Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi

Ankara Üniversitesi

Ankara Üniversitesi

Ankara·5.1K Takipçi

Sonuçların açıklandığı o ilk hafta duyabileceğin en büyük gururla "Mülkiyeli oldum!" diyebilmek için Ankara Üniversitesi. Diğer fakültelere gidenlerde de aynı şey var mı bilmiyorum, fakat artık Mülkiye'ye ait olduğunu bilmek bile başlı başına bir tercih sebebidir benim için. Öğrencisini Twitter'da DM üzerinden "Hoşgeldin :)" mesajı atarak karşılayacak kadar sevecen, doğal ve alçakgönüllü bir dekanı olduğu için. Her şeyiyle, gururla "benim okulum, benim fakültem" diyebildiğim için Ankara Üniversitesi.

Neden mi Ankara Üniversitesi? Çünkü; okulumuz cumhuriyet tarihinin ilk üniversitesi. Size şöyle söyleyeyim. Okulumuzun her semtte, her kesimde kampüsü olduğu kadar her şehirden hatta her ülkeden farklı kesimlerden öğrenciler kabul ediyor. Ankara'da olmasının avantajları da var elbette. 'Memur' ya da 'Öğrenci' şehridir Ankara. Ne alsan ya da atıyorum ne istesen 'öğrenciyim' deyip indirim yaptırabilirsiniz. Bu siteye ilk defa geçen yıl bende tercih zamanı araştırırken girmiştim. O kadar çok yardımcı oldu ki bana geçen yıl. Ve şimdi çok mutluyum üniversitemden. Gerek eğitimi olsun, gerek öğrencileri, gerek çok bilgili hocaları, avantajları, kampları, kursları, erasmus programı da en büyük olanağı zaten. Tüm bunlar üniversitenin öğrenciye sağladığı olanaklar. Eğitiminin yanı sıra kampları, gezileri, konserleri de var tabi. Ama ben en çok eğitiminden ve Ankara'da olması nedeniyle bu üniversiteyi seçmiş bulunmaktayım. Size şu kadarını söyleyeyim. Hiç pişman olmayacaksınız. Eğer gelirseniz, siz de benim gibi seneye bu soruları cevaplayıp hafif tebessüm ediyor olacaksınız. Şimdiden gelecek arkadaşlara hayırlı olsun diyorum :)

Öncelikle Ankara gibi öğrenci yaşamına uygun ve başkent olan bir şehirde bulunuyor. Cumhuriyetin en köklü üniversitesi gibi klişelerden sonra gerçek sebeplere gelelim :) Olimpik bir yüzme havuzu ve kampüslerinde spor salonları var. Bunlardan öğrenciler diledikleri gibi yararlanıyor. Ilgaz'da çok uygun fiyatlara kış sporları öğrenip, bu sporları uygulayabileceğin bir tesisi var. Yaz aylarında tatil yapmak için Manavgat'ta öğrencilere çok uygun fiyatlarla hizmet veren bir tesisi var. Bunlar her üniversitede yok ve Ankara Üniversitesi öğrencileri bu konularda çok şanslı. Aynı zamanda cumhuriyetin kurduğu ilk üniversite olduğundan oturmuş bir yer. Her bölümünde yeterli sayıda öğretim elemanı bulunuyor bunu söylüyorum çünkü yeni kurulan birçok üniversitede öğretim elemanı sıkıntısı var. Bu yıl alınan bir kararla sınıf geçme notu 60'a indirildi ve bu da öğrencilerin yaşamını epey kolaylaştırdı. Umarım yardımcı olmuşumdur.

Nedendir bilmiyorum, lise 3′te iken sınıfımızda arka duvara isim ve istediğin üniversitenin adını yazma gibi bir adet başladı. Kalemimi alıp arka duvara yanaştığımda inanılmaz biçimde hissettim ve Ankara Tıp yazdım. İşte o andan itibaren tüm çabalarım Ankara Tıp’a girmek uğruna gerçekleşti.

