Anlatsın
Giriş

Neden Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü?

66 Cevap

Elektrik Elektronik Mühendisliği bölümünü en baştan beri istiyordum amcamlarımda aynı şekilde Elektrik Elektronik Mühendisiler. Benim teknolojiye ve ileri ki dönemlerde olacak elektrikle ilgili buluşlara büyük merakım ve incelemelerim var. Özellikle elektrikli arabalar üzerinde. Elektrik Elektronik çok geniş çaplı bir bölüm. Tercih etmenizde büyük fayda var. Şimdi aileleriniz yada yakın çevreniz hemen şuna bakar; Bunu bitirince iş bulabilecek misin? Para kazanabilecek misin ? Bu kavramlar doğru gibi gözükebilir ama yanlışlar. Şuna emin olun ki her bölümde iş bulabilir ve para kazanabilirsiniz bu size bağlı birşey. Kendinizi ne kadar geliştirirseniz o bölümünüzde o kadar parıldar ve o kadar çok yükselirsiniz. Bunun için siz isteğinize yönelin ve bende bu bölümü kesinlikle öneriyorum ama Üniversitede dersleri biraz zorludur dikkat edin :)

Aslında ben en başta “Bilgisayar Mühendisliği” istiyordum. Ancak ÖSS’ye hazırlanırken bu kararımdan vazgeçtim. Bunun da temel sebebi aslında, Bilkent Üniversitesi’nde IEEE isimli bir öğrenci kulübünün yaptığı bir etkinlik oldu: Üniversiteye Doğru (ÜD). Ben Üniversiteye Doğru 2008′in katılımcısıydım. Bu etkinlik sayesinde henüz lisedeyken kalkıp Bilkent’e gelip bilgisayar, elektronik ve endüstri lablarına girdim. Her labda o bölümün öğrencileri ne yapıyorsa onu yaptık. İşte tam bu noktada ben fikir değiştirdim. Bilgisayarda program yazmayı ve bir şeyler kodlamayı epey seviyordum, ancak hayatım boyunca bir bilgisayar karşısında oturup saatlerce kod yazamayacağımı fark ettim. Elektronik labına girdiğimizde, elime havyayı alıp lehim yaptığımda, ışıklı mışıklı yanıp sönen bir devre yaptığımda, hangi bölümde okumam gerektiğini anladım. Üniversiteye Doğru’nun ardından, artık rahatlıkla “Elektrik – Elektronik Mühendisliği” diyordum.

Endüstri Mühendisliği’ne gelince optimizasyon kavramı pek ilgimi çekmedi. Birçok endüstri mühendisi yönetici olacağım diye balıklama atlıyor bu bölüme, aman dikkat edin. Bölümünüzde en iyilerden birisi olmadığınız sürece bu hayalinizden uzak kalabilirsiniz. Nitekim özel sektördeki birçok firma işe alırken ille de endüstri mühendisi diye tutturmuyor, diğer disiplinlerden de bu firmalara girebilirsiniz. Kendinizi her alanda geliştirdiğinizden ve alanınızda da iyi olduğunuzdan emin olun sadece.

Not: Tıp aklımın ucundan bile geçmedi. Biyolojiyi deli gibi seviyorum o ayrı, ama ben kanla ameliyatla falan uğraşamam, bünyem kaldırmıyor.

En yüksek puanlı oydu, o yüzden onu yazdım resmen. Okuduğum süreçte, bölümümün bana hiç mi hiç uygun olmadığını gördüm. Yanlış mantıkla tercih ettim, ben ettim siz bu mantıkla tercih etmeyin.

Aslında mühendislik okumak benim daha küçük yaşlardan itibaren farkında olmadan yaptıklarımın bir sonucudur diyebilirim. Küçükken lego oynamaya bayılırdım. (Laf aramızda, hala lego görünce heyecanlanıyorum.) Bir zamanlar tuhafiye dükkanımızın yanında küçük bir televizyon tamircisi vardı ve ben de kendi dükkanımızdan çok orada takılırdım. Lehim kokusuyla ilk haşır neşir olmuşluğum o zamanlardı. Üstüne üstlük ilköğretim çağımda “Bilim Çocuk” dergisini okuyarak derginin “Kendimiz Yapalım” köşesindeki elektronik devreleri kendi çapımda yapmaya çalışmam ile elektroniğe karşı güçlü bir sempati kazandığımı bilmiyordum.

