Hazırlık okumanın faydası çoktur, öncelikle stres dolu bi seneden sonra biraz okulu tanımak, çevre edinmek, okul kulüplerini ve aktivitelerini rahatça keşfetmek, alelacele bölüm derslerinin içine girmekten çok daha iyi gelir. Bölüm bir başlayınca sonu çok çabuk gelmeyecek, buna hazır olun. Bölüm dersleriniz İngilizce ise hazırlık derslerini ciddiye alsanız iyi olur :) İngilizce sadece yazarak öğrenilmiyor, bol bol pratik yapılması gerek. Eğer derslerde konuşma pratiği yapılmıyorsa mutlaka Modern United Nations (MUN) gibi İngilizce tartışma ortamlarının içine girin derim.
Video işleniyor...
Şu anda hazırlık okuyan bir öğrenci olarak iyi ki hazırlık okuyorum diyorum. 4+1 yıl oluyor diye üzülmeye gerek yok:) Bu dönem aslında bizim için bir fırsat; İngilizcemizi geliştirmek için, farklı bölümlerden arkadaş edinmek, okulumuzu tanımak, kulüplerle tanışmak, yoğun geçen sınav döneminin stresini atmak için bir fırsat. Bu dönemi İngilizce konusunda verimli geçirmemiz gerekiyor. İngilizceyle olan problemimizi çözmemiz için iyi bir adım. Sonraki zamanlarda yoğun dersler, okul bitince hemen işe girme telaşıyla İngilizceye ayrılabilen bir zaman kalmıyor.
Hazırlık eğitiminde bir akademik yıl, her biri 8 hafta olan A1, A2, B1, B2 ve PrepC olmak üzere toplam 5 modülden oluşur. Seviye Belirleme Sınavı’ndan alınan puana göre öğrencinin kendi seviyesine göre eğitim göreceği kır belirlenir. Öğrenci, bir sonraki seviyeye geçebilmek için bulunduğu kurdan %65 başarı notu olmak zorundadır. Öğrenci bulunduğu modül sonu yapılacak olan sınava girebilmek için o modülün devam zorunluluğunu yerine getirmiş ve sınıf içi çalışmalarını eksiksiz tamamlamış olmalıdır.
1983 yılında Hazırlık yönetmeligi Hazırlık bölümü A, B, ve ingilizce bilmiyenler olarak üç sınıfa ayırmıştı.
Ben bilmiyenler grubunda yer aldım. A gurubu kolej mezunu ingilizceyi bilen fakat muafiyeti geçemeyenler, B grubu orta derece denilebilinir.Sabah dersleri gramer ağırlıklı öglen dersleri okuma ve uygulama olan , hemem hemen her iki günde bir popquizi olan bir yılı geçirdiginiz dönem denilebilinir. Her bölümden karşılaşacagınız renkli kişilikler, özetle eğlenceli yıllar olarak aklımda kaldı. Açıkçası, ilk sömestir ortalaması 45 gibi rakamla kapattıgım için hocalarında sende fazla umut yok olarak dillendirdigi ilk sömestirde biraktım dersleri. Atılma karşılıgında, İTÜ Maden fakültesi macerası başladı bu durum YÖK ün yeni uygulaması idi.1985 yılında ÖYS sınavı sonrası ODTÜ Jeoloji kazanmamdan sonra de muafiyet sınavına kadar hızlandırılmış İngilizce kursları katkısıyla muafiyet alt sınırı 60 olan sınavı 61 ile gögüsledim.
- Üniversiteye kayıt yaptırdıktan sonra size iki seçenek sunuyorlardı. İsterseniz hazırlık atlama sınavına girip direk bölüme başlama konusunda şansınızı deneyebiliyordunuz isterseniz de hazırlık okuyacağınızı belirterek sadece hazırlık kur belirleme sınavına giriyordunuz.
