gibi işler yapma imkanları var endüstricilerin. Hatta bizim sınıfın yarısından çoğu bu tip işler yapıyor şu aralar. Belki fikrim ileride değişir diye düşünerek de Endüstri seçtim. Geniş bir çalışma alanı olduğundan Endüstri iyi bir bölüm.
Mühendis mi olmak istiyorsunuz? Makinedir, inşaattır,bilgisayardır; alanında direk uzmanlaşmak istemediğiniz fakat hepsi hakkında bilgi edinmek istediğiniz bölümler mi? Hem mühendisliğin gereğince teknik bilgiler almak istiyor,hem de finans ve ekonomi alanında uzmanlaşmayı mı diliyorsunuz? “yönetim-üretim sistemlerinde verimliliği arttırmak” sizi korkutmuyor, aksine bir çok yerde çalışma imkânım var diye düşünerek geleceğe umutlu mu bakıyorsunuz? insan ilişkileriniz iyi, ikna kabiliyetiniz yüksek, liderlik yeteneğiniz güçlü mü? “evvveet!” diyorsanız siz endüstri mühendisi adayısınız :)
Ben aslında buram buram eşit ağırlıkçı kokan bir insan olduğuma inanıyorum. Esasen hukuku, işletmeyi, uluslararası ilişkileri, iktisadı isterdim. Ancak okuduğum lise benim sadece sayısal fakülteleri seçmeme müsaade eden yapısıyla beni kısıtladı. Çok fazla seçeneğim yoktu. Biyolojisi vasat bir öğrenciydim ve sağlı sektörü gram çekici gelmedi. Yaratıcı bir insan olduğum sanrısıyla mimar mı olsam dedim. İşin mühendislik tarafında ise aklımda endüstri mühendisliği vardı. 2 yılın sonunda, mimarlığı seçmediğim için hiçbir pişmanlık duymadığımı belirtmek isterim. Endüstri mühendisliğinin sayısal alanda benim için en doğru tercih olduğunu iki yılda anladım. Önerim herkesin kararını kendi vermesidir. Hiç kimseyi dinlemeyin, hem de hiç kimseyi (ana baba bacı gardaş dahil).
Öncelikle Endüstri Mühendisliğini anlamış mısınız onu düşünmelisiniz.
Bir Endüstri Mühendisi;
- Endüstri Mühendisi bir iletişim uzmanı olmalıdır.
Ancak bu kişiliğe çok bağlı bir özelliktir. Sonradan kazanılması mümkün olsa da oluşumu çok zaman alabilir ve çok uğraştırabilir. Bu yüzden kendinize iletişim konusunda nasıl olduğunuzu sorunuz...
-Endüstri Mühendisi çekingen değil, katılımcı ve girişimci olmalıdır.
Bu da kişilik özelliklerine bağlı olsa da sıfırdan kazanılması iletişim özelliği gibi zor değildir. Ancak çok koşturmalısınız her şeyi takip etmeli her yere ulaşmalısınız. Her yerden her şeyden haberdar olmalısınız. Birebir katılmalı aynı zaman da insanları katmalısınız.
-Endüstri Mühendisi inovatif ve organizatör olmalıdır.
İnovatif olmalı yeni imkanlar üretmeli her an yenilemeli her şeyi aynı zamanda kitleleri peşine takmalı arkadaşları çevresi peşinden gelmeli sürüklemeli ve ikna etmelidir.
-Son olarak bu özelliklere sahipseniz çok rahat edersiniz ancak bu özelliklere sahip değilseniz çok koşturmanız gerekir. ben her bireye bu bölümü sonsuz öneririm.
