Bilkent Üniversitesi

Neden Bilkent Üniversitesi?

90 Cevap

Sonuçlar 2. sayfadan itibaren gösteriliyor. İlk sayfaya dönmek için tıklayın.

Eğitim dili ingilizce, bu büyük bir avantaj sağlıyor. Bunun dışında farklı diller öğrenmek isterseniz de müfredata ek olarak bir çok dil dersi mevcut. Öğretim üyeleri en iyi üniversitelerde eğitim almış insanlar. Öğrencilerin 3te biri burs alıyor, burssuz olarak giren öğrencilerin de ortalamalarını yüksek tutup burs alma imkanı var. Ayrıca Öğrenci Çalıştırma Programı ile üniversite içindeki çeşitli birimlerde part time çalışma olanağınız var. Yurtdışı imkanları oldukça geniş, hem erasmus ile Avrupa’daki birçok üniversitede hem de ortalamanız yüksekse Amerika’da Berkeley gibi bir üniversitede okuma şansınız var. İsterseniz yan dal yapabilirsiniz ve bu bölüm alanınıza yakın bir bölüm olmak zorunda değil. 3 tane spor salonu ve bir çok spor programı var. Oldukça kapsamlı bir kütüphanemiz mevcut. Havuzumuz da artık yapım aşamasında :) Bunların dışında büyük ve yeşil bir kampüsümüz var.

Üniversite öncesinde olan tüm eğitim hayatım Bilkent’in Müzik Fakültesine bağlı olan Müzik Hazırlık bölümünde geçti. Dolayısıyla ilkokul, ortaokul ve liseyi Bilkentte okumuş oldum. Üniversite eğitimim için de Bilkenti tercih ettim çünkü eğitimini, imkanlarını ve öğrenim ortamını yakından tanıdığım bir üniversiteydi.

Açıkçası Bilkent tercihi, benim istediğim bölümü seçmemden sonra üzerinde durduğum bir konu oldu. Endüstri Mühendisliği okumaya karar verdikten sonra alternatiflerim yalnızca ikiye -Bilkent ve ODTÜ- düşene kadar eleme yaptım. Ardından yaptığım araştırmalar ve aldığım tavsiyeler sonucunda Bilkent’in gelecek konusunda daha net güvenceler verdiğinin farkına vardım. Birçok sosyal platformda Bilkent Endüstri’nin ABET akreditasyonu, Kariyer Merkezi’nin çalışmaları, bölüm başkanının ve akademik personelin öğrenci ile iletişimi ve Bilkent’in olanakları konusunda ikna edici şeyler okudum. Böylece Bilkent’i tercih ettim.

Bilkent Üniversitesi’yle daha lisede, ablam aracılığıyla tanışmıştım. O da Bilkent’i tercih ettiği için lise boyunca ilk ağızdan deneyimlerini sürekli dinlemiştim. Lisede okuyan biri için üniversite hayatı ne kadar çekicidir bilirsiniz. Ama konu benim eğitimim olunca abla etkisini – ya da baskısı(!) mı demeliydim? – bir yana bırakıp tüm üniversitelere aynı mesafeden bakmaya çalıştım, sonuçta kardeş de olsak beklentilerimiz ve ilgi alanlarımız farklıydı (ablam Mütercim Tercümanlık bölümündeydi).

Öncelikle Ankara’da daha çok istiyordum, ama yine de en iyi eğitimi nerede alabileceğimi düşünürsem oraya gidecektim. O yüzden tercih döneminde İstanbul’u da Ankara’yı da gezdim. Gördüm ki aslında gezdiğim üniversitelerin hepsi Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ve hepsi birbirinden muhteşem, bu nedenle Bilkent’i öveyim derken diğerlerini kesinlikle küçümseyemem. Yine de Bilkent bana daha bir cazip geldi: Köklü bir vakıf üniversitesi olarak her konuda olanakları çok iyiydi, bölümümdeki öğretim görevlilerinin yetkinliği ve araştırma olanaklarının çokluğu etkileyiciydi, kampüsü ve sosyal olanakları da cabası… İleride akademik kariyer yapmayı düşündüğüm için araştırma olanakları daha fazla ilgimi çekmişti. Dediğim gibi, herkesin öncelikleri ve beklentileri farklı; benim beklentilerimi en iyi Bilkent Üniversitesi karşıladığı için şu an buradayım.

