Çünkü ailenizden biri tıp okumaya zorlar ve 40 bin sınırına girmenize rağmen yazdığınız tüm üniversiteler sihirli bir şekilde tutmaz. Sizi tıp okumaya zorlayan kişi ise "garanti olsun" diye burayı yazmaya da zorlar ve siz de "ek yerleştirme tutmaz ya" korkunuzdan gelir kaydınızı yaptırırsınız. Ek yerleştirmeden tutacaktır ancak artık çok geçtir.
Sayabileceğim birçok şey var ancak herkes buraya geçiş yapma umuduyla gelir, her yüz kişiden de sadece üçü filan bunu başarır. Çok umutlanmayın, mümkünse burayı hiç tercihlerinize yazmayın.
Bir sene apart yurtlarda kaldım, oraya göre anlatayım. Haftada iki kez temizliğiniz yapılır, suyunuz ücretsizdir, kişisel elektriğinizde güya aylık 50 kilowatt bedava sözü verilir ancak kaldığım dönemde her odada ayrı sayaç olmadığı için evin tüm elektriğinden 50 kilowatt düşülmüştü. Duvarlar çok incedir dolayısıyla her şey kelimesi kelimesine duyulur. Okulda hala tatlı su olmadığı için ve bence boru hatları da okul kurulduğundan beri temizlenmediği için duş alırken sanki okuldaki herkesin kolektif teri sizin duş başlığınızdan akıyor gibi hissettirir. Su çok kireç yapar, her şey paslanır kireçlenir ve bozulur. İnternet üzerinden haber verirseniz aylarca kimse bakmaya gelmez, illa apart sorumlusuna gidip söylemeniz gerekir, o da zaten size "internetteki yardım kısmına yazın" der gönderir ama her nedense ona gittikten en geç iki üç gün sonra tamirciler gelir. Su boruları çok patlıyor bir de. Su genel sıkıntı aslında ya. Ha son olarak da, okul yurtları aşırı pahalıdır ve oraya verdiğiniz parayla dışarıda 3+1 eve tek başınıza çıkıp üzerine kalan parayla su faturanızı rahatça ödersiniz. Gerek yok açıkçası.
Öncelikle, hayatınıza vermek istediğiniz bir yön var mı yoksa seçeneklere açık olmak mı istersiniz? Başarılı olma kaygınız var mıdır yoksa üniversite diploması yeterli mi? Kafanızda bir meslek varsa o noktaya gelebileceğiniz bölümlere sahip olan tüm üniversiteler hakkında araştırma yaparsınız. Her üniversitenin eğitimi aynı değildir. Bazıları araştırma ve teori üzerine yoğunlaşırken bazıları deneyim üzerine yoğunlaşır. Hangisiyle daha rahat öğreneceğiniz önemli. Hangi üniversitede daha çok kaynağa ulaşacağınız, üniversitenin bulunduğu şehirdeki hayatın size uygun olup olmadığı da önemli. Üniversite seçip de rastgele bir bölüme girerseniz kendinize uygun olmayan birçok ders alırken bulabilirsiniz kendinizi. Gelecekte pişman olma olasılığınız da fazladır.
Eski tercihlerimi aynen yapar ancak aralarından yakın doğuyu çıkarırdım. En sonlara doğru garanti olarak yazsanız bile mıknatıs gibidir bu okul, bir anda burada bulursunuz kendinizi. Ek yerleştirmeden kolayca girebileceğiniz bir sürü okula giremezsiniz sayesinde.
