Ülkemizde eskiye oranla bu alanda imkanların arttığını söyleyebilirim ama psikoloji bilimine verilen önem göz önüne alındığında yeterli olduğunu düşünmüyorum. Çalışma imkanları geniş fakat istihdam miktarı çok düşük. Bildiğim kadarıyla İstanbul ve Ankara Üniversitelerinde nöropsikoloji yüksek lisans programları mevcut. Farklı özel ve devlet üniversitelerde de ara ara bu alanda yüksek lisans alımları oluyor. 

Evet, seviyorum.

Boğaziçi ya da Odtü hayaliniz yoksa kesinlikle bölüme bakacaksınız.Şehir,üniversite senin hayatını 4-5 yıl güzelleştiriyor ama bölümün, mesleğin senin ömrünü güzelleştiriyor.İyi bir şehirde iyi bir 4-5 yıllık öğrenci hayatındansa iyi bir hayatı tercih ederim.

Ben yine psikolojiyi seçerdim çünkü küçüklüğümden beri istiyorum ve tam bana göre bir bölüm bu yüzden hiç pişman değilim psikoloji bölümünü seçtiğim için.Üniversiteye gelince her zaman Boğaziçi'ni istedim olmadı eğer fırsatım olsaydı kesinlikle oraya giderdim hem de hiç düşünmeden.

Yurt imkanları biraz zayıf.Kız ve erkeklerin ortak kullandığı toplam 700 kişi civarında bir yurdu var ve yurda çok talep olduğu için torpil konuşuyor biraz.Bu yüzden kayıt olan öğrenci ya kykda kalacak ya eve çıkacak ya da özel yurt ama yurda girmeye denemelerinde fayda var :).

Yurt dışı imkanları çoğu üniversitelere göre kat ve kat iyi.Kendi bölümüm olan psikoloji için konuşmam gerekirse erasmus anlamında çok iyi üniversitelerle anlaşmaları var.Örnek vermek gerekirse Torino Üniversitesi(İtalya) ya da Jagiellonian University(Polonya) bir kaçı.

İstanbul olmayışı :D.

Şehri hiç görmemiş okula kayıt için gelenler için ilk başta hayal kırıklığı yaşatıyor ama okula ve şehre alıştıkça şehri seviyorsunuz.İnsanları dünyada görebileceğiniz en iyi, uyumlu, sakin ve sorunsuz insanlardır.Yapacak hiçbir şey bulamazsanız gidin Alsancak'ta midye bira ya da patates bira yapın saatlerinizi harcadığınızı göreceksiniz :).Öğrenci için çok ucuz bir şehirdir kiralık ev fiyatları uçuk değildir tam anlamıyla her şey öğrenciye uygundur.Daha çok var ama önemli olanları bunlar :).

Kesinlikle okuldan sosyallik ve kampüs anlamında çok büyük bir beklentileri olmasın yoksa okurken hayal kırıklığına uğramaları muhtemeldir.Bir de hocalarını sevin, sevmeye çalışın yoksa sıkıntı yaşayabilirsiniz :).

Beğendiğim yanı eğitimi ve İzmir'de oluşu.

Psikoloji bölümünü iki nedenden dolayı seçtim.Birincisi küçüklüğümden beri okumasını hayal ettiğim bir bölümdü.İkincisi ise insanları dinleyip onlara çözüm yolları sunup onları kendilerinin bir birey olduklarını hissetmelerinde yardımcı olabilmek bence dünyadaki en güzel duygu.

Okulun kampüsleri çok dağınık.Bu yüzden hiçbir yerinde üniversite havasını alamıyorsunuz.Sosyal aktivite anlamında İzmir'in en zayıf okulu diyebilirim.Sportif anlamda bir kaç spor dalı hariç önem verilmiyor.Son olarak da tabi ki Buca'da oluşu :).

Ortaokul ve lise yıllarımda hayalim İzmir'de ya da İstanbul'da okumaktı.Tercih edebileceğim okullar arasında da eğitimi en iyi olan okul olduğu için Dokuz Eylül Üniversitesini tercih ettim.

Psikoloji bölümü mezunu psikolog unvanını almak için kesinlikle önce yüksek lisans yapmak zorunda yoksa mezun olunduğunda iş bulması bir hayli zordur.Psikologların iş imkanları ise günümüzde çok fazladır.Örneğin bir hastanede klinik psikolog olarak çalışabilir, bir okulda ya da şirkette danışman psikolog olarak da çalışabilir ve daha bir çok alanlarda psikolog unvanı ile çalışabilir ancak bu meslekte mezun olur olmaz hemen iyi paralar kazanmayı asla beklemeyin.İyi bir maddi gelir için 7-8 yıl mesleğinizi iyi yapmanız gerekebiliyor tabi ki kendinizi fazlaca geliştirerek.