Bilkent’i kazandığımda dikkat çeken abla faktörüne gelince, üniversiteye başladığım yıl ablam Erasmus Programı’yla Belçika’ya gittiği için yine kendi başımaydım! (Bilkent’in uluslararası bağlantılarının da bayağı sağlam olduğunu da ekleyeyim bari.)

Bilkent çünkü ben buna değerim :) Şaka bir yana Bilkent siz farkında olmadan size çok şey katıyor. Seçkinliği, hocaları, akademik başarıları zaten Bilkent'in Bilkent yapan unsurlar. Bir de kampüsünde yaşamanın güzelliği apayrı bir unsur.

İmkanımız vardı dandik bir okulda da okumak istemedim, ailem yazdırdı.

Öğrenciye sağladığı imkanlar çok güzel. Eğitim olanakları, kütüphanesi, hocaları dünya üniversitesi düzeyinde. Benim için daha önemli olan şey ise Bilkent’in amacı herhangi bir yerde çalışacak mühendis yetiştirmekten çok bilim adamı yetiştirmek. Bunu daha net olarak ifade etmek gerekirse daha birinci sınıftayken bile çeşitli araştırma gruplarında yer alabiliyor hatta makale yayımlayabilecek kadar kendinizi geliştirebiliyorsunuz. Ben de ilerde üniversitede kalmayı düşündüğüm için Bilkent bu özelliğiyle oldukça öne çıktı.

Öncelikle kampüs ortamı bir üniversite için olmazsa olmazdır. Yeterince asosyal olduğumdan dolayı böyle bir üniversiteye (Bilkent) gelmezsem hayatımın en güzel yılları olacağını düşündüğüm 4 senenin boktan geçeceğini biliyordum. O yüzden Bilkent, ODTÜ, Boğaziçi gibi bir üniversite hayalindeydim; Bilkent oldu. :)

Uluslararasi alanda taninirligi, hocalarina verdigi onem ve icinde barindirdigi arastirma merkezleri baslica tercih sebebimdi.

İki gün sonra kayıt olmaya gidiyorum.Okuduğum okulun Türkiye'nin en iyilerinden biri olmasını istemiştim bu yüzden burayı tercih ettim daha okulu gidip gezmedim sadece sanal turla okula baktım ve geri kalan her şeyini araştırdım.Eğer mesleğinizde en iyisi olmak istiyorsanız Bilkent bunun için bizlere çok yardımcı olacak bunu şuan konuştuğum herkesten duydum İstanbul'dan ayrılma sebebisin Bilkent

ÖSS’den önce aklımda şehir olarak Ankara vardı. Üniversite seçimi konusunda tam emin değildim. Sınav sonuçları açıklandıktan sonra hem ODTÜ’yü hem de Bilkent’i gezdim. Hocalar ve eğitim açısından iki üniversitede aklımda soru işareti kalmadı fakat; Bilkent’in diğer imkanları: burs, yurt vb. bana daha makul geldiği için Bilkent’i tercih ettim.

2 yıl önceki cevabıma edit: İyi ki yapmışım yine olsa yine yaparım.

Vakıf üniversitesi olması dolayısıyla imkanları daha iyi olur diye düşünmüştüm. Öyle de oldu: Amerika’da yayınlanan pek çok kitap ve dergi birkaç ay içinde kütüphanede bulunabiliyordu (ODTU’nün kütüphanesinden çok daha güncel bir koleksiyonu vardı).

Master, doktora için yurtdışı imkanları daha çok olur diye düşünmüştüm. Öyle de oldu: Ben gitmedim ancak mezuniyet sonrası pek çok arkadaşım yurtdışına gitti (Ankara’daki diğer üniversitelerden daha yüksek bir oranda).

Tübitak’ın beş yılda bir yayınladığı bilimsel yayın sayılarına aldığı atıf sayıları vs.’yi karşılaştıran raporunda bölümümün en üst sırada olması. Bir de her zaman devlet okulundan gelmiş biri olarak devletin öğrencilerine verdiği önemi bilmem ve ödenek yok lafını artık duymak istemememden dolayı Bilkent’i seçtim.

