“I brain ODTÜ!!” videolarıyla şimdilerde çok fazla karşılasabilirsiniz ki bence “Neden ODTÜ?” sorusunun en güzel cevabı o videolardır. “Ben bir ODTÜ’lüyüm” diye başlar ve şöyle devam eder: “ODTÜ’lü hiçbir sınırı ve sınırlamayı kabul etmez. Özgür düşünür; düşüncelerini özgürce ifade eder. Bizi ODTÜ’lü yapan ODTÜ’nün başarma ve fark yaratma kültürüdür. ODTÜ’lü var olan bilgiyle yetinmez; sorgular, araştırır, geliştirir. Yeni bilgi üretmek, hayata geçirmek, paylaşmak için çalışır. Sorumluluğu sadece çevresiyle sınırlı kalmaz. Ülkenin ve dünyanın sorunlarıyla ilgilenir, çözüm arar. İşte ODTÜ ruhu budur. Bu ruha bazen idealizm, bazen devrimcilik denir. Bizler ODTÜ’lülük diyoruz. Bu ruhla yakın çevremizden başlayarak tüm dünyayı değiştirebileceğimize inanıyoruz. Bizler dünyayı değiştirebiliriz.” diye de biter. Videolardan ilkinde ODTÜ’de eğitim görmüş ve bugün önemli yerlere gelmiş mezunlara, ikincisinde de “okula 100 verin” kampanyasıyla okul öncesi ve ilköğretimdeki arkadaşlarımıza yer veriliyor. Ben hangisini izliyor olursam olayım aynı duyguları hissediyorum: ODTÜ ruhu. Günümüzde çok iyi eğitim veren birçok üniversite var ve bunların sayısının artmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bugün biliyorum ki Bilkent’teki arkadaşım da Boğaziçi’ndeki ya da Hacettepe’deki arkadaşlarım da çok iyi eğitim alıyorlar. Bu yüzden de ODTÜ eğitim konusunda şöyle iyi böyle iyi diye konuşmayacağım. Ama iyi :) Buradan mezun olduğunuzda olmak için geldiğiniz kişiden çok daha fazlası olduğunuzu görerek ayrılırsınız. Diploma töreni gelip çattığında sizi siz yapmış bir yere olan minnetle alırsınız diplomanızı. Gidiyorum üzüntüsü olmaz hiç. Çünkü o sizin hayatınızın hep bir parçasıdır, yaşam tarzınızdır, ruhunuzdur. Buradan mezun olduğunuz anda size kattığı şey teknik bilgiden ibaret değildir kısaca. İnsanlara, doğaya, dünyaya farklı bir gözle bakmayı öğrenirsiniz. Tabii bir de hayata atılırken daha cesur olursunuz. Vizyonunuz okuduğunuz bölümle sınırlı değildir; yeni şeyler denemekten korkmazsınız. Burada kimya okuyup modacı, mimar olmak için gelip müzisyen, inşaat mühendisi olup bir de üstüne yazar olabilirsiniz. Çünkü ODTÜ ideallere değer verir. Henüz çok yeni mezunum. Bu duygusallıkla yazıyor olabilirim ama üniversitemde geçirdiğim her bir dakikayı, soluduğum her nefesi ve bana kattığı her zerreyi hep ruhumda taşıyacağım. Daha da fazla duygusallaşmadan; işte bu yüzden ODTÜ diyorum :)
Buraya ODTU’nun eğitim kalitesi, dünya sıralamalarındaki yeri, öğretim üyelerinin kalitesi ya da araştırma imkanlari gibi bir suru şey yazabilirim. Ama bunların aynılarını sayıları ve univeriste isimlerini değiştirerek bir Bilkent, Boğaziçi yada ITU öğrencisi de yazabilir. Yazdıklarım ve belki birkaç tane daha okulun dünya standartlarında ve benzer kalitede, kaliteli bir eğitim verdiği su götürmez. Ama neden ODTÜ;
Yukarıda yazdığım tüm kampüsleri gezdim, mezunları ve öğrencileri ile konuştum. Bilkentliler mezunlarının yurtdışında daha kolay kariyer yaptığını, Boğaziçi’liler çok fazla CEO olan mezunları olduklarından bahsettiler. ODTU’lüler ise üniversite yıllarının ve ODTÜ ailesinin değerinden, ODTÜ ruhundan bahsettiler. İlginç olan herkes yurtdışında yaptığı masterdan, başarılı işinden gurur duyarken; ODTÜ’lüler ODTÜ’lü olmaktan gurur duyuyorlardı aynı başarılara sahip olmalarına rağmen. Ben de bu ailenin parcası olmak istedim, ve ODTÜ’de geçirdiğim her an bu kararın ne kadar doğru olduğunu tekrar anladım.
