Hayır asla böyle bir ayrım yok.Hatta arkadaşlarımın çoğuna sormadan ben kimin burslu kimin burssuz olduğunu anlayamamıştım.Hocalar içinde bu böyledir asla bir ayrım olmaz.Başarı olarak da bir çok burssuz öğrenci en az burslular kadar başarılı olabiliyor hatta çok daha başarılı olanlar var.
Ben ilk olarak neden ingilizce tıp fakültesini tercih ettiğimi açıklayayım. Benim hedefim kendimi akademik olarak geliştirmek araştırmalar yapmak bu yüzden ingilizce bilmem(çok iyi bir mesleki ingilizce tabi ki) çok önemliydi. Tıp alanında Türkiye çok gelişmiş bir çok ülkeye göre ama buna rağmen yabancı kaynakları takip etmeniz gerekiyor. Eğer ingilizce bilmezseniz dünya çapında yayınlanan makalelerden faydalanabilmek için Türkçeye çevrilmesini beklemeniz gerekiyor bu da dünyayı en az 6 ay geriden takip etmek demek. Aynı zamanda sadece makaleler değil yeni bulunan tedavi yöntemlerini de geriden takip etmek zorunda kalırsınız iyi bir ingilizceniz yok ise. Ama hedefi normal bir doktor olup devlet hastanesinde çalışmak olan bir öğrenci için kesinlikle Türkçe tıp öneririm. Fakat şu bilinmelidir ki Acıbadem gibi büyük sağlık gruplarında çalışmak istiyorsanız en azından ingilizce bilmeniz şarttır(farklı yabancı dillerde artı sağlayacaktır). Bir de bu sene yapılan değişiklikle TUS sınavında başarılı olsanız bile sınavınızın geçerli olabilmesi için YDS(yabancı dil sınavı)'den 50 ve üzeri not almanız gerekiyor ki bu da düşük bir not değil genel ingilizcenizin yeterli olması gerekir(bunun için de bir çok insan son sene kursa gidiyor.TUS kursunun yanında bir de ingilizce). İngilizce tıpın tek bir dezavantajı olduğuna inanıyorum o da ilk sene biraz zorlanabilme ihtimali ki eğer istekli olursanız kısa sürede ingilizce derslere uyum sağlayabilirsiniz. Bana bir tercih hakkı daha verilseydi gene ingilizce seçerdim pişman değilim ingilizce tıp okuduğum için.
İstanbul pahalı bir şehir bu ilk eksisi. İkinci sorunda trafik herkesin bildiği gibi.
İstediğiniz her şeyi İstanbulda bulabilirsiniz. Hem sosyal hayatta hem de eğitim hayatında ihtiyaç duyduğunuz bir çok şeye İstanbul'da ulaşabilirsiniz. (Benim kişisel görüşüm de İstanbul'da öğrenci olmak başkadır.Üniversite okuyacaksanız İstanbul'da okuyun :))
Kampüsümüzün olmaması Acıbadem Üniversitesi'nin her öğrencisinin sorunuydu; fakat 2013-2014 öğretim yılında kampüsümüze taşınıcak olmamız bu sorunu da ortadan kaldırıyor.
Öğretim görevlileri ve üniveriste öğrencilere çok değer veriyor. Öğrencilerle öğretim görevlileri arasındaki ilişki bir çok okula göre farklı. Aklınıza takılan anlamadığınız bişi olduğunda hocaların yanına gidip sorabiliyorsunuz ve onlarda size mümkün olduğunca yardımcı oluyorlar. Hiçbir zaman öğrenciyi küçümser tavırlara girmiyorlar.
Özel üniversitelerin imkanlarının her zaman daha iyi olduğuna inanıyorum. Bu yüzden özel bir tıp fakültesini tercih ettim ve Acıbadem üniversitesine geldim. Ayrıca özel üniversiteler arasında Acıbadem'i tercih etmemin sebeplerinden birisi de sağlık alanında yoğunlaşan bir üniversite olmasıydı. Hastanelerinde öğrencilerine tanıdığı olanakları ve öğretim görevlisi sayısını da tercihimi yaparken göz önüne aldım. Son olarak burs vermesi de beni Acıbadem'e yönlendirdi.
Bir sayısal öğrencisi olarak kendime hiçbir zaman mühendisliği ya da diğer meslekleri yakın görmedim bu yüzden tıp fakültesini tercih ettim.
Evet üniversitemi ve bölümümü çok seviyorum.