Teoride çok verimli, pratikte çok verimsiz olan bir bölümdür. Düşünsel olarak gelişir, gelişir, gelişir ve patlarsınız. Patlama noktasınız toplumla uyuşmazlık yaşadığınız anlardır. Iyi bir konsantre, hafıza ve analitik zeka gerektirir. Fazla sözel olduğu için teoriyi çabuk unutmamalı ve analitik zekanızla pratiğe aktarabilmelisiniz. Felsefe iyidir, hoştur, sizi baştan yaratır ve gerçeği görmenizi sağlar ama size bir meslek neredeyse hiçbir zaman kazandıramaz. Mezunlarının bir kısmı düşünce felci geçirip kendilerini dağa bayıra vurmuş ve çok büyük bir kısmı da kapitalizmi ölümüne eleştirdiği halde işsizlik gerekçesiyle ticarete atılmıştır. Felsefe mezunlarının sadece yüzde beşi kendi mesleğini yapar, çünkü burası Almanya değil. Gerçekçi olun. (İstanbul Üniversitesi Felsefe bölümünü terk ettim, bir yıl bana muhteşem öğretmenler, kısa süreye rağmen iyi bir birikim ve düşünsek yetenek, ismini kitaplarda okuduğunuz insanlarla tanışıklık kazandırdı ama bırakmasaydım atama bekleyen koca bir ömür kaybettirecekti.) Felsefeyi ilk değil ikinci üniversite olarak okumaniz cok daha mantiklidir.

Yerel Yönetimler bölümü lisans ve önlisans olmak üzere ikiye ayrılır. Yerel yönetimler önlisans bölümleri belediyeler ve il özel idarelerine ara eleman yetiştirmek için açılmıştır. Yerel Yönetimler lisans bölümü yalnızca Marmara Üniversitesi'nde olup Belediyelere ve İl Özel İdarelerine orta ve üst düzey yöneticiler yetiştirir. Marmara Üniversitesi Yerel Yönetimler lisans bölümü 3 yıl önce açılmıştır, henüz ilk mezunlarını vermemiştir ve şuan kendi çalışma kadrolarını Kamu Yönetimi mezunları doldurmaktadır. Ancak ilk mezunlardan sonrası Kamu Yönetimi mezunlarının aleyhine olacak gibi görünüyor. Çünkü Yerel Yönetimlerin asıl uzmanlık alanı olan çevre ve şehirleşme, belediyecilik ve alt dalları Kamu Yönetimi'ni doğrudan ilgilendirmediği gerekçesiyle iş alanlarını sınırlandıracaktır. Ve belediye müdürlüklerindeki müdür gibi üst düzey yöneticiler kadroları asıl uzmanlık alanı belediyecilik olan Yerel Yönetimler mezunlarina birakmak zorunda kalacaklar. Bunlar haricinde Yerel Yönetimler lisans bölümü yalnız Marmara Üniversitesi'nde olmasi, rakip meslektaşların az olması ve istihdam açığı nedeniyle oldukça prestijli. Siyasete atılmak, meclis görevlisi olmak ya da milletvekili olmak, partilerde yer almak istiyorsanız da yapabilirsiniz ama şahsi kanaatim siyasete atılmak yerine daha rasyonel çerçevede bir "Siyaset Bilimi Akademisyeni" olmaktır ve bu cok daha saygıdeğerdir. Yerel Yönetimler lisans bölümü Siyasal Bilgiler Fakültesi bünyesinde yer aldığı için bir Siyasal Bilgiler Fakültesi mezununun girebileceği her sınava girebilirsiniz. Bunlar KPSS A grubu İdari Hakimlik sınavı, Vergi Müfettişliği, Komiserlik ve Komiser Yardımcılığı, Müsteşarlık, Valilik, Kaymakamlık, Banka Müfettişliği, İdarii denetim kurumlarında müfettişlik, Müşavirlik vs sayılabilir. 

Gördüğüm kadarıyla Kars'ta liseyi 98 ortalamayla bitiren müthiş çalışkan bir öğrenci İstanbul'a okumaya geldiğinde zevk-i sefaya dalıp dört yıllık fakülteyi sekiz yılda bitiriyor ya da Bayburt'ta Galatasaray Üniversitesi'ni kazanıp üniversitede geçirdiği bir yılın sonunda memleketine geri dönmek zorunda kalıyor. İstanbul ortamı bağışıklık ister, düşmeyin tongaya.

Tek taraflı siyaset ortamı. Sol düşünceliyseniz terörist diye, sağ düşünceliyseniz ülkücü-reisçi-turancı diye ayrıştırılırsınız. Fakat sol düşüncedeyseniz bu üç sağ grubu size karşı sanki birbirlerini hiç ayırmıyorlarmış da aksine kadim dostlarmışçasına hemen birleşiverirler.

Seviyorum. Gerek hocaların yetkinliği gerekse insanlarının "ortamcı" olmamaları dolayısıyla.