Neden ODTÜ?
Türkiye’de bir çok isim yapmış üniversite öğrencisi şüphesiz ki akademik kadro iyi, üniversitenin kültürü diğerlerinden farklı, yayın sayısı&kalitesi; çok üst düzeyde, yurt dışında inanılmaz saygın gibi argümanlar öne sunabilir. Buna saygı duymakla birlikte diğer üniversiteleri tanımanın ancak orada kısa sayılamayacak bir zaman geçirilerek olabileceğini düşündüğümden bu tarz konularda ODTÜ ve diğer Türk üniversiteleri arasında kıyaslama yapmayacağım. Çünkü yapacağım olası kıyaslamalar gerçekten çok uzak olacak. Tüm isim yapmış üniversitelerin öğrencileri/mensupları bu argümanları öne süreceğinden ODTÜ için ayrı bir durum olduğunu söylemeyeceğim.
Peki neden ODTÜ?
Çünkü ODTÜ insana gerçek anlamda dik durmasını sağlayacak teknik eğitimi sağlamasının yanında insana hiç ummadığı alanlarda kendini geliştirme imkanı sağlıyor. Bunu tabi ki ilgi alanları çok marjinal olan onlarca insanla birlikte bir eğitim veriyor olmasının ve disiplinler arası etkileşimin olabilecek en üst düzeyde olmasının büyük bir önemi var. ODTÜ hayatıma başlamadan önce aklımda ne olduğuna dair hiç bir fikir olmayan bir çok konuda ilgi alanları çok değişik olan insanlar sayesinde şu anda bilgi sahibiyim. Bunun başlıca sebebi, 17:30 da dersten çıkıp yurda giderken fizik çimlerinde top veya diabolo çeviren jonglörleri görmem veya spor salonunda çalışırken daha önce fikrim olmayan capoeira hakkında epey donanım sahibi insanların antrenmanlarını görmek hiç şüphe yok ki insana sosyal anlamda epey donanım katan örnekler. Bunun yanında ODTÜ EE mezunu olup ODTÜ Psikoloji bölümü bölüm başkanlığı görevini yürüten Ahmet İnam gibi marjinal isimlerin bulunduğu bir okul olması, ODTÜ’yü çekici kılan sebeplerdendi.
Okula başlamadan önce ÖSS hazırlık sürecinde istediğim tek okul/bölüm ikilisinin ODTÜ ve Makina Mühendisliği olmasının başka sebepleri vardı aslında ama öte yandan sözünü ettiğim disiplinler arası etkileşim ve uyumun mümkün olan en üst düzeyde olması seçimimi bu şekilde yapmış olmamda önemli bir faktördü. Bunu tüm mezun yakınlarımdan duymaktaydım. Ayrıca ODTÜ ME seçmemin başlıca sebebi Türkiye’de bu disiplinin eğitimini alabileceğim en iyi üniversitenin çeşitli okulların mezunlarının ağız birliği yaptığı şekliyle ODTÜ olmasıydı. Öncesinde ODTÜ ME hakkında tek bildiğim kontrol alanındaki ve mekatronik alanındaki çalışmalarının yanında mekanizma ve içten yanmalı motorlar konusunda alanında ülkenin en iyileri olarak gösterilen akademisyenleri barındırmasıydı.
Sonuç olarak, istediğim teknik disiplinde en iyi eğitimi alacağıma emin olduğumdan ve bunu alırken sosyal yaşamdan kopmayacağıma ve günün her saatinde “yaşayan” gerçek bir kampüste eğitim alacağımdan emin olduğum için ODTÜ’yü tercih ettim.
ODTÜ’de okumayı lise 2′den beri istiyordum. Yerleşke fotoğraflarını gördüğümde, birçok gelişmiş ülkede gördüğüm üniversitelerin ortamına benzetmiştim. ÖSS öncesi daha ayrıntılı araştırma fırsatım oldu ve eğitim dilinin İngilizce olduğunu öğrendim. Gelecekteki iş yaşamımda iyi bir İngilizce sahibi olmamın birçok avantaj getirebileceği düşüncesiyle ilk tercihim ODTÜ’ydü.
Ancak sadece bunlar başlı başına bir etken değildi. Sosyal ortam açısından tam bir üniversiteli gibi bir hayat yaşamak istiyordum. ODTÜ’nün yerleşkesinin içinde yurtların, bölümlerin ve çeşitli dükkanların varlığını öğrenmem de özellikle yollarda helak olmayacağım düşüncesiyle birleşerek rahat bir hayat yaşayarak öğrenimimi tamamlamak istiyordum. Bunların yanında öğrenci topluluklarının çeşitliliği ve kafama uyan birçok öğrenci topluluğunun varlığını görmem de sosyalleşme bakımından doğru adrese geleceğimin sinyalini vermekteydi.