Mottosundan da anlaşılacağı üzere cumhuriyetin en eski, en köklü üniversitesi. Böyle eski bir okulda eğitim alma fikri cazip gelmişti. Fakülteleri ile ünlü bir okul. Siyasal, hukuk, dil-Tarih, ilef, tıp vs bunlar hem çok köklü ve çok önemli hem de Türkiye'deki gelişime/değişime yön veren fakülteler başlı başına zaten. Bunlar etkili olmuştu. Üstüne üstelik mülkiye gibi bir fakültede okumak başlı başına bir tercih sebebidir. Mülkiye ruhunun bir parçası olmak bambaşka bir his. Bu hissi tatma düşüncesi oldukça etkili olmuştu. Böyle şanlı bir yerde okumak herkese nasip olmuyor, siz özel oluyorsunuz. Okula gelince bunun ne kadar önemli olduğunu daha da iyi anladım. Bir de ankara'yı şehir olarak da seviyorsanız hiç düşünmeden tercih edilebilir.

Yani sanırım azıcık seviyorum. Sonuçta yüz vermemek lazım :)

Fazlasıyla seviyorum ,hep istanbul deyip hazırlanmıştım burayı pek istemeden yazmıştım ama şu an allahtan salaklık yapıp istanbula gitmemişim diyorum :)

Bir kere hazırlık gölbaşı gibi allah'ın unuttuğu bi yerde. O bir eksi. Çok büyük bir eksi değil ama yine de düşündürücü. Öte yandan size direkt olarak odtü, boğaziçi gibi sağlam bir etiket takmıyor. Bu da 1-0 yenik başlıyorsunuz demek. Okulun bir vizyonu yok ve öğrencileri boş siyasi kavgalar (bakın tartışma demiyorum) yapmaktan başka bir şeyle uğraşmıyor. Herkesin tek gayesi kpss'den yüksek puan almak. İş hayatıyla ilgili başka bir gayeleri yok. Hevesli ve heyecanlı öğrencileri yok. Yani öğrenciler niteliksiz biraz. Ben bir mülkiye öğrencisi olarak özellikle bu durumun mülkiye'de yoğun olarak var olduğunu söyleyebilirim. Ek olarak ise kampüsler dağınık ve bu bazı sosyal aktiviteleri olumsuz etkiliyor. Örneğin yüzmek için cebeciden tandoğana gitmek zorundasınız.

Ankara Üni. Tıp Fakültesindeki çoğu öğrenci anlatılanlara İLAVETEN zor olduğunu iddia eder ki bu doğrudur. Ancak sizi tatmin eden bir zorluk o kadar da ürkütücü olmasa gerek.

Ankara üniversitesi öğrencisi olduğum halde bazı yerleşkelere girişime izin verilmiyor. Ben sağlık bilimleri fakültesindeyim fakültemizin kütüphanesi çok yetersiz okulumuza yakın cebeci kampüsünün kütüphanesini kullanmak istediğimizde malesef içeri alınmıyoruz. Üniversite öğrencisi olmamıza rağmen böylesine bir ayrımcılık yapılması çok büyük haksızlık.

geçme notunun 70 olmasıydı ancak 60a çekildi seneye 60la geçeceğiz :)

Uygulamalı eğitim yerine sözel olarak öğrenci yetiştirmesi.

üniversitemin bana sunduğu olanaklar tabi ki.mesela girişte bir döner kapı birde normal kapı var.istediğim zaman istediğimi kullanıyorum.canım mı sıkkın gidiyorum döner kapıya hızlıca iteliyorum kapıyı.insanların kapıya takılmasını şevkle izliyorum.

Ankara Üniversitesi'nin hocaları iyidir. Eğer gerçekten okumaya geliyorsanız doğru üniversitelerden birini tercih ediyorsunuz demektir.

