Öncelikle çok zorlu bir hazırlık eğitimi ile karşı karşıya olduğunuzu belirtmek istiyorum, çok sık ödevler, devam zorunluluğu, projeler vs. Liseden hiç bir farkınız olmayacaktır, tek fark daha çok çalışmak zorunda olduğunuzdur. üniversite açılana kadar biraz ingilizce çalışmanız sizin hazırlık dönemimde çok işinize yarayacaktır. Muafiyet sınavından bir üst kurdan başlamnız ise çok süper olacaktır, çünkü eğer dönem içinde bir veya iki kurdan kalsanız dahi dönemi tam vatinde bitirme şansını elde etmiş olursunuz. O yüzden yazı boş geçirmeyin ve çalışmaya hemen başlayın.
Haaa, hocalarla çok kısa sürede samimi olursunuz o konuda şüpheniz olmasın, arkadaşlar için de aynı şey geçerli.

vakıf üniversitesinin sunduğu ayrıcalıklar ve imkanlar diyebilirm ilk önce, Okuldaki bakım, yurtlardaki lüks ve konfor.. Zirve ye gelince “okulun parası yok, şurayı düzeltemiyor” lafını unutuyorsunuz..

Kesinlikle yurtdışı olanakları çok fazla ve ayrıca cana yakın çok personel var, Akademisyenlerle rahatlıkla gidip görüşebiliyorsunuz. Eminim çoğu üniversitede bir çok akademisyen hatta asistanlar bile öğrencileri karşısına alıp konuşmaz. Akademisyen kadrosu zaten çok profesyonel kişilerden oluşuyor ( çoğu yurtdışı doktoralı ve ufku geniş insanlar) ve ayrıca eleştriyi kaldırabilen insanlardan oluşuyor.

Spor faaliyetleri çok yüksek safhada, derslerden sıkıldığınızda rahatlıkla tesisleri ücretsiz kullanabiliyorsunuz. Tabi düzenlenen turnuvalara katılırsanız baya aktifleşiyorsunuz zaten.

Aslında tam yok denemez ama yok denecek kadar az. Aslında her yerde olduğu gibi başarılı öğrenci daha önde tutulur.. örneğin, okulda birşey yapılacaksa önce başarılı olanların haberleri olur genellikle. Ama bazı vakıf üniversitelerinde olduğu gibi, yok burslular eziliyoruş falan gibi şeylere rastlamadım. Parasıyla hava atmayı seven kişilerde yok değil yani (heryerde olduğu gibi).. Yani kısacası hocalar açısından pek bir ayrım yok, ama öğrencilerde olabiliyor..

elektrik-elektronik müh. mezunu tüm elektronik (teknolojik) aletlerin bulunduğu yerde rahatlıla iş imkanı bulabilir. Elektrik kısmına yönelip TEDAŞ, gibi yüksek gerilim hatlarında çalışabilirler veya Telecommunication Kısmına yönelip AVEA, TURKCELL; WODAFONE gibi iletişim sektöründe çalışabilirler. Control ENgieering Kısmına yönelip Fabrikalarda Büyük Aletlerin Kontrolunü PLC proglama biçimleriyle çok yüksek maaş la çalışabilirler. Biyomedikal ENgineering kısmında ise Hastane aletlerinin üretildiği fabrikalarda iş bulabilirler. Tabi otomotiv sektörü ve beyaz eşya sektörü de Elektrik-Elektronikçilerin vazgeçilmezleri arasındadır. Elektronik kısmında ise cip üretimlerinin yapıldığı veya cep telefonları ve bilgisayar gibi alaetlerin üretildiği fabrikalarda çok iyi iş bulabilirler. Eğer bu kısımları sevmediyseniz Akademik Karyer yapıp Üniversitelerde yükselebilirniz. Hiç olmadı kendi ofisinizi açar ve proje çizip satarsınız veya icat yapıp teknoloji dünyasına sunarsınız. Herhalde daha geniş iş imkanı olan bölüm yoktur Bu Teknoloji Çağında elektrik- elektronik dışında...

bazen çok sinirlensem de,
EVET Üniversitesitemi Çok Seviyorum.

Pek fazla sosyal olmasada Gaziantep çok hızlı geliştiğinden her an herşey olabilir dedirtiyor. Havası sıcaktır, eğer alışkın değlseniz zorluk çekebilirisiniz.

Ayrıca dikkat edin Çok hızlı kilo alabilirsiniz.

Bölümünüzle alakalı staj yapmak isterseniz bu sizin için hiç zor bişey olmaz her taraf sanayi işletmeleriyle dolu.
Ayrıca Gaziantep yemekleriyle meşhur bir şehrimizdir,

Ulaşım sıkıntısı en büyük problem şu an. Belediye otobüsleri ve halk otobüslerinin düzensiz çalışmaları çoğu zaman büyük sıkıntı oluyor.
İkinci problem idari personelde biraz var, tek tük egosu tatmin olmayan insanlara rastlarsanız şaşırmayın. Kimisi bunlar cemaatçi deyip herkes iyidir diye düşünebilir ama öyle değil.
Asıl önemli problem, ders yükü. Tamam, eğitim çok üst seviyede, ancak öğrencinin omuzlarına da çok ağırlık konuyor. Bunu içtenlikle söylüyorum, Zirve'de epey yüksek bir not ortalaması için uğraşıyorsanız, hiçbir başka üniversitede ve hiçbir başka bölümde olmadığı kadar yoğun bir tempoda olursunuz. Bu konuda ciddiyim, ve tıp okumak da bu “diğer”lere dahil. Ödevler ve Projeler bazen çok ciddi dercede sıkabiliyor.

Aslında ilk başlarda Tıp fakültesini düşünüyordum. Deneme sınavlarım gerçekten çok yüksekti hatta derece yapabilecek seviyeye ulaşmıştım. Ama takdiri ilahi, ÖSS sınavında bir kaç hatalı soru benim kitapçıkta üst üste gelince moralim çok bozuldu ve tıp fakültesini küçük bir puanla kaçırdım. Belki vakıf Üniverisitelerinde gelirdi ama para sıkıntısı vardı. Bende başladım bölümleri araştırmaya, mühendislik tam bana göre bir şeydi, inşaat ve mimarlık a çok yönlendirenler oldu ama sevmediğim için tercih listesine bile eklemedim. Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünü tercih edersem daha sonra Biyomedikal Mühendislği bölümünden yüksek lisans ve doktoramı yapar yine tıp la iç içe olurum diye tercih yaptım. Ama şu an Galiba Telecommunication kısmına yöneliyorum, o kısım benim daha çok ilgimi çekiyor.

Tercih döneminde çok ciddi sıkıntılar çektim. çünkü tercih edebileceiğim çok sayıda bölüm ve üniversite vardı. Zirve üniversitesi nin yeni ve vakıf üniversitesi olması benim ilgimi çekti. Memleketime yakın olması ayrı bir etken zaten. Boğaziçi, Odtü, Bilkent gibi çok yüksek puanla öğrenci alan üniversitelere yerleşemiyeceğimi biliyordum. O yüzden gidip sıradan bir devlet Üniversitesinde okumaktansa ilk mezunu olacağım Vakıf üniversitesi olan Zirve yi tercih etmeliyim diye düşündüm. Her bölüm için ingillizce hazırlık eğitimi zorunlu idi ve ben inglizce ye çok meraklıyıdm. Tabi bölüme geçebilmek için TOEFL sınavını geçmem lazımdı. Bu zor olan kısımdı, bende zor işlerle uğraşmayı sevdiğim için en iyi tercih bu olur dedim.