Her yer pahalıdır, oturup çay kahve içebileceğiniz birçok alan çok erken kapatır ve öğrencilerin bar ve night clublar dışında bir seçeneği kalmaz hava almak için. Türkiyede çok umursamadığınız birçok şeyin (markalar, alışveriş imkanları, ne yaptığını bilen insanlar, az çok iletişim kurabilen kurumlar vb) kıymeti anlaşılır. Okulların sizi dolandırmaması için ödenmeniz istenen para ve ödediğiniz paraya dair her türlü kanıtı toplamaya başlayıp paranoyak bir insana dönüşürsünüz. Buranın insanı fena değildir, buraya sonradan gelen insanlar çoğunlukla geri kafalıdır ve içlerinde inci gibi parıldayan zeki birini bulunca arkadaşlığın kıymetini anlarsınız. Buranın insanı fena değildir derken, ortamda çok doğal seçilim olmadığı için çoğunluğu zekalarını ilerletmek için bir nedene sahip olmadığından genelde çok açık ve net konuşmadığınız sürece iletişim zordur. Yosuna fica dendiğini öğrendiğiniz gün hayatı bir kez daha sorgularsınız. Kıbrısa özel birçok kelime onlara gayet normal gelirken siz yeni bir dil öğreniyorcasına özgüvensiz hisseder ve dalga geçilecekmiş hissiyatına sahip birkaç sene geçirirsiniz. Okul yurtları çok pahalıdır, ayrı eve çıkınca da ısınma ve serinleme, gürültü gibi birçok probleminiz olur. Su istersiniz, akşam 7-9 arası gelir, tüp istersiniz kimse not almadığı için unutulur. Yerel halkın en az sekiz dokuz katı yabancı nüfus olduğundan yol, servis gibi şeyler sormanız gerektiğinde cevap verecek insan bulamazsınız. Kamu kurumları saat 4'te kapanır, dersleriniz geç vakte kaldıysa imkanı yok hiçbir işiniz hallolmaz. Adanın interneti kötüdür, hava bulutlandığı zaman kesilmeler yaşanır. Zaten yavaştır, o da ayrı bir dert. Lefkoşaya gelirken hayal edeceğiniz en son şey trafik sorunudur ancak iş giriş çıkış saatlerinde saatte 2 kilometreyle gidersiniz. Otobüsler mutlaka geç kalır, sürücüleri hep sinirlidir, içleri hep kalabalıktır ve sıcaklarda hiç çekilmez. Sıklıkla otobüslerde kavga çıkar saçma nedenlerle. Sakin ve kendi halinde bir insan olarak gelip aynı çıkmanıza imkan yoktur. Gıybet makinasına dönüp çıkarsınız. Adanın insanları bile buranın hastanelerine güvenmez. Sağlık bölümünde çalışacaksanız staj yapabileceğiniz hastanelerin hepsi bomboştur. Herhangi bir yerde çalışan herkes işlerini sevdiğini söyler zira kimse adam gibi iş yapmaz. Ev tutmak için emlakçıyla görüşmeye gidersiniz, haftada 3 ev gezdirir ancak tüm ev sahipleri hakkındaki dedikodudan haberdar olmanızı sağlar. Daha sayarım ama bir dur demek lazım.
Çok gezilir, az çalışılır. Okulların belli başlı bölümleri dışında kalan tüm derslerin öğretmenleri soruları verir bu sırada tıp gibi bölümler okuyan zavallı insanlar avuçlarını yalar. Okul erken tatil olur. Birçok farklı milliyetle birarada okurken kültürünüz gelişir. Ders anlamında neredeyse hiçbir şey öğrenmezsiniz ama kültürel olarak bir çok şey katma ihtimali var.
Eğer ingilizceniz iyiyse ingilizce tıp bölümünü tavsiye ederim. Türkçe tıpta birçok kelime ingilizceden geliyor, öğrendiğiniz terimler latince oluyor. Örneğin türkçe tıptaki bir kişi "koagülasyon" kelimesinin ne olduğunu okul dışında öğrenmek zorundayken (çünkü öğretim görevlileri cümle içinde kullanıp geçer, açıklama genelde yapmaz) ingilizce tıp okuyan bir kişi coagulation kelimesine zaten aşağı yukarı aşinadır. Hiç olmazsa kelimeleri parçalayarak çıkarabilir. Öğrendiği terimlerin ise sadece isim kısımları latincedir. Sıfatlar ingilizce sıralanır. Sınavlarda zaten ana dilinizde girmediğiniz için daha dikkatli olursunuz. Gelecekte yurt dışında çalışma hayaliniz varsa zaten anlatmama gerek bile yok.