Öncellikle köklü bi üniversite. Cumhuriyetin ilk üniversitesi sonuçta. Ve bu ona artı bi puan katıyor. Bununla birlikte tandoğan, gölbaşı, dışkapı, cebeci vs.gibi kampüsleri mevcut olup mülkiyenin köklü olmasının yanı sıra ilef, tıp, mühendislik, eğitim, hukuk, güzel sanatlar gibi fakülteleri de içinde barındırıyor bu güzel okul. Tandoğan'daki kampüsünün Ankara'ya kattığı havası ve Ankara'da göremediğiniz yeşillik gözlerinizi bayram ettirir. Bunun yanı sıra Cebeci kampüsünün de küçük, sevimli ve güzel havasını da es geçmemek gerekir. Bunların dışında olimpik yüzme havuzu okulu bi kat daha havalı yapıyor. Her ne kadar odtü, boğaziçi, itü gibi mezun olunca size hayran dolu gözlerle insanlar bakmasa da okulun eğitimi, olanakları, hocaları ve öğrencileri sizin hayatınıza artı katıyor denilmese de geleceğinizde büyük rol oynuyor. Tüm bunların yanında konserleri, gezileri, üniversitenin kendine ait ılgazda ve manavgattaki kampları, 8-9 mayıstaki mülkiyenin düzenlediği her yıl olan meşhurrr inek bayramı :) tabi eğitimini de es geçmemek gerek. Erasmus programıyla tanıdığı olanaklar.. Hepsi biz öğrenciler için. Aynı zamanda TÖMER adında dil kursu üniversitenin öğrencilerine yarı yarıya tanıdığı indirimden geçiyor. Tabi hepsiyle beraber öğrencilerine bakarak da anlaşılıyor zaten ne kadar modern ve köklü üniversite olduğu. Ankara'da olması da ayrı bir artı katıyor bu okula. İstanbulla karşılaştırıldığında Ankara'nın yani Ankara'da öğrenci olmanın avantajları İstanbul'u ikiye, üçe hatta beşe katlar. Bunu da göz önüne alın derim

Köklü, eski, kaliteli bir üniversite. Öğrencilerinin duruşu belli olan bir üniversite. Çok olmasa da özgür bir üniversite. Biraz emek verirseniz o kalabalıktaki sıradan öğrencilerin arasından sıyrılmak çok kolay. Hocaları kaliteli ve donanımlı. Üniversitenin Mülkiye gibi bir değer içinde barındırması büyük bir şans. O an o şan başka hangi üniversitede var ki? Kendiniz biraz emek verirseniz okulun eski mezunlarından da görüleceği üzere harika işlere imza atabilirsiniz.

ön yargılı olmayın, alışmak için bir süre bekleyin. üniversitedeki zamanınızı verimli geçirmeye özen gösterin.