Girdikten sonra anladım ki, yerleşkedeki olanaklar Türkiye’nin sadece sayılı üniversitelerinde vardı. Özellikle büyük şehirlerdeki çoğu üniversite yerleşkeleri fakülte fakülte ayrılmışken ODTÜ’de hepsinin bir arada bulunması ve Ankara içinde ayrı bir şehir olması öğrenci topluluklarının normalden daha aktif olmasına ve bölümler arası öğrenci kaynaşmasını mümkün hale getiriyor.
Öğrenci topluluklarının yanında birçok spor dalıyla ilgilenebileceğiniz spor toplulukları ve bu topluluklara girmeseniz de rahatça spor yapabileceğiniz alanlar bulunuyor… Amerikan futbolu, ragbi, oryantiring, su altı hokeyi, buz hokeyi ve hatta korfbol sporunun bile takımı olan üniversitede farklı spor dallarıyla ilgilenilebiliyor. Üniversite öğrencilerinin tenis kortlarından ücretsiz olarak faydalanmasının birçok üniversiteye göre lüks olarak addedilmesinin yanında fitness salonuyla havuza girişin cüzi miktarda olup öğrenci bütçesini zorlamaması, 15 dakikada bir kalkan ücretsiz ringlerle yurtlardan bölümlere gitmenin kolay olması, ihtiyacınızın büyük bir kısmını yerleşke içinde karşılanması, dışarı çok fazla çıkma gereği duyulmaması, halı sahalarda dışarıya göre çok düşük fiyatlarda futbol maçı yapılabilmesi…
Ayrıca sunduğu sessiz ve sesli mekan seçenekleriyle verimli ders çalışabilmeyi sağlayan kütüphaneden ise özellikle sınav zamanları oldukça fazla öğrenci yararlanıyor. Kütüphanenin geniş kataloğunda İngilizce kitaplar ağırlığı oluştursa da birçok Türkçe kitabı da bulabilme şansımız oluyor.
Daha anlatılacak çok şey var ama asıl gelip de görmek, yaşamak gerek bu ortamı. Öyle bir ortam ki, bir süre sonra mezun olduğunuzda bile asla kopamayacağınız anılarla ve insanla dolu olan…
Açıkçası ‘ODTÜ’lü olmak ayrıcalıktır’ düşüncesine pek katılmadığım gibi, istediğim bölümler arasında yaptığım seçenekler doğrultusunda ODTÜ’ye biraz da şans eseri girdim. Fakat geçirdiğim 2 (şu an 4. senem ve fikrim aynı) seneden sonra bu soruya verebileceğim yanıt gayet nettir, güzel bir kampüs hayatı, giyim ve kuşamdan tutun fikirlerinize kadar en fazla özgürlüğe kavuşabilme imkanı ve ODTÜ’de okuduğunuz bölümün ve katılacağınız ve ya yapacağınız şeylerin de hakkını verdiğinizde diplomanızın gerçekten bir ayrıcalık sağlayacağı.
Unutmamak gerekir ki ODTÜ'deki bu başarı üniversiteden ziyade öğrencilerin sağladığı bir ortamdır ve başarılı öğretim elemanı kadrosu ile beraber size ayrıcalıklı bir üniversite hayatı sağlayacaktır.
Ayrıca bilimsel ve kültürel açıdan etkinlikler bakımından fazlasıyla zengin bir üniversite ve ilgilendiğiniz her konu hakkında öğrenci toplulukları ve ya seminerler bulma şansınız var.
Geçireceğiniz öğrencilik hayatında da kesinlikle okulu uzatma planları yapacağınızı garanti ederim :)
“Neden ODTÜ?” sorusuna verilecek o kadar çok cevap var ki…
Yazı ayrı güzel, kışı ayrı güzeldir ODTÜ’nün. Kışın yaklaşık 1000 kişiyle kartopu savaşı yapabilirsiniz. O gece birbirini tanıyan tanımayan ortak noktası Odtü olan yüzlerce insan taktik belirlerler ve sonrasında savaş başlar; çarşı bölgesi yurtları vs. Demiray bölgesi yurtları. Hiç gülmediğin kadar güler, hiç eğlenmediğin kadar eğlenirsin.