Bölüm açısından bakar isek ;
Endüstri Mühendisi her şeydir ya da her şey olabilir. Size bağlıdır siz ne isterseniz o olabilirisiniz. Kendimden örnek vermek gerekirse ben bir Endüstri Mühendisi olmayacağım ben bir Proje Yöneticisi ve Pazarlama uzmanı olacağım. Ne alakası var diyebilirsiniz belki ama başta da söylediğim gibi siz ne isterseniz o olursunuz. Bir üretimci, bir proje yöneticisi, bir pazarlama sorumlusu, bir insan kaynakları uzmanı, bir yönetici mi olmak istiyorsunuz hepsini olamazsın ama istediğin birini en iyi şekilde olabilrisin.
Kendine güveniyorsan bir hayalin varsa gerçekleştirmek istiyorsan Endüstri Mühendisliği Bölümü seni o hayale ulaştırır bundan emin olabilirsin...
Endüstri Mühendisliği hakkındaki genel kanılar üzerinden gidelim: “Meslek değil!”, “Mühendislik değil!”, “İşletme gibi bir mühendislik!”, “Çok kolay bölüm!” derler. Boğaziçi dahilindeki Endüstri Mühendisliği çerçevesinde bu kanıları değerlendirelim:
1) Evet meslek. Endüstriyelleşme dönemi evrimini tamamladıktan sonra, “nasıl üretmeliyiz?” sorunu tamamen ortadan kalktıktan sonra, “nasıl en iyi üretirim? kaynakları en iyi nasıl değerlendiririm? bu atılımlarım gelecekte bana nasıl dönecek?” gibi sofistike sorunlara analitik çözümler üretmek için ortaya çıkmış bir meslektir.
2) Evet mühendislik (alınmayın makineciler). Hatta bilgisayar mühendisliğiyle makine mühendisliği arası bir mühendislik de denebilir. Boğaziçi Üniversitesi’nde daha çok bilgisayar mühendisliğine benzer; programlama ve bilgisayar odağı ağırdır. İTÜ’de ise makineye daha çok benzer; daha üretimsel bir eğitim alırlar. Matematiksel boyutu çok ağır basar; bölüm derslerinin çoğu makine ve inşaattaki gibi somuta odaklı değil, matematiksel ve bilgisayar odaklıdır.
3) İşletmeye de benzer (en azından Boğaziçi’nde). Ekonomi, muhasebe gibi sosyal dersler de alırız. Seçmeli derslerimizi Ekonomi ve İşletme bölümünden seçebiliriz (diğer mühendisliklerde olmayan bir şey).
4) Kolay olduğunu iddia edenleri Bilgisayar Mühendisleri kadar ağır bir şekilde aldığımız C++; projeleriyle sabahlatan Simülasyon, Facility Design, Forecasting gibi derslerimize davet ederim.
Çocukluğumdan beri hep mühendis olmak istemişimdir. Doktorluğa hiç sıcak bakamadım. Lise 2. sınıftan itibaren bütün önemli mühendislik dallarını incelemeye başladım. Elektrik-elektronik mühendisliği ve makine mühendisliğinin bana uygun olmadığını fark ettim. Fizik dersim iyi değildi ve ayrıca bir atölye veya laboratuvara kapanıp izole bir hayat yaşamak istemedim. Benzer sebeplerden dolayı bilgisayar mühendisliğini de eledim. Endüstri mühendisliğinin hayata olan geniş bakış açısı ve çalışma ortamı çeşitliliği ilgimi çekti. Temelde baktığınız zaman çoğu mühendislik aynıdır. Matematiksel metotlar kullanarak elindeki kaynaklarla bir sistem veya süreç yaratır ve sorunları çözer. Fakat sorunlar ve kaynaklar farklıdır bölüme göre. Elektrik-elektronikte devre, transistör, lehim gibi, makinede dişli, motor gibi kaynaklar varken, endüstride bu kaynaklar insan, makine, zaman, kapital vb. oluyor. Bu derece farklı kaynaklara hükmettiği ve daha geniş bir bakış açısı sunduğu için endüstri mühendisliğini tercih ettim.
