Soruya bir kahkaha attıktan sonra devam edeceğim... Ankara'da okursunuz. Yani İstanbul'daki gibi trilyarlarca aktivite, mekan, konser vs. olmuyor. Yine de büyükşehir olduğunu unutmamak lazım tabi burda da var bişeyler ama her Allahın günü gezmek istiyorsan gelmeyeceksin. Ki öyle bir durumda okuma zaten :) Eskişehire yakınlığını artı görenler var bilemiyorum hiç gitmedim. İstanbul'a göre daha bir öğrenci şehri Ankara, çünkü aynı zamanda memur kenti de. "Hocam" diye bir yakınlığı var. Dolmuş şoföründen öğrencisine ve akademisyenine herkes Hocadır Ankara'da. İlk başlarda bu tabir garip gelmşti ama son zamanlarda sıcak buluyorum bunu. Düzenli şehir.
Deniz canlısı değilseniz, Ankara gelebileceğiniz en güzel şehirlerden bir tanesi.
Sonbaharı çok güzeldir, keyif almanızı sağlar. Hele Bilkent gibi bir yerdeyseniz bu his 10 katına çıkar.
Düzenlidir, bürokratiktir. Yaşam alanları bellidir bu yüzden çok fazla uzaklaşmazsınız, çoğu yere tek araçla ulaşabilirsiniz.
Eve çıkmak çoğu zaman daha avantajlıdır, keyifli de olur.
İnsanı değişiktir, bazen iyi bazen olumsuzdur. Ama yol tarif edemiyorlar (Faruk Eczanesi mantığı), bir yere gitmek için dolmuş sorduğumda 3 ayrı kişi 3 farklı yeri göstermişti ve onlardan bağımsız bir yerden geçiyordu filan.
Gece yürüyebilirsiniz (her yerde değil abartmamak lazım). Örneğin yaz stajında İstanbul'da Harbiye taraflarında kalırken eve gidiş-geliş bir gerginlik yaratırken, İstanbul'dan Ankara'ya döndüğümde sabah 5'te Emek'ten eve geçerken tek tehdit benmişim gibi hissettiren tek şehir. Gece sakince yürümenin hissi çok güzeldir.
• Birçok üniversitenin, devlet kurumunun ve özel sektör kuruluşlarının merkezlerinin Ankara'da bulunması geleceğe yönelik referans ve tanıdık ağınızı geliştirecektir.
• Yabancı Öğrenci konusunda zengin bir şehir olan Ankara da dil seviyenizi arkadaşlıklar kurabileceğiniz bu yabancı öğrenciler sayesinde geliştirebilirsiniz.
• Büyük şehrin avantajları arasında bulunan ; şehirlerarası ulaşım oldukça gelişmiş.
Cevapları şu şekilde sıralayabilirim:
- Şehirde birçok üniversite bulunduğu için kampüs dışına adımınızı attığınızda en az kampüs içi kadar genç nüfusla karşılaşıyorsunuz. Memur kenti olarak bilinen Ankara'da hatırı sayılır bir genç kitle var. "Peki bu genç insanlar ne işime yarayacak?" derseniz, "Abi senin kafa yapına sahip (bazen öyle olmayabiliyor gerçi) insanlar var işte çevrende." derim.
- Tiyatro kültürü çok gelişmiş bir şehir. Benim gibi tiyatrodan anlamayan bir adam bile defalarca tiyatroya gidip her gittiğinde de tamamı dolu salonlar görünce Ankara'daki tiyatro sevgisine hayran kalabiliyor. "Peki bu ne işime yarayacak?" derseniz, "Abi arada bir tiyatroya git hayata boş geldin boş gitme." derim.
- Ulaşımı bir büyük şehre göre rahat diyebilirim. Zaman zaman yol veya metro çalışmaları nedeniyle yollar trafiğe kapatılsa da tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki "Güvenpark'tan her yere dolmuş var abi."
Aslında Ankara'nın veya başka bir şehrin artıları eksileri uzar gider daha; ancak tercih yapacaklar için bir öneride bulunmak isterim. Benim de tercih döneminde yaptığım bir hatadır belki bu; ama şanslıyım ki bende kötü yönde sonuçlanmadı: "Tercih yaparken üniversite seçin, şehir seçmeyin." Eğer üniversite okumayı sadece eğlence olarak görmüyorsanız, üniversite hayatınızın büyük bir bölümü kampüste ve dersliklerde geçecek. Yani bu noktada sizi kurtaracak olan "Ankara'nın barları" değil, x üniversitesinin size sunduğu olanaklardır. Bunu hiçbir zaman gözardı etmeyin.
Ankara'yı seven ya seviyordur ya sevmiyordur. Sonradan sevmesi çok zor :) Gezilecek yerlerin birbirine yakın olması, haftasonunu değerlendirecek yerlerin bulunması Ankara'ya artı katanlardan. Denizi olmasa da arkadaşlarınızla güven içinde bir öğrencilik hayatı geçirebilirsiniz. Trafik derdimiz yok, alışveriş ucuz daha ne olsun :)
- İstanbul kadar etkinlik yok.
- Otobüslerin genelde 12 civarı bitiyor olması.
- Bi İzmir insanı sıcaklığı yok.
- Gökçek :/
"Eksileri" tanımına ilk uyan şey havası. Hava kışın soğuk, hatta çok soğuk. Alışmanız süreç alabilir.
Ankara gri şehir, genel olarak memur ve bürokrasi şehri. O sıkıcılığı ve monotonluğu her yere yansımış durumda. Eğlence alanları çok kısıtlı. Tunalı/Bestekar, Arjantin/Filistin, Sakarya, Park Caddesi gibi kısıtlı alanlara sahip. Zaten Bestekar'a gittiğinizde, tanıdığınız birçok insana rastlarsınız.
Denizi yok yazan var hâlâ! Yok, birkaç yüz milyon yıl ufukta da gözükmüyor, artık bu klişenin bitmesi gerekli. Ama evet yok, olsaydı İstanbul'u daha çok sevemezdik.
Eymir gölü gibi mini yerler harici çok fazla vakit geçirebileceğiniz bir güzelliği yoktur. AVM'lerle dolu bir şehir. Son senelerde konser imkanları ve sergi imkanları artsa da, hâlâ sanat alanında çok zayıf.
Ulaşım imkanları hala çok kötü. Örneğin 22:30 sonrası Ümitköy gibi modernize bi bölgeden, Bahçeli/Tunalı gibi semtlere taksi harici inemiyorsunuz. Örneğin ben Ankara'ya ilk geldiğimde Gordion yeni yapılıyordu, Metro o sene hadi bilemedin sonraki sene açılıyordu, yıl oldu 2013..
Denizi yok. Denizi napıcan ama o da ayrı tabi. Öğrenciliğine ne gibi bir katkısı olması bekleniyordu deniz yok diye yakınanların bilmiyorum. Ulaşım belki sıkıntı sayılabilir. Yani heryere dolmuş otobüs bulursunuz ama, İstanbul'la kıyaslayınca o kadar çok araç yok. Gri şehir. Bazen içini sıkıyor adamın ama güzel yine de :)
Bence çok pahalı bir şehir. Üzgünüm.