Okulda gerçekten her şey için para isteniyor. Bence en kötü tarafı bu olabilir. Öğrenci belgesi için 2,5 lira vermek, kampüsler arası ulaşım için 0,35 lira vermek olmamalı bence bir üniversitede. Bunun dışında bir devlet kurumu olmasından dolayı bazı noktalardaki kişiler (görevliler, memurlar vs.) gerçekten çıldırtabiliyor insanı. Çok basit bir bilgiyi öğrenmek için okulun herhangi bir birimini defalarca aramanız gerekebiliyor.
Bilgisayarla tanışmamla birlikte bilgisayarla ilgili bir meslek seçeceğime karar vermiştim diyebilirim. Bilgisayar mühendisliği bölümü de çağımızın ve geleceğin meslekleri arasında önemli bir yerde ve Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünün de çağdaş ve kaliteli düzeyde eğitimi olduğunu düşündüğüm için bu bölümü seçtim, kararımdan memnunum.
Evet, okulumu seviyorum.
Boğaziçi Üniversitesi akademik alanda kendimi geliştirmemin yanında sosyal açıdan da kendimi geliştirebileceği bir ortamı sunuyor bana. Okulundaki sıcak ortam, öğrenci kulüplerinin aktifliği okulda her insanın kendine uygun bir şeyler yapabileceği bir ortam yaratıyor. Okulun içindeki özgürlükçü rahat ortam herkesin kendi başına bir birey olmasını sağlıyor. Daha okula yeni başlamışken bile sana kattıklarını fark edebiliyorsun.
Okulda öğrenci, öğretmen, şu bu demeden gerçekten çok sıcak bir ortam vardır. Herkes herkesle oturup konuşabilir rahatlıkla. Hocaların öğrencilerle beraber kafelerde oturup muhabbet ettiği bir ortamdan bahsediyorum. Okul içinde gerçekten çok rahat bir ortam var, kimse kimseye herhangi bir şey için “napıyosun sen kardeşim” demez durduk yere, bu da insanların daha da rahat hareket etmesini sağlıyor bence.