Bilkent Üniversitesi

Bilkent Üniversitesi'nin hoşlanmadığınız yanları nelerdir?

79 Cevap

Sonuçlar 2. sayfadan itibaren gösteriliyor. İlk sayfaya dönmek için tıklayın.

Kampüs içindeki yemek yeme olanaklarını yetersiz ve pahalı buluyorum. Onun dışında her dersin her bölüm öğrencisi için uygun ve gerekli olmadığını düşünüyorum.

Midterm dönemi tatilimiz yoktur bizim aynı günde 2 midterme girip, 3 essay teslim edip, 1 de sunum yaptığımı bilirim. Öğrenciyi akademik performans konusunda zorlar, okumak zordur.

"Hazırlık Okulu" Üniversiteye yeni başlamış insanlar için çok zor bir aşama oluğunu düşünüyorum.

Dezavantajı Ankara`da olması. Yani okurken çalışabileceğiniz iş dünyasına yakın olduğunuz bir yerde değilsiniz. Yaklaşmak için çok çaba harcamanız gerekiyor. Araştırma üniversitesi kimliğine gömülü Ankara`dan ve Türkiye`den uzak bir köy gibi.
Teknik üniversite olma kaygısıyla sosyal bilimleri boşladığını hissediyorum ancak kanıtım var.
Türkiye`nin her yerinde olduğu gibi merkeziyetçi ve paranoyak bir yönetim anlayışı var.
Her ne kadar zeki ve donanımlı olsa da maalesef CERN projesine gereksiz diyen bir rektörü var.

1)Internet (Modemin dibinde olsaniz dahi çekmeyebiliyor.)


2)Adam akilli yemek yiyebileceginiz yerlerin  yeterince fazla olmamasi ve kampüs içerisindeki kafeteryalarin biraz pahali olmasi


3)Ulasimda da bazi aksakliklarin olmasi (Servislerin bazen vaktinde gelmemesi ve cogu durakta durmamasi vs.)

Her ne kadar çoğu zaman yemekleri lezzetli ve doyurucu olsa da Bilkent’e gelecekseniz yemek fiyatlarına hazırlıklı olmalısınız çünkü yemek fiyatları birçok üniversiteye oranla yüksek. Bunun dışında kampüsün şehir merkezine uzaklığı da soğuk havalarda problem olabiliyor ama okulun servislerinin bulunduğu bölgelerde gezdiğiniz sürece ulaşım kolay.

Bence en büyük sorun yemek. Fazla bir seçenek yok ve yemek yenilen sayılı yerlerde de yemeğin kalitesi yeterince iyi değil. Buna rağmen bir üniversite için oldukça pahalı. Akademik olarak düşünürsek ders yükü çok fazla. İlk sınavlar bitiyor ikinciler başlıyor, ikinciler bitiyor finaller... Sınavlar dışında da her daim ödevlerle, quizlerle, projelerle boğuşuyorsunuz. Eğer ortalamanızı yüksek tutmak istiyorsanız ya çok düzenli çalışıp zaman yönetimi konusunda da çok iyi olmalısınız ya da sosyal hayatınızdan ödün vermelisiniz. Ayrıca yeni düzenleme ile artık derslere gitme zorunluluğu var. Vize, ödev ve projelerden yeterince puan toplayamazsanız da finale giremiyorsunuz.

İletişim ve Tasarım bölümü için konuşmak gerekirse teknik ve akademik anlamda yetersiz bir bölüm. Okulun sunduğu imkanlar kısıtlı ve dersler yüzeysel. Bölüme gelen insanların çoğu ya istemeden geliyor ya da öylesine okumak için. Kısacası akademisyenlik düşünmüyorsanız ve not ortalamanız 4 olmayacaksa tavsiye etmiyorum.

