Bankacılık ve Finans mezunu ne iş yapar sorusuna spesifik bir cevap vermek zor. Bence asıl soru sizin hangi alana yönelmek istediğiniz. Bankacılıkta kariyer yapıp yükseledebilirsiniz, Finans'a yönelip burada kariyer de yapabilirsiniz.

Bilkent'e dair sevdiğim efsanelerdendir bu da.Bu sene okuldaki son senem olacak ve bugüne kadar hiç böyle bir ayrıma şahit olmadım.Mesela benim pek çok yakın arkadaşımın burs durumundan haberim yok,tesadüfen öğrendiklerim dışında.Eğer böyle bir ayrıma giden insanlarla karşılaşırsanız da koşarak kaçmanızı öneriyorum:)

EA çıkışlı bir insan olarak yazacağım bölümleri sınava girmeden önce şekillendirmiştim kafamda. İktisat, İşletme, Kamu yönetimi gibi bölümler tercihlerim arasında yer alacaktı. Tercih döneminde ÖSYM tercih kataloğunu incelerken Bankacılık ve Finans gözüme çarptı. Daha sonra hocalarımla da uzun uzadıya konuştum ve oldukça cazip geldi. Üstelik Fransızca’nın da zorunlu dil olması, eğitim dili İngilizce olan bir okuldan İngilizce ile eşdeğer Fransızca bilerek mezun olmak alanımda pek çok meslektaşımın arasından kolaylıkla sıyrılmamı sağlayacaktı.

Son olarak Finans gibi yelpazesi oldukça geniş bir alana yönelebilme olanağı da Bankacılık ve Finans’ın tercih listemde ilk sıraya oturmasını sağladı.

--

Bankacılık ve Finans’ın birkaç üniversitede daha olduğunu biliyorum fakat Bilkent Üniversitesi’nde Bankacılık ve Finans’ta Fransızca zorunlu dil.
İlk yıl iki kuru, yaz okulunda zorunlu olarak üçüncü kuru ve ikinci sınıfta dördüncü ve beşinci kurları alıyorsunuz.
Daha sonrasında da 4 yıl içerisinde Fransız Kültür Merkezi’nin yaptığı B1 düzeyindeki sınavdan yeterlilik almanız gerekiyor mezun olabilmeniz için.

Yaparım bir şekilde diye düşünmemenizi öneriyorum. Bölümdeki insanlardan gördüğüm kadarıyla en çok sıkıntı çekilen ders Fransızca.
Sevmeden, çalışmadan öğrenilmesi oldukça güç. Bir iki kuru bir şekilde idare eder geçersiniz ama sonrasında emin olun işler tıkanıyor.
Fransızca yüzünden mezuniyeti 1 hatta 2 yıl uzamış insanlar gördüm. Bu bölümü yazmayı düşünenler lütfen uyarımı göz önünde bulundursun.

Evet, okulumu seviyorum.

Bilkent’in öğrenci profili biraz sıkıntılı. Şöyle ki bazen hangi dilde konuştuklarını bile anlayamadığım, dünyadan bihaber insanlarla karşılaşıyorum kampüste.( Türkçe konuştuklarını zannediyorlar.) Üzülüyorum açıkçası. Bilkent gibi kaliteli bir okulun bünyesinde böyle insanların olması düşündürmüyor değil beni.
Gelelim yemek mevzusuna. Bilkent sınırları içerisinde karın doyurmak oldukça tuzlu. Yemek fiyatları pahalı diğer üniversitelere kıyasla.
Sağlık merkezi çalışma saatleri de ilginç. Bizimle beraber öğle arasına girip bizimle birlikte günü sonlandırıyorlar. Dersim varken dersi bırakıp gidemiyorum. Tek uygun olduğum vakit olan öğle arasında da paydosları var.Çalışma saatleri öğrencilere daha uygun bir hale getirilebilir bence.

Bu soruya verebileceğim ilk cevap kütüphane olur sanırım. Özellikle vize ve final dönemlerinde evimde ya da bölümümde geçirdiğimden daha çok zaman geçiriyorum kütüphanede.
Bunun yanı sıra erasmus ve exchange gibi yurtdışı eğitim ve staj programları, öğrendiğimiz dili geliştirmede ve alanımızın yurtdışında nasıl işlediğini görmede oldukça yardımcı oluyor öğrencilere.
Yurtdışında geçirilecek bu zaman zarfında hayata tek başına atılmayı, sosyal ve girişken olmayı, çıkacak problemlerle tek başına baş etmeyi öğreniyor insan. Bunu neden mi belirtiyorum? Çünkü vakıf üniversiteleri de dahil olmak üzere her yıl milyonlarca mezun veriyor üniversitelerimiz. Artık devir daha iyi, daha üstün, kendini daha iyi geliştirmiş olanın lehine işliyor. Çok bilgili olmak, her şeyi bilmek yetmiyor kesinlikle. Karşınızdaki insanlara kendinizi ve beklentilerinizi açık bir dille ve kolaylıkla anlatabilmeniz, bildiklerinizi aktarabilmeniz girişken olmanız gerek. Kaba dille tabir edecek olursam iki lafı bir araya getirebilmek lazım. Tam bu noktada üniversitemizin sağladığı bu imkan bizi dış dünyayla daha kolay iletişime geçen, kendi duvarlarımızı yıkmamızı sağlayan birer birey haline getiriyor.

Bilkent Üniversitesi gerek akademik kadrosu, gerek bilimsel alandaki araştırmaları ve başarıları ve gerekse öğrencilerine sunduğu olanaklarla Türkiye’de ki üniversiteler arasında birinci sıraya oturmayı başarmış, yurtdışında da nam-ı yayılmış üniversiteler arasında kendine yer edinmiştir.
Buna ek olarak öğrencilerine sunduğu burs imkanları, kütüphanesi, eğitim kalitesi, kampüsteki huzurlu ortam ve daha niceleri beni Bilkent Üniversitesi’ni seçmeye iten nedenler arasındaydı.