Evet, okulumu seviyorum.
Eviniz uzaksa, okula gelmek zaman zaman işkenceye dönüşebilir. Bir de ormanda köpeklerin saldırısına uğrayabilirsiniz. Kıpırdamazsam bir şey yapmaz demeyin, yapıyorlar.
Sadece okulun değil Ankara’nın da en sevdiğim yanı ODTÜ kampüsü sanırım. Yapacak bir şeyler bulamama ihtimaliniz çok düşük. Farklı ilgi alanlarına hitap eden çok sayıda öğrenci topluluğu var. Çevre edinebilmek, yeni insanlar tanıyabilmek için iyi bir ortam var. Kütüphanede saatlerce uyuyabilececeğiniz kırmızı koltuklar var. Kimse gelip kaldırmaz.
Eşit ağırlık öğrencisi olarak tercih edebileceğim bölümler fazla değildi. Hukuk’un bana göre olmadığına çok önceden karar vermiştim. Uluslararası İlişkiler için çok önemli olan yabancı dil konusunda kendime pek güvenmiyordum. İktisat fazla akademikti ve mezunlarının iş alanlarının işletme mezunlarınınkiyle hemen hemen aynı olduğunu öğrendikten sonra uzun zamandır istediğim bölüm olan işletmede okumaya karar verdim. Rahat okunan bir bölüm olmasının bu kararımda az da olsa etkisi vardı. İşletme okumak istediğimi söylediğimde çoğunlukla “İşletme okursan iş bulamazsın, çok mezunu var.” şeklinde tepkiler aldım. Ama bu durum diğer sözel bölümler için de az çok geçerli olduğu için pek kulak asmadım. ODTÜ İşletme’nin gücüne inanıyorum :)
ODTÜ’de okumak istediğime lisedeyken karar vermiştim. Birçok kişi gibi ben de ODTÜ’lü olmanın ayrıcalık olduğuna inanıyorum. Burada sadece iyi bir eğitim değil, iyi bir üniversite hayatı için ve öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri için her açıdan yeterli bir ortam var.