Anlatsın
Giriş

En çok sorulan soru da bu olsa gerek. Bu kafa karışıklığının çalışma alanının fazlalığından kaynaklandığını düşünüyorum. İmalattan sağlık sektörüne kadar bir çok alanda endüstri mühendislerini görebilirsiniz.
Üretim planlama, kalite planlaması, insan kaynakları, ar-ge, satış pazarlama, tedarik zinciri yönetimi, lojistik gibi birçok alanda çalışılabilir.

İsimlerini sayıp geçince havada kalıyor biliyorum,biraz daha açmak gerekirse;
süreç geliştirme (hammadde girişinden ürün çıkışına kadar iyileştirmeler yapıp verimliliği arttırma), maliyet planlama, proje yönetimi, kalite yönetimi (şirket içi ve dışı denetimler), yerleşim planlaması (hangi iş istasyonu nerede dursun ki akış daha etkili bir şekilde sağlansın), stok yönetimi (en az şu kadar ürün depomda bulunsun her zaman, şu zaman siparişimi vereyim, talep tahmini), erp danışmanlığı (kurumsal kaynak planlama yazılımlarını şirkete entegre etme) gibi gibi.
Her alanda uzmanlaşmak mümkün değil, doğru karar verebilmek için de yapacağınız stajlar, alacağınız endüstri mühendisliği seçmeli derslerinin önemi büyük.

Bana göre bu ayrım konusu bir şehir efsanesi. Bilkent'te burslu öğrenci sayısı diğer üniversitelere kıyasla çok fazla. Belki bunun etkisi vardır, ya da mühendislik okuyor olmamla da ilgili olabilir. Burslu olduğunu öğrendiklerinde insanlar seni takdir ediyor. Kimse arkadaşlarını burslu burssuz diye seçmiyor zaten, böyle bir etiketlendirmeye gerek yok diye düşünüyorum.

Bence en büyük sorun yemek. Fazla bir seçenek yok ve yemek yenilen sayılı yerlerde de yemeğin kalitesi yeterince iyi değil. Buna rağmen bir üniversite için oldukça pahalı. Akademik olarak düşünürsek ders yükü çok fazla. İlk sınavlar bitiyor ikinciler başlıyor, ikinciler bitiyor finaller... Sınavlar dışında da her daim ödevlerle, quizlerle, projelerle boğuşuyorsunuz. Eğer ortalamanızı yüksek tutmak istiyorsanız ya çok düzenli çalışıp zaman yönetimi konusunda da çok iyi olmalısınız ya da sosyal hayatınızdan ödün vermelisiniz. Ayrıca yeni düzenleme ile artık derslere gitme zorunluluğu var. Vize, ödev ve projelerden yeterince puan toplayamazsanız da finale giremiyorsunuz.

Tıp okumayı hiçbir zaman düşünmedim, aklımda her zaman mühendislik vardı. Mühendislikler arasında baktığımda da bana en yakın olanın endüstri mühendisliği olduğunu düşündüm. İnsan ilişkilerinin de önemli bir yer tuttuğu, iş olanaklarının oldukça geniş olduğu, diğer mühendisliklere göre daha sosyal bir bölüm. Bilgisayar başında kod yazarak saatler geçirmek ya da fizikle boğuşmak istemedim. Bir çoğumuz çok bilinçli tercihler yapmıyoruz, okurken daha iyi şekillenecektir uzmanlaşmak isteyeceğiniz alan. Bu yüzden benim için en büyük artısı farklı bir çok alanda çalışma olanağının olmasıydı. Diğer mühendisliklerle kıyaslandığında kolay bir bölüm olduğu düşünülebilir ama ne yazık ki değil. “Engineers make things, industrial engineers make things better” sözünden yola çıkarak, eğer bir şeyler üretmek istiyorsanız diğer mühendisliklere yönelebilirsiniz, ama ben var olanı iyileştirmek, daha iyi bir hale getirmek,verimliliği, karlılığı arttırmak istiyorum derseniz endüstri mühendisliği size göre diyebilirim.