Bahar şenliğini de yaşayabileceğin en güzel yer Odtü’dür. Gün boyu kampüsün her yerinde başka bir eğlence vardır. Akşam ise sadece sana, Odtülü’ye, ait olan stadyumda konserin tadını çıkarırsın.
Yazın elma, erik, kayısı yersin ağacından. Kimi zaman yurdunun önündeki çimlere uzanırsın. Sonra çarşı tarafına inerken, mezunları görürsün çocuklarıyla… Bir yandan mezun olmanın hayalini kurarken, bi yandan için burkulur, bırakmak istemezsin, Odtü’yü, Odtülü’yü… Ama mezun olsan da bırakamazsın zaten, ilk adımı atmanla bağlanırsın Odtü’ye. Belki de bu yüzden bu kadar iyi çalışır Odtü Mezunları Derneği…
ODTÜ Ankara içinde başka bir şehir gibi. Gerçekten büyük oranda özgürsünüz, birkaç ay içinde yurtta kalmasanız bile evim diyebileceğiniz bir yer. ODTÜ içinde hayat eğlenceli, rahat, ülkede farklı yerlerde bu yüzden bir şekilde eleştirilseniz bile ODTÜ içerisinde istediğiniz gibi giyinebilir, düşünebilir, neye inanmak istiyorsanız ona inanabilirsiniz. Ankara'nın küçük bir bölgesinde şehirde kimsenin olmadığı kadar özgürsünüzdür. Ben ODTÜdeki 4.yılımın sonundayım artık ve şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki hayatımın en güzel günleri burada geçti ve eminim ki geçecek de. Neden ODTÜ? Çünkü ODTÜ size gecenin ilerleyen saatlerine kadar ödev yaptırır ama sonrasında da Devrim'de ya da birçok güzel yerinde tüm günün yorgunluğunuzu atmanızı sağlar bu yüzden ODTÜ.
Astronot olmaktan vazgecip muhendis olmaya kara verince universitelerin puan listelerine bakardim.ODTU ve Bogazici'deki bolumler hep yukseklerdeydi ve ben de buralarda okumak istmemistim.
Acikcasi ODTU'ye gelmeden once bolumum ve universitem hakkinda puanlarindan baska cok bilgim yoktu sadece harika bir kampusunun oldugunu biliyordum.Nitekim fazlasiyla dogru bir karar verdigimi okurken anladim.
ODTU'nun benim icin en buyuk artisi orda okuyan ya da okumus efsane insanlarla tanismam olmam.Birbirine benzer iki insan gormedim herkesin mutlaka farkli gorustlerinin oldugu ve bunu rahatca dile getirdigi bir yerdi.Bu insan mozaginde gezinmek benim icin cok guzeldi.
Çünkü ODTÜ'nün kendine has bir kültürü var. Ayrıca mezun olduğunuz zaman iş bulma sürecinde ODTÜ adı ön plana çıkıyor. Bunların yanında ODTÜ'nün imkanları da diğer birçok üniversitede bulunmuyor.
geniş kampüs imkanları var. aradığınız her türlü aktiviteyi gerçekleştirebileceğiniz bir topluluk bulunmakta. ağaçlarla ve doğal güzelliklerle dolu bir kampüsü var. eğitimin tamamen ingilizce olması uluslararası bir kimliğiniz olmasına yardım ediyor. birçok üniversiteyle yaptığı anlaşmalar sayesinde birçok ülkeye öğrenci değişim programlarıyla bir veya iki dönemlik gidebilme imkanı sunuyor. geniş ders yelpazesiyle bölümünüzde istediğiniz alana yönelme imkanı sağlıyor. teknik üniversite olması yönüyle de analitik düşünme ve uygulama becerileri kazandırıyor.
Çünkü hem köklü hem de eğitim kalitesini hiç bozmadan koruyabilmiş bir kaç üniversiteden biri ODTÜ. Ayrıca ODTÜlüyüm demek çok farklı bir duygu ve özgüven veriyor insana. İnsanlarla tanıştığınızda ODTÜde okuyorum dediğiniz andan itibaren bakışlar değişiyor. Ve o bakışları görmek güzel :)Kızılay'dan ODTÜ dolmuşuna bindiğinizde bile farkı hissetmek mümkün.
Çünkü kendinizi özgürce ifade edebileceğiniz, her kültürden ve milletten insanın olduğu, yabancı dilinizi kolayca geliştirebildiğiniz, kendi alanınızda akıcı bir İngilizceye sahip olup global sektörde kolayca iş bulma imkanınızın oluştuğu; ayrıca tüm ihtiyaçlarınızı kolayca giderebileceğiniz, şehrin merkezine bir dolmuş veya otobüsle kolaylıkla ulaşabileceğiniz, istediğiniz sportif,sanatsal vs. faaliyetleri gerçekleştirme imkanınızın olduğu bir kampüste barınma imkanına sahip olmak.. Tüm bunlar bir araya geldiğinde ODTÜ sizin için oldukça uygun bir seçenek haline geliyor.