Şimdi size şunu söylüyorum. İlk ve en önemli adımınız heyecanınızı yenmek olsun. Eğer ilk seneden hazırlık kısmı bölümünüzde zorunluysa gölbaşı illetini çekmek zorundasınız. Ve eğer başta hazırlık sınavından kaldıysanız günde 4 saat ingilizcenin size ileriki zamanlarda yetmediğini göreceksiniz. Bu yüzden hazırlığın verdiği eğitimle kendinizi sınırlamamanız lazım. Hazırlığın sadece 1 yıl olduğunu zannederek beyninizi koşullamayın. Çünkü biliyorsunuz ki artık iş verenler ingilizceyi yabancı dilden saymıyorlar bile. Yani bu şu demek, ingilizceyi anadiliniz kadar bilmek, öğrenmek zorundasınız. Bu yüzden ekstradan hikayeler, filmler, dizilere başlayın başta. Sonra yetmediğini anlarsanız okulumuzun olanağını kullanıp tömere yazılabilirsiniz. Çünkü üniversitemizin öğrencilerine tanıdığı bu olanak size P fiyata mal olacak sadece. Denemenizde fayda var. Bunun dışında tek dille sınırlı kalmayın. Çünkü tek dille artık yüzünüze bile bakmazlar. Bunun sizde farkındasınız sanırım :) Birkaç dil öğrenmenizde yarar var. Avrupa dilleri gibi gibi. Ya da atıyorum bölümünüze geçtiğinizde şayet küçük çaplı marketlerde, kafelerde ya da mağazalarda işlere girebilirsiniz. Bunlar biraz fasa fiso gibi gelse de size deneyim sonuçta hepsi. O yüzden nereden iş gelirse ufakta olsa değerlendirmenizde fayda var. Bununla birlikte ön staj yapabilir ya da üstten dersler alabilirsiniz. Tabi bunlar ilerki zamanlarda olacak işler ama aklınızda bulunsun derim. En başa dönmek en iyisi sanırım. O güne gelelim. Kayıt zamanına. Ve uyum programına. Bende bunu ilk yıla başlarken öğrendim. Uyum programına mezun olana kadar vermek zorundasınız. Vermezseniz mezun olamıyormuşsunuz. O yüzden hiç diğer yıllara bırakmadan gidin derim. Ve her ne kadar tam teşekküllü tavsiye olmasa da gelen arkadaşlara kocaman 'hoşgeldiniizz' diyorum :)

İyi bi tercih inşallah yolları acık olur

En başta çok hevesli olun. Okulunuzu asla ihmal etmeyin ama sürekli seminerle gidin. Gönüllü işlerde çalışın. İnternette bununla ilgili çok fazla site/grup var. Onları incelerseniz görebilirsiniz. Gönüllü çalışmalar çok önemli bunu sakın unutmayın. 1. sınıftan itibaren staj yapın ki deneyim kazanın. Hiç kimse deneyimsiz eleman aramıyor bunu bilin. İngilizceyi sular seller gibi öğrenin hatta imkanınız varsa yurtdışına çıkın.(gerçi çıkmak için para gerekmiyor artık bkz:agh) Üstüne bir dil kesinlikle ekleyin. Rusça, çince, japonca iyi prim yapıyor ama siz yok ben onları yapamam diyorsanız avrupa dilleri daha kolay öğreniliyor onları tercih edebilirsiniz. Hazırlığı es geçmeyin çok boş vaktiniz olacak. Dil öğrenmek için ankara üniversitesi'nin tömer'inden faydalanabilirsiniz. Gerçekten çok kaliteli ve güzel bir yer. Kulüplere katılın ve kulüplerin aktif olmasını kimse sağlamıyorsa siz sağlayın. Bunları yaparsanız şayet çöpçülük bile okusanız dünyadaki tüm çöpçülerin yöneticisi olursunuz.

Ankara'yı tanıyor musunuz? En önemlisi bu. Tanımıyorsanız, yere dikkatle bakarak yürüyün, her ân bir sıvıya basıp kayıp düşme tehlikesi ile karşılaşabilirsiniz. Sonra, size omuz atarak yürüyen insanlara sinirlenmeyin. Onlar size omuz atmıyorlar, aslında aceleleri var ve önlerine kimin çıktığıyla hiç ilgilenmiyorlar. =))
Üniversite için konuşamam. Çünkü fakültenizi bilmem gerekiyor. Bizim üniversitenin bir büyük kampüsü yok, dağınık vaziyetteyiz. Başka fakülteler için konuşmak doğru olmaz.

Gelir durumuna göre değişir ama ben, yurtta kalmak isteyip de biraz uğraştıktan sonra kalamayanını görmedim. Fizikî imkânlardan bahsediyorsanız, bütün devlet yurtları gibi Ankara Üniversitesi'ninki de vasat. Ancak üniversitenin bir iki vakıf yurdu var, onlar herkese çıkmıyor. Onlar iyi yurtlar işte. Ankara'da dayınız var mı? =))

Öğrenci evleri var ama kontenjanlarının az olduğunu düşünüyorum.