Endüstri Mühendisliği abimin de okuması sayesinde fazlasıyla bildiğim bir bölümdü,abime ve üniversite hayatına çok özenirken lise yıllarım boyunca başka bir şey seçeceğimi düşünmemiştim.Biyolojiyi çok sevmeme rağmen tıpla ilgili en ufak bir şeyi tercih etmek istemiyordum.Bir alt sıradaki Genetiği de çok istiyordum ama Endüstri Mühendisliği, fazlasıyla kafa yormak zorunda kaldığım Türkiye’nin iş bulma şartları düşünülünce, hep ilk sırada kaldı.Biraz da bir sürü konudan yeterli seviyede haberdar olup,seçimi (insan kaynakları/pazarlama/lojistik benzeri) daha çok ilgi duyduğum bölümle yapmak fikri hoşuma gitmişti.
Şimdiki bilgilerimle şunu söyleyebiliyorum ancak, eğer bir konuda minimum enerjiyle/materyalle/ücretle maksimum verim almaktan mutluluk duyuyorsanız, bir de seçim alanınızı diğer mühendisliklere oranla geniş tutmak istiyorsanız endüstri mühendisliği iyi bir tercih olur.
Bu soruya çok basit bir şekilde cevap verebilirim. Kimin söylediğini bilmediğim bir söz var o da şöyle; ”Her şey hakkında bir şey, bir şey hakkında her şeyi bilin”. Endüstri mühendisleri de aynen böyledir. İleride çalışacağımız mühendislik alanını lise sonunda seçmek zorunda olmadığını bir bölüm burası. Bu bölümde her şeyi size öğretiyorlar. Ama sonunda her şeyini bileceğiniz konuyu seçmekse size kalıyor. Kısıtlanmanız yok yani. Bu yüzden endüstri mühendisi olmak için çalışıyorum.
Endüstri mühendisliği sosyal mühendislik diye de geçiyor. Yani ne elektrik mühendisliği kadar fizik ağırlıklı, ne de işletme kadar eşit ağırlıkçı bir bölüm hatta daha çok matematik ağırlıklı. Tanım olarak verimliliği artırıp zararı en aza indirerek karar veren kişi diye geçer; bu genel tanım işi yaparken somutlaşıyor ve gerçekten topluma çok yararlı hale geliyor. Ben de tıp çok düşünmeyen bir sayısalcı olarak kendime çok yakın buldum.
Endüstri mühendisliği her şeyden önce yaşam tarzımın sonucu seçtiğim bir meslek. Çözmeye, üretmeye ve kaliteyi , verimliliği arttirmaya yönelik bir bölüm. "Bunu aslında böyle yapsalar daha iyi olmaz miydi? " sorusunu kendime her sorduğumda bir kere daha iyiki endüstri mühendisliği okuyorum diyorum. Ayrıca insan ilişkileriyle olan iç içeliği ve sosyalliği içinde bulundurması da beni çeken diğer bir yönü. Hemen hemen her alanda çalışma olanağı ise insana çeşitlilik ve kendini çok yönlü geliştirme imkânı sunuyor
Asla tıp tercihlerimin arasında değildi. Mühendislik olarak da başlarda elektrik-elektronik düşünsem de gelecek düşüncelerimi gözden geçirdiğimde bu mesleği pek de istemediğimi fark edip tercihlerimi endüstri mühendisliğine kaydırdım. Çeşitli sektörlere yönelebilen yapısı da bu tercihimi kolaylaştırdı. İyi bir tercih bence…
Tıp okumayı hiçbir zaman düşünmedim, aklımda her zaman mühendislik vardı. Mühendislikler arasında baktığımda da bana en yakın olanın endüstri mühendisliği olduğunu düşündüm. İnsan ilişkilerinin de önemli bir yer tuttuğu, iş olanaklarının oldukça geniş olduğu, diğer mühendisliklere göre daha sosyal bir bölüm. Bilgisayar başında kod yazarak saatler geçirmek ya da fizikle boğuşmak istemedim. Bir çoğumuz çok bilinçli tercihler yapmıyoruz, okurken daha iyi şekillenecektir uzmanlaşmak isteyeceğiniz alan. Bu yüzden benim için en büyük artısı farklı bir çok alanda çalışma olanağının olmasıydı. Diğer mühendisliklerle kıyaslandığında kolay bir bölüm olduğu düşünülebilir ama ne yazık ki değil. “Engineers make things, industrial engineers make things better” sözünden yola çıkarak, eğer bir şeyler üretmek istiyorsanız diğer mühendisliklere yönelebilirsiniz, ama ben var olanı iyileştirmek, daha iyi bir hale getirmek,verimliliği, karlılığı arttırmak istiyorum derseniz endüstri mühendisliği size göre diyebilirim.
