Bilgi edinmek amacıyla böyle bir soru sorulmuş ama biraz saçma olduğunu düşünüyorum. Öncelikle kimsenin anlında burslu/burssuz diye yazmıyor ve ayrıca bunu tanımadığınız birine sormanın ayıp olacağının farkdınasınızdır diye düşünüyorum.
Ama yine de cevaplayalım. Böyle bir ayrımı hissetirecek bir davranışa hiç tanık olmadım. Okula gelecek olursanız siz de bu durumu devam ettirecek şekilde davranın. İnsanların yapmakta oldukları şeyler onlar hakkında geçmişte yaptıklarından daha çok şey söyler. Bu yüzden insanları değerlendirirken şu anda bir şeyler için çabalayıp çabalamadığına veya ne gibi şeyler yaptıklarına bakın.
Bana sunduğu imkanlardan dolayı seviyorum. Sonuçta babamın oğlu değil ya
Kendi bölümümle (iktisat) ilgili 2014-2015 senesinde ders planında yapılan değişiklikler ile artık işletme bölümünden pek de farkı kalmayan bir bölüme dönüşmesinden dolayı üzüntü duyuyorum.
Buraya gelecek öğrenciler hala akademik kadronun kalitesinden yararlanabilirler ve kendilerini daha iyi bir şekilde geliştirebilirler fakat bu değişiklikten sonra bölümümüzün ismi sadece sözde iktisattır.
Öğrencilerine sunduğu imkanların bolluğu. Neden Özyeğin Üniversitesi başlığında bolca bahsedilmiş bu imkanlardan. Oraya bakmanızı öneririm.
Mesela ben birinci sınıf sonunda Kiev'de bir bankada iki haftalık staj yapma fırsatını yakaladım. Bunu herkesin yapması mümkün değil tabi. İlk sene derslerinizi sıkı tutarsanız (staja gidecekler notlara göre bir değerlendirmeyle belirleniyor) dönem sonunda bu iki haftalık stajlardan birine başvurup hiç bir kuruş para harcamadan bu staja gidebilirsiniz.
Okulumuzun değişim programına öğrenci gönderebilmek için çok iyi partnerleri var. Bu okullar bizim ülkemizde sadece en iyi okullar ile anlaşmaları var. Mesela Tilburg, Minnesota, Michigan üniversiteleri bunlara örnek. Listenini tamamına bakailirsiniz.
Ben biraz şartları zorlayarak da olsa üçüncü yılımda bir dönem Minnesota Üniversitesine diğer dönemde Tilburg Üniversitesi'nde değişim programlarına katıldım. İkisi de üniversite hayatımdaki en iyi dönemlerdi. Edindiğiniz tecrübeler, göreceğiniz yeni şeyler ve aldığınız derslerin kalitesi bizim okuldan bile daha iyiydi.
Aynı zamanda okulda kısmi zamanlı çalışmak da mümkün ve bu herhangi bir iş olabilir. Kütüphanede, spor salonunda veya asistan öğrenci olarak para kazanabilirsiniz.
Aklıma gelmeyen bir sürü örnek var ama şimdilik bu kadar.
Bu soruya uzunca bir cevap vermek gerekir. Çünkü insanların bu bölümün mezunlarına bakışlarının yanlış olduğunu düşünüyorum.
