Sınav takvimi beni yedi bitirdi. Her hafta sınav her hafta proje mi olur demeden geçemiyor insan.
Kısa, öz ve net olarak Boğaziçi Üniversitesi'ni yerim, sonra da bittiğine üzülürüm.
Düzce gibi küçük bir şehirden geldiğinizde ilk İstiklal'e gidişinizde " Oha , tüm Düzce önümde yürüyor" demeden kendinizi alamıyorsunuz. Benim için kalabalık en büyük sorun oldu. Onun dışında şehir ister istemez kendinden uzaklaştırıyor başka birisi haline getiriyor insanı. Arada bir uzaklaşıp ciddi ciddi kendinizi dinlemeye ihtiyaç duyabilirsiniz.
Düşüncen ne olursa olsun her düşünceye duyulan bir saygı söz konusudur. Boğaziçi Üniversitesi'nin en sevdiğim yanı derken aslında insanıdır en çok sevdiğim. Gerçekten kendinden birilerini bulmaman işten bile değil. Ama sadece kendinden birileri değil ufkunu açacak pek çok insan çıkacaktır karşına. Bunun yanında Güney Kampüs'ün her bir köşesine ölebilirim. Yok böyle bir ortam.
Açıkçası liseden Ali Hoca'mın tavsiyesi üzerine haberim olan bir bölümdü. Ancak geldikten sonra yaptığım çıkarımları şöyle sıralandırabilirim.
- Mezunlarına sunduğu ve kendilerini her daim geliştirebilecekleri çok geniş bir yelpaze sunması
- Teknik anlamda donanımlı bir yönetici yetiştirme gayesiyle öğrenci yetiştirmesi ve buna uygun bir programa sahip olması
- Ayrıca kendini geliştireceğin derken klişe olarak değil, yaptığın işe zevkle gideceğin hatta kendi işini kurabileceğin fikirlerin aşılandığı bir bölüm olmasıdır bir kişiyi oraya çeken.
- Kısacası dört sene içerisinde istesen de istemesen de ileride ne yapacağı hakkındaki soru işaretleri kalkmış ve bu doğrultuda donanımlı birisi olarak çıkıyorsun.
Dürüst olmak gerekirse bölümümün bulunduğu en iyi üniversite olmasıdır tercih etmemin sebebi. Peki ne anlamda en iyi ? Sosyal anlamda bir insanı istediği takdirde baştan aşağı sorumlu bir birey haline getirebilecek özgürlükçü ortamıdır, istediğin alanda kendini geliştirme koşullarını sağlamasıdır, kendini tam olarak bulabileceğin insanlarla dolu olmasıdır onu en iyi yapan. Sosyal yapısının yanında akademik olarak da elinden gelen imkanı öğrencilerinden esirgemeyen bir üniversitedir. Senin yaptığın bir şey, söylediğin bir söz yargılayıcı bir üslupla değil, eleştirel ve yapıcı bir üslupla değerlendirilir. Boğaziçi ruhu dedikleri şey burada başlar. Her şeyden önce saygı duymak. İşte bu yüzden en iyisiydi.