Ben size bu bölümü seçin, garanti iş var, çok para var demem. Çünkü benim gözlemim her mesleğin en iyisi olan işi de kapar, çok para da kazanır. Ben endüstri mühendisliğini seçtim çünkü, sayısal bir bölüm istiyordum ama sosyal ve sözel yönüm güçlüydü, fiziği sevmiyordum, tıptaki yoğun iş temposu ve memuriyet bana göre değildi. Matematik bizim bölümde çok önemli, hem sevmek gerek, hem de kafanızın çalışması gerek. Hayatı düzenlemek de denebilir bizim bölüm. Bir şeyi alıyorsunuz, onu daha ucuz ve daha kullanışlı hale getiriyorsunuz, bütün mantığı bu bizim bölümün.
endüstri mühendisliği başta ülkemiz olmak üzere dünyanında ihtiyacı olan sektör planlama,yönetim ve strateji geliştirme konularında en donanımlı mühendis modeli demektir.
Özellikle Türkiyede Endüstri Mühendisliğinin tanımını yapmakta en çok zorlanan, üstüne üstün aday öğrencinin "CEO" Yüksekokulu zannettiği [en kötü standart bir yönetici oluruz kafası :)] ve okurken de çalışırken de ben hep sosyal yönlerimle bu işi götürürüm zihniyetiyle yola çıkılan tercihde bu bölüm, gerçekleri öğrencinin yüzüne o kadar güzel ve gerçekçi vuruyor ki öğrencideki hayal kırıklığının üstüne endüstriye giriş dersinin 2. haftasında yeni hayaller ve heyacanlar ortaya çıkıyor. Çünkü Endüstri Mühendisi, çalışan veya yeni çalışacak sistemde elde edilecek maksimum verimliliği sağlamaya çalışırken kendine kattığı analitik düşünme, matematiksel modelleme,programlama,simülasyon ve daha sayısız yöntem ve bilgi birikimiyle türkiyedeki neredeyse her sektörde ekmek bulabileceğini, her sektörde çalışma imkanını sağlayabileceğini, insanın sevdiği alanda ilerleyebilmesi açısından şansının ve kapılarının açık olduğunu ve " 'Industrial Engineering' yurtdışında yok abi türkiyede de çok mezun var patlayacak o bölüm!" denildiğinde yurtdışı tabanlı ve II. dünya savaşından beri varolmakta hatta ilk adının O.R(Operation Research) olarak ortaya çıktığını farkedersek dünyada herhangi bir alanda operasyon olduğu sürece ve verimliliğin limiti sürdürülebilir ve geliştirilebilir olduğundan endüstri mühendisleri bu operasyonun başında hem türkiyede hem de yurtdışında olacaktır diye düşünüyorum. Anlattığım "BEN YÖNETİCİ OLUCAM" tabusuna da sebep olan içinde para,zaman,insan,makina v.b değişkenlerin olduğu sistemi bilen ve onu yönetebilen öncelikli Adayların işletme mezunu değil de sistemin her unsurunu bilen endüstri mühendisi mezunu olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Ancak her şey insanın kendini ne kadar geliştirdiği ile orantılı olduğundan bugün atıyorum bankaların, otomotiv firmanlarının başındaki insanlar makine mühendisi de olabilir,işletme,elektrik elektronik, ekonomi ya da falanca mezunu da olabilir tabiki.Kısacası Endüstri Mühendisinin sosyalliği ve yetkinliği yöneticiğe garantidir diyemeyiz.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünde öğrencilere küresel rekabet ortamında ürün, servis veya hizmet üreten çeşitli sektörlerde planlama, organizasyon ve endüstri problemlerini analiz-çözümleme, yeni ve sürdürülebilir teknolojilerle karar seçenekleri geliştirme ve sonuca erişme yeteneği kazandırmaktadır. Bu sayede de hemen hemen her sektörde iş bulabilme imkanı şansı ile kendilerini geliştirerek yükselme fırsatı bulabilmektedirler.