Bilkent Üniversitesini çok önyargılı ve pek de içime sinmeyen bir şekilde tercih etmiştim. Bu Bilkent Üniversitesi'nden ziyade özel okula olan bir önyargıydı. Araştırdıkça, tanıdıkça bu önyargımdan sıyrılmaya başladım. Bugün, Bilkentteki 3. yılım başlamak üzereyken diyebildiğim tek şey, 'iyi ki burdayım.'

-Öncelikle eğitim. Eğitim bir çok 'en iyilerde' olan devlet okulları ile kıyaslanmayacak derece üstün. Mimarlık bölümü olarak konuşuyorum ki, burda biz merkezdeyiz. Yenilikçi araştırmalar, ders çeşitliliği ve eğitim kadrosu çoğu okulla kıyaslanamayacak derecede. Seçmeli ders olanakları çok fazla. Mesela ben gidip tiyatro bölümünden yahut iletişim tasarım bölümünden ders alarak kendimi geliştirebiliyorum.

-Sosyal imkanlar beklediğimden çok daha fazla oldu. Özellikle topluluklar ve toplulukların çeşitlikleri Bilkent ve Ankara'da öğrenci olmak için oldukça önemli.

-Tabi ki küfrettiğimiz, sinirlendiğimiz onlarca şey oluyor. Ancak bunlar her üniversitede aşağı yukarı karşılaştığımız ve sistemimizle alakadar şeyler, ne yazık ki.

Bilkent, liseye girdiğimden beri hayalimdi. Ne olursa olsun Bilkent’e gelecektim. Bilkent’in hayalim olmasında en büyük etkenler tartışmasız olanakları ve pek çoğu bilim otoriteleri tarafından takdir edilmiş akademik personelleriydi. Tercih döneminde aklımda sadece Bilkent olmasına rağmen yine de küçük çaplı bir araştırmada bulundum. Bilkent’te okuyan ya da okumuş kişilerle konuştum. Tüm bu konuşmalardan sonra içim daha rahat bir şekilde Bilkent’te karar kıldım.

Tercih zamanı gitmeyi düşündüğüm tüm üniversiteleri istisnasız gezdim. Öğrenci profilleri, hoca düzeyleri, mezunların gittiği yerler, ders zenginliği vs… Her şeyi göz önünde bulundurarak benim için (genel olarak böyle bir iddiam yok ama) en iyi olabilecek üniversiteyi seçtiğime inanıyorum.

Bilkent Üniversitesi uluslararası alanda Türkiye’nin diğer okullarından çok daha büyük bir üne sahip. Bunu yapılan üniversite sıralamalarında Türkiye’nin en önde gelen üniversitesi olmasından görebiliyoruz. Bunun dışında sınavdan sonra üniversiteler tanıtımlarını gönderdiğinde, akademisyenlerini de tanıtan bir üniversite gerçek anlamda onlara güveniyor demektir, ki Bilkent Üniversitesi gerçekten akademisyen anlamında Türkiye’nin en şanslı yeri diyebiliriz, birçok kendine iyi diyen üniversitelerin hocaları yayın yapmazken, Bilkent’in hocaları bu konuda çok aktifler. Ayrıca Bilkent’te araştırmaya ayrılan büyük bir bütçe var, okul araştırmayı, eğitimi son derece destekliyor; bunu da oldukça zengin uluslararası nitelikteki kütüphanesinden görebiliyoruz.

Çoğu özel üniversitenin aksine parayı basıp mezun olabileceğiniz değil, en kolay dersi verebilmek için bile büyük çaba sarf etmeniz gereken ve mezun olduğunuzda da çok nitelikli bir birey olmanızı sağlayan bir yer.

Dünya sıralamalarında en üstlerde. Özellikle hocaları çok kaliteli. Öğretim üyelerinin

Bilkent Üniversitesi bence dinamik ve yeniliğe çok açık bir üniversite. Güzel bir kütüphanesi ve bilgili akademik bir kadrosu var. Diğer üniversitelerden onu ayıran en önemli özelliği ise uluslar arası düzeyde geçerli eğitimi ve adı.