Sosyal imkanlar benim okuduğum dönemde azdı. Kulüpler pek oturmamıştı. Bir de gereksiz zordu (ODTÜ’de simülasyon programları sadece ismen anlatılıp geçilirken biz o programlarla model kuracağız diye laboratuvarda sabahlardık mesela).

Aşırı bir ders yükü var. Hocalar her öğrenciyi doktora öğrencisi zannettiğinden her hafta müthiş bir mücadele yaşanıyor, ödevler, lablar, projeler, raporlar, midtermler, finaller… Ve bir de okulun Ankara’da olması biraz kötü, İstanbul’da olsa çok daha iyi olurdu.

Kısa da olsa üniversitenin negatif yanlarına da değinmek istiyorum. Özellikle yemek fiyatları, devlet üniversitelerine nazaran yüksek. Bilkent’te en ucuz yemek fiyatı yaklaşık 4 lira. Bazen, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi felsefe, siyaset ve bilim gibi konularda yeterli entellektüel birikimden yoksun insanlar var. Ama, iyi bir gözlem yeteneğiniz varsa sizi anlayabilecek ve konuşabilecek arkadaşlar/dostlar edinebilmeniz mümkün.

Yemek yemek, oturmak, dinlenmek için cafe vb. yerleri henüz yeterli değil. Ödevler, dersler bazen eğiticilik sınırlarını aşıp angarya seviyesine ulaşabiliyor.

Fazla akademik odaklı bir üniversite. Öğrencilerini, özellikle mühendislik gibi ağır bölümlerde okuyanları, başarılı olmaya çok zorluyor. Sosyal anlamda kendinizi geliştirirken derslerde bocalamanız çok olası. Bazen bir üniversite gencinin en büyük ihtiyaçlarından olan spora bile ayıracak vakit kalmıyor.

Öğrenci profili çok güzel değil. Dünyadan bi haber “tikky” diye tabir edilen insanların bulunduğu bir ortamda yaşamak bazen sinirlerinizi bozabiliyor.

Ankaralı olmayan bir 'Bilkentli' olduğum için tek sevemediğim yanı sanırım okulun Ankara'da olması. Şehir aslında tam da öğrenciler içinmiş gibi görünse de maalesef uzun süren kötü hava şartları ve Ankara'nın diğer şehirlerimize göre doğasının daha sıradan olması dezavantaj oluşturuyor.

Bilkent’te geçirdiğim ilk yılda bu soruya kesinlikle Ankara’da olması derdim. Ama arkadaş çevreniz oluşmaya başladığında nerede olduğunuzun pek bir önemi kalmıyor açıkcası. Buna ek olarak da ders yükü biraz fazla. Sınavlar, lablar, projeler her şey üst üste geliyor ve bu ortamda öğrenciler sıkıntı yaşıyor.

Öğrenci profili. Muhabbetleri felsefi derinlikten gayet uzak, tuhaf insanlar yığını var burda ne yazık ki. Tek derdim o.

Bilkentte yemek olayı sıkıntılı geliyor bana. Yiyebileceğiniz en ucuz yemek yemekhanede 3 liralık ve 3 parçadan oluşan fix menü ( 90 liraya 30 fiş karşılığnda) ve onlarda çok lezzetli sayılmaz açıkçası. Bir tabak daha eklediğinizde fiyat 5.5 lira oluveriyor. Ve yine dediğim gibi yemekhane yemeklerini pek sevmiyorum. Kampüs içindeki diğer yerlerde de yemekler genelde 6-7 lira arasında. Onun dışında biryerden yemek söylemek istediğinizde en az 10 lirayı gözden çıkarmak zorunda kalıyorsunuz. Dolayısıyla yemeğe baya bi para gidiyor.

Yemekhanesi, hep aynı şeyleri yiyoruz ve diğer üniversitelerden daha pahalı. Bir diğer sevmediğim yanı da devamlılık zorunluluğu.

Bilkent çevresinde ucuz yaşama şansınız pek yok hayat çok pahalı