Bölüme gelince; ben çok mutluyum. Her alanda çalışabilmemiz bir kere çok güzel bir şey. Hayatını üniversitede şekillendirebiliyorsun o yüzden isteklerine göre. Bizim mezunlarımızdan insan kaynaklarında, üretimde, satışta, pazarlamada yani hemen hemen her alanda çalışanlar var. İş dünyasında her geçen gün daha çok talep oluyor özellikle bizim bölümdekilere. Çünkü eski mezunlarımız artık çok iyi yerlerdeler ve bölümün kalitesini kanıtlamış durumdalar. Ben mesela şu an çalışıyorum ve gayet zevk alarak yapıyorum. Bölüm öğrencileri arasında rekabet herkesin kendini aşmasına ön ayak oluyor. Mesleğin değeri düşmez aksine artar bence. Mezunlarımızdan Reckitt Benckiser, Philip Morris gibi şirketlere çok fazla giren oldu. Şu an bu şirketleri belki de tanımıyorsunuz ama bizim bölümdekiler için girilmek istenen ilk 5 şirketin arasında yer alır bu şirketler. Ben hiç pişmanlık duymadım genel olarak da arkadaşlarım mutlu ama memnun olmayan tabi ki vardır. Bu biraz kendine uygun mesleği seçmenle ilgili.
İlköğretimden bu yana sayısal derslerim her zaman iyiydi, bu lisede de devam etti. Ancak ben sayısal yeteneğimin yanında insanlarla sürekli diyalog halinde olabileceğim bir meslek sahibi olmak istiyorum ve endüstri mühendisliği bu konuda beklentilerimi karşılayan bir bölüm. Tabi bunun yanında herkesin bildiği gibi birçok farklı sektörde ve iş alanında çalışma imkanı ve yetkinliğine sahip bir bölüm olması da bu tercihime sebep olan etkenlerden.
Açıkçası iş dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu meslek dallarının eğitimini veren bölüm ve kişisel yapıma uygun olduğu için seçtiğimi söyleyebilirim. Sistemleri matematiksel kurgularla düzenleyen ve ekonomoyi canlandıran meslekler endüstri mühendisliği bölümünden mezun olan insanlar tarafından sürdürülüyor. Ekononomi ve finans alanında kendimi geliştirmek istediğim için bu bölümü seçtim. Daha az insan, daha az maliyet , daha az enerji ve daha az zamanla daha çok kalite ve kar getiren sistemler yaratmak bu bölümün seçilmesinde büyük etkenler.
Neden Endüstri Mühendisliği, çünkü lise yıllarımdan beri mühendislik istiyordum. Mühendislik bölümleri arasında makine çok ilgimi çekmedi. Bilgisayar bölümü için uzun uzun kod yazmak elektrik-elektornik içinde devrelerle içiçe olmak gerekiyordu. Ben bunları istemedim. Çok yönlülüğünden dolayı endüstri mühendisliğini seçtim.