Arkadaşlar öncelikle hepinize merhaba :) 18 Yıldır Zonguldak'ta yaşayan birisi olarak Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi hakkındaki bilgilerimi aktarmak istiyorum.
Üniversitemiz ilk olarak "Zonguldak Karaelmas Üniversitesi" adıyla kurulmuş, ardından 2012 yılının Nisan ayında adını "Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi" olarak değiştirmiştir. Üniversitemizin merkez kampüsünün adı "Farabi Kampüsü" olup, Zonguldak'ın en canlı, aktif, gelişmiş yerinde bulunmaktadır. Daha net bir şekilde ifade etmek gerekirse; Zonguldak'ta kurulabilecek en iyi yere kurulmuştur. Merkez kampüs olan Farabi'nin ana giriş kapısının hemen karşısında Zonguldak'ın tek AVM si olan "67 Burda AVM" bulunmaktadır. Bu AVM şuan için Zonguldak'ın tek AVM'sidir. Dolayısıyla tüm şehir halkı buraya akın etmektedir. Bu da üniversitenin sosyalliğine artı katmaktadır. AVM ve üniversitenin yan yana bulunmasının yanı sıra, kampüs denize bir dakikadan daha az bir yürüme mesafendedir. Bir dakikadan daha az bir süre yürüyerek sahile inebilirsiniz. Ayrıca üniversitenin ana giriş kapısının yakınlarında "Dedeman Otel" bulunmaktadır. Şehir dışından gelen mühim misafirleri ağırlaması nedeniyle bunu da bir artı olarak kabul edebiliriz. Buna ek olarak, ana kapının hemen karşısında "Carrefour" bulunduğunu da ekleyelim. Üniversitenin ana giriş kapısını bir yana bırakıp, üst kapı denen Rektörlük'ünde bulunduğu bölgeyi ele alacak olursak; bu bölge AVM ve çevresi kadar gelişmiş değildir. Dönerciler, tantuniciler, fotokopiciler burada bulunmaktadır. Çoğu bölümün ders notunu burada bulunan fotokopicilerden satın alabilirsiniz. Ayrıca bu bölgede apart ve yurtlar bulunmaktadır. Spor yapan arkadaşlar için; Bu civarda bir fitness salonuda bulunmaktadır. Üniversitenin bulunduğu konum, şehir merkezi olan çarşıya yaklaşık 15 dakika yürüme mesafesindedir. Ancak gözünüzde büyümesin. Çarşı-Üniversite yolu dümdüzdür. Yürürken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamazsınız. Yol boyunca deniz manzarası eşliğinde yürürsünüz. Ayrıca Çarşı-Üniversite yolunda sürekli olarak işleyen dolmuş ve otobüsler bulunmaktadır. Buna ek olarak, Çarşı-Üniversite yolu üzerinde çok güzel deniz manzaralı cafeler vardır. Bu cafelerin arasında Zonguldak'ın en meşhur yerlerinden olan "Çatı Kebap-Cafe" bulunmaktadır. Zonguldak'ın meşhur soslu kebabının mucidi olan bu yer, şehir halkının izdihamına uğrar. Gece 12 den sonrasında bile gidip oturabileceğiniz nezih ve kaliteli bir mekandır. Şehrimizin terminali, çarşı ile üniversitenin tam ortasında bulunmaktadır. Hem üniversiteye çok yakın, hemde çarşıya. Ayrıca üniversitemizin ana kapısından çıkıp, çarşının tam tersi istikamete giderseniz(İstanbul-Zonguldak yolu yani), çok güzel bir yürüyüş yeri olan "Kozlu Sahil"e gelmiş olursunuz. Burada uzunca bir yürüyüş yolunun yanı sıra, cafeler ve bisiklet kiralayabileceğiniz bazı yerler bulunmaktadır. Bu yürüyüş yolu gece geç saatlere kadar spor yapmak isteyen insanlar tarafından kullanılır. Bu yürüyüş yolunun hemen aşağısında mangal yapmak için ocaklar vardır. Yürüyüş yolunun sonu ise, çok güzel bir dizayna sahip "Özsüt"e çıkar. Özsüt'ün hemen yanında halı saha ve lunapark bulunmaktadır. Üniversitemizin bulunduğu konum hakkında bunları söyleyebilirim.
