Evet, okulumu seviyorum.
Birçok yerde “üniversite değil bölüm seçin!” derler ya, söz konusu Boğaziçi’yse belli bir sınır dahilinde bölüm değil üniversite seçmenin çok daha mantıklı olduğunu gördüm. Bunun sebebi, Boğaziçi kültürünün diğer üniversitelerin kültüründen çok çok değişik olması. Okuldaki olanakları değerlendirmeyi bilenler bir lider olarak yetiştirebiliyor kendini; bölümü ne olursa olsun yüksek kademelerde yönetici olabiliyor. Neden? Çünkü okulun çok köklü bir kulüp sistemi ve öğrenci odaklı liberal bir yapısı var. Öğrenci kulüpleri, öğrencilere liderlik yapmayı, iş bitirmeyi ve networking yapmayı öğretiyor. Yeterince inisiyatif ve vizyon sahibi olan bir insan için, başka hiçbir üniversitede bulamayacağı kendini geliştirme imkanları sunuyor Boğaziçi Üniversitesi.
Endüstri Mühendisliği hakkındaki genel kanılar üzerinden gidelim: “Meslek değil!”, “Mühendislik değil!”, “İşletme gibi bir mühendislik!”, “Çok kolay bölüm!” derler. Boğaziçi dahilindeki Endüstri Mühendisliği çerçevesinde bu kanıları değerlendirelim:
1) Evet meslek. Endüstriyelleşme dönemi evrimini tamamladıktan sonra, “nasıl üretmeliyiz?” sorunu tamamen ortadan kalktıktan sonra, “nasıl en iyi üretirim? kaynakları en iyi nasıl değerlendiririm? bu atılımlarım gelecekte bana nasıl dönecek?” gibi sofistike sorunlara analitik çözümler üretmek için ortaya çıkmış bir meslektir.
2) Evet mühendislik (alınmayın makineciler). Hatta bilgisayar mühendisliğiyle makine mühendisliği arası bir mühendislik de denebilir. Boğaziçi Üniversitesi’nde daha çok bilgisayar mühendisliğine benzer; programlama ve bilgisayar odağı ağırdır. İTÜ’de ise makineye daha çok benzer; daha üretimsel bir eğitim alırlar. Matematiksel boyutu çok ağır basar; bölüm derslerinin çoğu makine ve inşaattaki gibi somuta odaklı değil, matematiksel ve bilgisayar odaklıdır.
3) İşletmeye de benzer (en azından Boğaziçi’nde). Ekonomi, muhasebe gibi sosyal dersler de alırız. Seçmeli derslerimizi Ekonomi ve İşletme bölümünden seçebiliriz (diğer mühendisliklerde olmayan bir şey).
4) Kolay olduğunu iddia edenleri Bilgisayar Mühendisleri kadar ağır bir şekilde aldığımız C++; projeleriyle sabahlatan Simülasyon, Facility Design, Forecasting gibi derslerimize davet ederim.
Sosyal ortamı, inisiyatif alma olanaklarının bolluğu, zeki bir insan kitlesiyle beraber okuma şansı (en en önemlisi de bu), insana vizyon katması, insana sosyal hayatıyla akademik/iş başarısını dengeleme yeteneği kazandırması.
En nihayetinde devlet okuludur. Özel üniversiteler gibi güzel kokan tuvaletleri, öğrencinin peşinden koşan öğretim görevlileri / okul çalışanları yoktur :D Okulun akademik ve idari kadrosunun tam anlamıyla öğrenci düşmanı gibi davrandığı durumlar boldur. Pohpohlanmazsınız.