- Hazırlık sınıfı güz ve ilkbahar olmak üzere 2 dönemden oluşuyordu. Dersler yarım gün sürüyordu. En düşük kurda günde 5 saat ders işlenirken ara kurlarda 4, en üst kurda da 3 saat ders oluyordu. Her iki dönemde de 2 yazılı ara sınav, 2 konuşma sınavı, ortalama 20 quiz ve 15 essay vardı. Dersler hem yabancı yayınlar hem de ODTÜ'nün kendi yayınları olan kitaplar ve derste dağıtılan fotokopiler üzerinden işleniyordu. Hem grammer hem kelime bilgisi hem de essay yazma kuralları öğretiliyordu. Hazırlık eğitimindeki en önemli şey denk geldiğiniz sınıftaki hocaydı. Eğer ders anlatmayı seven ve iyi anlatabilen bir hoca ise şanslısınız. Yoksa dersteki bazı konuları kendiniz çalışarak öğrenmeniz gerekebiliyor.
- Benim okuduğum sene ilk dönem Beginner, Elementary, Intermediate ve Upper Intermediate olarak kur belirleme sınav sonucunuzdaki İngilizce seviyenize göre oluşturulmuş 4 farklı kur vardı. İlk quizlerinizin sonucuna bakarak hocanız üst kur ya da alt kura geçiş yapmanızı tavsiye edebiliyordu. İlk dönem sonunda alt kura düşmemek için ara sınav ya da genel ortalamanızın belirli bir puanın üzerinde olması bekleniyordu. İkinci dönem bu kurlar sınıflar yeniden düzenlenerek Pre-intermediate, Intermediate, Upper Intermediate ve Advanced olarak devam ediyordu.
- Total notlarınızın %45'ini ilk dönem %55'ini ikinici dönem topluyordunuz ve genel ortalamanız 55-60 gibi önceden belirlenmiş bir sınırı geçtiğinde hazırlık bitirme sınavı olan Proficiency sınavına (METU EPE, ODTÜ İYS gibi adları da var) girmeye hak kazanıyordunuz. Bu sınavın içeriği en son 2018'de değişti diye hatırlıyorum o yüzden bir öncekini biliyorum. Listening-çoktan seçmeli ve readingden oluşan sabah, listening-note taking, boşluk doldurma ve essayden oluşan öğlen oturumuyla bir gün süren bir sınavdı o zamanki. Bölüme geçebilmek için Proficiency'den en az 60 almanız gerekiyordu. En alt kurda okuyan (Proficiency'den 60'ı geçse bile) öğrenciler ile bu sınavdan 60 puandan az sonuç alan öğrenciler yaz okuluna devam ediyordu. 60 puana ulaşamayan öğrenciler yaz okulu sonunda ve Eylül ayında tekrar Proficiency'e girebiliyorlardı. Eğer bu bu sınavlarda da istenilen puanı alamazlarsa bir yıl daha Repeat kurunda hazırlık okuyorlardı.
- Hazırlık sınıfı ile ilgili hatırladığım ilginç şeyler ise hala ders aralarında zil çalması ve quizleri sınıflara dağıtan görevlilerin esrarengiz bir şekilde sadece ellerinin görünmesi idi.
Hazırlık sürecin tamamen fransızca geçicek. Hocalarından projelerine kadar her şeyin feansızca olucak. Sadece dil eğitimi almıcaksın, fransız kültürünün sana kattığı yönlerle hayata farklı bakmayı öğreniceksin çünkü dil eğitimi değil kültür eğitimi veriliyor. Bu eğitim hazırlık süreci için en ideali. Hatta hazırlık sonunda istersen Fransa’ya çalışmaya gidiceksin. 1 ayını orda geçirip festivalden festivale koşucaksın.
İngilizce konusuna gelicek olursak şunu söyleyebilirim: bölümüne bağlı olarak bazı derslerini ingilizce bile alabilirsin. Tabi bundan önce ingilizce seviyeni geliştirmek için ingilizce dersleri alıcaksın. Okuldan ingilizce bilmeden mezun olmanın imkanı yok çünkü sınava gitip geçmen gerekiyor. Geçemezsen ders alıp telafi ettirip seni iyi bir ingilizceyle mezun ediyorlar.
Umarım kafandakileri cevaplamışımdır. Senin gibi meraklı ve araştıran insanları aramızda görmeyi çok isteriz. Kendine iyi bak :)