Lisede kesinlikle İstanbul’da okumak istiyordum ama Ankara’yı sevmem zor olmadı, yaşadıkça sevilebilecek bir şehir. Trafikle çok fazla boğuşmuyorsunuz. Yorucu bir şehir değil. Devlet tiyatroları gibi kültürel etkinlikler her zaman mevcut.

Eğitim dili ingilizce, bu büyük bir avantaj sağlıyor. Bunun dışında farklı diller öğrenmek isterseniz de müfredata ek olarak bir çok dil dersi mevcut. Öğretim üyeleri en iyi üniversitelerde eğitim almış insanlar. Öğrencilerin 3te biri burs alıyor, burssuz olarak giren öğrencilerin de ortalamalarını yüksek tutup burs alma imkanı var. Ayrıca Öğrenci Çalıştırma Programı ile üniversite içindeki çeşitli birimlerde part time çalışma olanağınız var. Yurtdışı imkanları oldukça geniş, hem erasmus ile Avrupa’daki birçok üniversitede hem de ortalamanız yüksekse Amerika’da Berkeley gibi bir üniversitede okuma şansınız var. İsterseniz yan dal yapabilirsiniz ve bu bölüm alanınıza yakın bir bölüm olmak zorunda değil. 3 tane spor salonu ve bir çok spor programı var. Oldukça kapsamlı bir kütüphanemiz mevcut. Havuzumuz da artık yapım aşamasında :) Bunların dışında büyük ve yeşil bir kampüsümüz var.

Uzun dönem staj yapmak / part time çalışmak isterseniz Ankara’da fazla bir seçeneğiniz yok. İş ve staj olanakları açısından İstanbul çok daha avantajlı. Sosyal anlamda, bir çok etkinlik İstanbul’da yapılıyor. Sevdiğiniz bir grup Türkiye’ye geldiğinde İstanbul’a gitmeniz gerek. Bunun dışında bakanlıklarla dolu sıkıcı bir şehir yapısı var. Çıkıp gezmek isteseniz kendinizi bir avmde bulabilirsiniz. Denizden bahsetmeme gerek yok sanırım :)

Benzer Kişiler

Sinan Türkmen
Sinan Türkmen
Bilgi Teknolojileri Uzmanı, Eczacıbaşı Topluluğu
Sevil Ayaz
Sevil Ayaz
Shopper & Customer Marketing Manager, Unilever
Ayberk Yamak
Ayberk Yamak
Kalite İnovasyon ve İyileştirme Müdürü, BAT Türkiye
Rana Ulusoy
Rana Ulusoy
Assistant Customer Development Executive, Colgate-Palmolive
Ayşe Sinem Furtana
Ayşe Sinem Furtana
TCCAR Import Operations & AEO, ISO Leader, Procter & Gamble
Berkay Özdil
Berkay Özdil
İş Stratejisi Yöneticisi, METRO Türkiye
Ezgi Çavuş
Ezgi Çavuş
Human Resources Business Partner, Unilever
Işıl Sarı
Işıl Sarı
Oral Care&Health Care Market Strategy and Planning Group Manager, Procter & Gamble
Emre Darıcı
Emre Darıcı
Müşteri Çözümleri Direktörü, Solvoyo
Yiğit Alp Şahin
Yiğit Alp Şahin
Kurumsal Krediler Yapılandırma Yetkilisi, Garanti BBVA
Zeynep Oto
Zeynep Oto
Yöneticilik, Opsago
Ali Doğacan Aydın
Ali Doğacan Aydın
Product Manager, Otsimo
Ahmet Çınar
Ahmet Çınar
Optimizasyon Mühendisi, Solvoyo
Mehmet Buğra Ünalan
Mehmet Buğra Ünalan
Uygulama Danışmanı, Solvoyo
Can Tombul
Can Tombul
Danışman, Opsago
Emre Haliloğlu
Emre Haliloğlu
Deneyimli Uygulama Danışmanı, Solvoyo
Özge Özel
Özge Özel
Uygulama Danışmanı, Solvoyo