Öncelikle iktisat eğitimi alan birinden yapması beklencek ilk meslek bankacı, yönetici, denetçi gibi örnekler olmamalıdır. İktisat mezunu birisinden beklenmesi gereken şey öğrendiklerini doğrudan kullanacakları bir meslek olmalıdır. Mesela yapacağı meslek şunları içerebilir: mevcut ekonominin bir değerlendirmesini yapıp ilk önce ekonomide neler olduğunu söylemesi, nelerin iyi nelerin kötü gittiğini ortaya çıkarması (normatif iktisat), sonrasında sorunlu gördüğü durumlara öneriler sunması (pozitif iktisat) ve bu önerilerini sağlam gerekçelere dayandarması bekklenir. Tüm bunları yaparken sahip olduğu donanımdan yararlanacaktır. Diğer bir örnek ise şu olabilir: az önceki örnekte yaptıklarını bir şirket için uygulamak. İktisatçıdan şirketin bir tetkikini ve tahlilini yapıp dikkat edilmesi veya değiştirilmesi gereken şeyleri şirkete bildirmesi, yani tıpkı bir doktor gibi şirketi muayeneye tabi tutması beklenir. Bir başka örnek ise araştırma geliştirmede rol almak olabilir. Bunu bir akademisyen olarak ya da bir araştırma şirketinde/kuruluşunda çalışarak yapmak mümkündür. Az önceki örnekte ekonominin tahlili yapıldıktan sonra bazı önerler de bulunmasından bahsettim. Fakat bu öneriler sayıca bol olacağından hangisinin uygulanmasının daha iyi olacağına karar vermek ve hatta daha iyilerinin buluması yönünde çalışmalar yapabilmek için bazı araştırmalar yapmak gerekir. İşte bu araştırmaları yapacak ve çözümler üretecek insanlar da iktisatçılardır.
Sözü daha da uzatmayayım ve şunu söyleyeyim. İktisat uygulama alanı çok geniş olmasından dolayı bir sosyal bilim olduğu unutulmuş ve neredeyse kendisinden herhangi bir işi yapması beklenen mezunlar yetiştiren bir bölüm olarak görülmeye başlanmıştır. Bizler epeydir süregelen bu durumun yanlış olduğunun bilincinde olmalıyız.
Tüm bunları yurtdışında iki farklı okulda geçirdiğim iki dönemde deneyimlediklerim doğrultusunda söylüyorum. Oradaki okullar ve ülkedeki insanların önemli bir kısmı bunun farkındalar ve o yüzden Türkiye’de olduğu gibi boyuna içi boş iktisat etiketli mezun veren okul sayısı az. Bunları bilip de bu bölümü seçerseniz ve çok çalışırsanız sayısı az olan başarılı iktisatçılardan birisi olursunuz. Yoksa sistemin yarattığı işsizlerin arasına katılmanız veya elde avuçta kalan ekonomi bilginizle gireceğiniz bir işte hiç zevk almadan yıllarınızı geçirmeniz içten bile değil.
En başından itibaren derslerini ciddiye alsınlar. Kendi başına halledebileceklerinden emin olmadıkları dersleri kaçırmasınlar. Gözünüzü falan korkutmak değil amacım, sadece azar azar da olsa derslerini çalışıp okuldan kopmasınlar. Yoksa sonu hüsran olur. Kötü bir başlangıç yaptıktan sonra toparlaması biraz zor olur.
Yoğun bir senenin ardından üniversiteye başldığınızın farkındayım. Ancak kurucu rektörümüzün de söylediği gibi o sene size pek bir şey hatta hiç bir şey katmadı. Yoğun bir tempoyla devamlı test sorularını çözmeye çalıştınız ve düşünce sisteminiz de buna göre koşullandı. Bunu kırıp farklı düşünmeye çabalamanızı şiddetle tavsiye ediyorum. Aklınızı kullanmayı öğrenmenin yeri ve zamanı burasıdır.
Üniversitede ne yaparsanız yapın gerçekten bir şeyler öğrenmeye çalışın. Mesela dersleri sadece geçmiş olmak için geçmeyin. Gerçekten öğrenin ve mümkün olduğunca bu bilgileri uygulamaya çalışın. Yoksa daha mezun olmadan öğrendiğiniz onca şey ucup gider ve vaktinize yazık olur. Yavaş ve emin adımlarla ilerleyin.
Eğitim sistemimiz sorunlu olmasından sebeple çok daha önce başlanması gerektiği halde hayata hazırlanmaya birçok insan geç kalıyor. Burası kendinizi hayata hazırlamak için size en önemli fırsatı tanıyacak, bunu iyi değerlendirin.
Son olarak okulun kaynaklarını sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyin. Her şeyin sizin için olduğunu bilin ve sınırları aşmamak şartıyla bu gücünüzü kullanın.