Liselere Giriş Sınavı’na hazırlanırken fen lisesini hedefliyordum. Sınavı güzel bir şekilde atlattıktan sonra tercih zamanımda Denizli Erbakır Fen Lisesi’ni seçtim. Oysa o zaman tercihimi yaparken ileride seçebileceğim meslek sayısını azaltmış olduğumdan haberim yoktu. Pişman mıyım? Hayır; ancak okuduğum lisenin bana kattıkları ile benden götürdüklerini kıyaslarsam işin içinden hiçbir zaman çıkamıyorum. Neyse, eğer bir fen lisesi mezunu iseniz tercih edebileceğiniz bölüm sayısı sınırlıdır. Herhalde çok fazla bilgisayar oyunu oynamış olmalıyım ki uzun bir süre ortalarda “Bilgisayar Mühendisi olcam ben.” diye dolaştım. Tercih döneminde ise fikrim değişti. Elektrik-Elektroniğin gerek iş alanı, gerek yurt işi ve yurt dışında kabul görülüyor olması, gerekse insanlığa güzel bir hizmet verebilecek olma hayali ile bu bölüme geldim.

Elektirk elektornik her zaman ilgimi çeken bir meslek olmuştur. Hayatımızın hemen hemen her yerinde kullanılan aletlerin çalışma prensipleri hep merak konumdu.

Hayatımın her anında Matematik ile ilgilenmekten büyük zevk alıyorum. İlköğretimde iken matematik olimpiyatlarına hazırlanmıştım. O günden itibaren boş zamanlarımda matematik okumaya büyük özen gösterdiğimi hatırlıyorum. Liseye başladığımda ciddi anlamda bir matematik sevgim vardı. Lisede de Tubitak’ın matematik proje yarışmasına katılmıştım. Bunun dışında yine bir şeyler tasarlamaktan ve üretmekten büyük zevk alıyordum. Lisede iken programlama öğrenmiştim, yazılım geliştirmekte eğlenceliydi, matematik öğrenmek istiyordum, ve de yeni şeyler tasarlamak ve üretmek. Mühendisliğin tanımı bu zaten sanırım. Peki hangi mühendislik, makina cok fazla somuttu benim için, dunyadaki fizik kurallarına çok fazla bağlı kalmak zorundasınız, yer çekimi diye bişey var çok sıkıcı, bilgisayar desen yapacağınız şeyler çok sınırlı. Ama elektronik mühendisliği harika bir şeydi benim için, matematiği evreni anlamak için kullanıcak, anladığım evrenin sorunlarını çözen ve insanları mutlu eden teknolojiler üreticektim. İşte bu yüzden elektronik mühendisiyim :)

Aslında ilk başlarda Tıp fakültesini düşünüyordum. Deneme sınavlarım gerçekten çok yüksekti hatta derece yapabilecek seviyeye ulaşmıştım. Ama takdiri ilahi, ÖSS sınavında bir kaç hatalı soru benim kitapçıkta üst üste gelince moralim çok bozuldu ve tıp fakültesini küçük bir puanla kaçırdım. Belki vakıf Üniverisitelerinde gelirdi ama para sıkıntısı vardı. Bende başladım bölümleri araştırmaya, mühendislik tam bana göre bir şeydi, inşaat ve mimarlık a çok yönlendirenler oldu ama sevmediğim için tercih listesine bile eklemedim. Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü tercih edersem daha sonra Biyomedikal Mühendislği bölümünden yüksek lisans ve doktoramı yapar yine tıp la iç içe olurum diye tercih yaptım. Ama şu an Galiba Telecommunication kısmına yöneliyorum, o kısım benim daha çok ilgimi çekiyor.

Yıllarca bilgisayar mühendisi istiyorum desem de tercih dönemi geldiğinde fikrimi değiştirdim. Bunun başlıca nedeni gelecek kaygısıydı. Çevremdeki insanlarla yaptığım araştırmalardan sonra elektrik elektronik mühendisliğinin bana daha kaliteli bir hayat sunabileceğini ve çok fazla alanda çalışabileceğimi öğrendim. Ayrıca teknolojiye olan merakım karar vermemi kolaylaştırdı.