İyi bir üniversitede okumanın en büyük avantajı güçlü rakiplerinizin olması. Bu sebepten sizde başarılı olabilmek için daha çok çalışmak durumunda kalıyorsunuz. Aynı zamanda Odtü'nün akademisyen kadrosunun kaliteli olduğunu düşünüyorum. Siz de gayretliyseniz bunlar birleşince kaliteli bir eğitim almış oluyorsunuz. Odtü'nün büyük bir kampüsü var. Bunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Her görüşten insan var. Ufkunuz genişliyor. Her hobiye dair bir topluluk bulabiliyorsunuz. En önemli nokta ise; İŞ BULMA KOLAYLIĞI. Odtü'den mezun olmanız sizi bir adım ileriye taşıyor.
Adı var bir kere. Yani kimse neden ODTÜ'yü tercih ettin diye sormaz. Her yerde gururla nerde okuduğunu söyleyebileceğin bir üniversite. Türkiye'nin her yerinde size belirli bir statü kazandıran bir üniversite.
ODTÜ’de okumak istediğime lisedeyken karar vermiştim. Birçok kişi gibi ben de ODTÜ’lü olmanın ayrıcalık olduğuna inanıyorum. Burada sadece iyi bir eğitim değil, iyi bir üniversite hayatı için ve öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri için her açıdan yeterli bir ortam var.
Öncelikle akademik dilinin İngilizce olması. Buraya gelmeden önce sorulsaydı bu soru vereceğim cevap böyle olurdu.
Ama geldikten sonra birçok neden daha katıldı işin içine :) mesela mükemmel kampüsü, sıcak iletişimi ve sanat ve spor alanındaki etkinliği.
Odtü’yü seçmemdeki en büyük etken kampüsü ve eğitim diliydi. Üniversite yaşantısının tadını tam anlamıyla çıkarmak için kampüsün çok önemli bir rolü olduğunu düşünmekteyim. Odtü’nün kampüsü içinde her şeyi barındırıyor ve öğrencinin ihtiyaçlarını daima düşünüyor. Memlekette yeşil alan özlemi duyan şahıslar için de Odtü, doğasıyla öğrencilerini kucaklıyor. Şahsen, yıllardır Ankara’nın bozkırına alışmış bir insan olarak kampüse geldiğimde nispeten kaliteli oksijen soluduğum için kendimi daha iyi hissediyorum. Ayrıca üst üste yığılmış binalardan ve daracık alanlardan hoşlanmayan bir insan olarak Odtü yapılarının ferah, geniş ve herbirinin kendine özgü halini seviyorum. Eğitim dilinin İngilizce olması da küreselleşen dünyada ikinci bir dili benliğinize katmayı sağlıyor. Akademik kariyer ve yurtdışında çalışma isteği olan benim içinse İngilizce başarmama yardım edecektir diye düşünüyorum. Ki sadece İngilizce değil yanı sıra diğer dilleri öğrenmek için de insanın fırsatı oluyor.
Türkiye'deki gerçek anlamda "sağlam" olan üniversiteleri 3 seviyeye ayırırsak;
1.seviye : ODTÜ, Boğaziçi, Bilkent
2.seviye : İTÜ, YTÜ, Koç, Sabancı
3.seviye : İstanbul Üniv, Anadolu Üniv, Hacettepe Üniv vb.
Öncelikle 1.seviyeden bir üniversite yazmak ve 1.seviyedeki üniversiteler arasından Dünya sıralamasında ilk 100de bulunan tek Türk üniversitesi olan ODTÜ'yü yazmak başka herhangi bir şey yazmaktan çok daha iyidir. ;)
Kendi bölümüm adına en iyisi olduğunu düşündüğüm için ve bir öğrencinin kendini geliştirmesi için her türlü imkanı sağladığı için ODTÜ.
Bi kere adı büyük. Mezun olduğumda ODTÜ etiketiyle başlayacağım hayatıma. Hem iş hayatında da biçok ODTÜ’lü var. Hayatıma yön vermek istediğim alanlara yönelik eğitim veren okullar arasında ODTÜ gerçekten de 1 numara. Ayrıca çok geniş bi sosyal alanı var ve isteyip de yapamadığınız çok az şey var okulda. Yeni fikirlere ve gelişime de sonuna kadar açık.