Küçüklükten beri elektriğe ve elektronik aletlere ilgim vardı. Bir çok kez tv kumandası ve uzaktan kumandalı arabalarımı parçaladım bazılarını geri toplayabildim. Bir de mühendis olmak istiyordum bana en uygununun bu olduğunu düşündüm.

İyi üniversitelerde tıptan yüksek puanla alıyor. Birşey vardır ki böyledir diye :) Aynı zamanda fizik ağırlıklı olması da var.

Başından beri mühendislik okuyacağım belliydi aslında. Hani “bu çocukta mühendis kafası var” derler ya, öyle yani. Fizik ve matematiğe büyük bir ilgim vardı; yeni bir şeyler üretme, oluşturma isteğim vardı. Tıp okumayı hiç düşünmedim, her ne kadar biyolojiyi de çok sevsem de konu et-doku-kıkırdak-kan eksenine kayınca bana epey nahoş geliyor. Yine de ilgilendiğim mühendislik alanları hakkında net bilgiler olmadan karar vermekten kaçındım, örneğin bilgisayar mühendisliğiyle ilgili bilinenler genelde “Kod falan yazıp ‘hacker’lık yapıyorlar, bir de web sitesi işte, aman başkası da yapar ki bu işi, hıh!”tan öteye gitmiyor, örnekler çoğaltılabilir. Araştırıp kimin ne yaptığını doğru düzgün öğrenince Elektrik ve Elektronik Mühendisliği’nin bana göre olduğuna karar verdim, aslında sonunda ne seçeceğim önceden belli gibiydi ama tam bilmeden karar vermek istemedim, iyi de yapmışım.

Aslında sınava girmeden önce hep mühendis olmayı düşünüyordum. Ama niye düşündüğümü ben de pek bilmiyordum. Sanırım lise öğrencilerinin genelinde yaygın olan sürü psikolojisinden biraz etkilendim : Yüksek puan alan ya mühendislik okur ya tıp. Tıp ı ablam doktor olduğu için pek düşünmedim, bana göre değildi. Ama şu an gördüğüm derslere bakıyorum da mühendislik konusunda da yeterli bilgiye sahip değilmişim seçim yaparken. Yine de genel olarak şunu söyleyebilirim ki üniversitedeki dersler ve işleyiş her ne kadar liseden farklı olsa da ÖSS’deki eğitim ve öğrenim düzenine en çok benzeyen bölüm mühendislikler diyebilirim.

2 yıl önceki cevabıma edit: Kafamda mühendislik dışı kariyer planları oluştu gibi gibi. Elektrik elektronikten başka alanlara kaymak gayet olası

Araştırmaya, birşeyler keşfetmeye meraklı oldugumdan lisede fizik dersini çok sevdiğimden ve bir takım kişisel ideallerime bu meslek uygun oldugundan dolayı bu bölümü seçtim.

Özel ilgi alanlarım doğrultusunda fen lisesinden sonra tercih ettiğim bir bölüm; iş imkanlarının fazla oluşu, bence en geçerli bölüm olması, gelişen teknolojiyle yeni alt dalları açılan bir bölüm olması, eğlenceli olması.

Tartışmasız en prestijli mühendislik. Mühendisliğin babası derler. İş imkanları, kendini geliştirme alanları oldukça geniş bir bölüm..

Çünkü Bilkent Üniversitesi'ndeki en iyi bölüm. Yine aksini savunanlar olacaktır ama Bilkent en çok yatırımı ve önemi mühendislik fakültesine bahşediyor. Mühendislik fakültesinin de göz bebeği elektrik elektronik mühendisliğidir. Bu sadece Bilkent'te değil bütün dünyada son birkaç on yıldır genel kanıdır. Benimle bir alakası yok yani.

Matematiği ve fiziği severim özellikle matematiğe hep ilgim olmuştu. Zaten sınava girmeden önce ya elektrik ya makine diyordum. Sonra EEM daha çok ağır bastı ve pişman da olmadım

Çünkü teknoloji asla tükenmeyecek ve günümüz teknolojisinin altyapısı elektrik ve elktroniğe dayanıyor. Bu altyapıyla birçok teknolojik alana kayıp (biyomedikal, haberleşme, mekatronik gibi) iyi bir gelecek kurabilirsiniz.

Vallaha bu soruyu ben de hep kendime sordum ama çıktığım tek kapı para ve kariyer oldu.