Üniversitemiz özellikle Tıp ve Besyo(Beden Eğitimi Sağlık Yüksek Okulu) bölümlerinde nam yapmıştır. Üniversitemiz milli sporculara pek çok ayrıcalık tanıdığı için, pek çok milli sporcunun(Özellikle judocuların) tercihi Bülent Ecevit Üniversitesi olmuştur. Gel gelelim ki Spor Bilimleri Fakültesi'nin sağladığı imkanlar çok kısıtlıdır. Ama bu konuya daha sonra değineceğim. Özellikle şehrimizde bulunan "Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma Hastanesi"nin de katkılarıyla birlikte, üniversitemizin Tıp Fakültesi büyük gelişim göstermiştir. Hastane, Tıp Fakültesi öğrencileri için çok iyi bir staj şansı sağlamaktadır. Alanında uzman eğitim kadrosuyla birlikte güçlendirilen Tıp Fakültesi, epey bir şöhret bulmuştur. Hatta bul hal öyle bir durum almıştır kiiiii, şehrimizin halkı "Bülent Ecevit'in Tıp Bölümü, Hacettepe ile yarışır" diyebilecek hale gelmiştir. Üniversitemizin Tıp'a verdiği önemin kavranması açısından verebileceğim bir örneğim var. Üniversitemizin kampüslerinden bir tanesi, meşhur İslam Alimi olan ve aynı zamanda Tıp alanında ki çalışmalarıyla bilinen "İbn-i Sina"nın adını almıştır. Bir Zonguldak'lı olarak üzülerek belirtmeliyim ki; Maalesef, üniversitemiz Tıp ve Beden Eğitimi alanlarında gösterdiği akademik başarıyı, diğer bölümlerinde gösterememiştir. Öyle ki; Makine Mühendisliği bölümünde okuyupta, bu alana ait terimsel ifadelerin anlamlarını bilmeyen öğrencilerimizin varlığından bahsedilir. Tabii bunda sadece öğrencileri eleştirmek yanlış. Bu durumun nedenlerinden bir diğeri de üniversitemizin pozitif bilimler alanındaki bölüm öğrencilerine yeterli laboratuvar-teorik bilgi imkanlarını sağlayamamış olmasıdır. Kısaca, eğitim çok üst düzey değildir desek yanlış olmaz. Bir Zonguldak'lı olarak üzülerek söylüyorum bunu :(
Üniversite'nin sunduğu imkanları değerlendirecek olursak, genel anlamda maalesef yetersizdir. Üniversiteye ait fitness salonu öğrenciler tarafından kullanılamamaktadır. Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin kendilerine ait bir binası yoktur. Üniversitenin çok amaçlı kullanılan spor salonunda derslerini işlemektedirler. Ama buna rağmen, yinede Beden Eğitimi bölümünün, Türkiye genelinde nam yaptığını hatırlatmam gerek. Üniversitenin kütüphanesi için "Orta halli" tanımı doğru olacaktır. Genelde öğrencilerin tanışıp arkadaşlık ilişkileri kurduğu yer burası olur. Eğer biraz daha net şekilde ifade etmek gerekirse; "Kütüphane kız/erkek arkadaş bulma" yeri olarak görülür. Yine de buna rağmen kütüphanenin hakkını verenler de elbette bulunmaktadır. Sosyallik açısından maalesef çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Ne yazık ki, Zonguldak'ın geri kalmışlığının mağduru olmuştur üniversitemiz. Kampüs içerisinde yapılabilecek şeylerin sınırı oldukça kısıtlıdır. Kulüplerin aktif çalışmadığına dair duyumlar almıştım. Yapılabilecek şeyler; Basketbol, futbol oynamak, paten kaymak(Üniversitenin patencileri meşhurdur), kütüphanede zaman geçirmek. "Üniversite" kavramını hakkıyla taşıyamadığını itiraf etmem gerekir. Eğer resmiyeti bir kenara bırakıp daha sade bir cümle kurmam gerekirse; "Harika bir üniversitesi yaşayamayacaksınız". Tabi bu sadece bir genelleme. Sizin girişkenliğiniz, yaratıcılığınız, ilgi alanlarınız ve eğlence anlayışlarınız bu genellemeyi yıkabilir. Ancak yine genelleme üzerinden gidersek eğer; Üniversitenin geri kalmışlığını örtebilecek tek etken üniversitenin bulunduğu konumda yer alan mekanlar. AVM, sahil gibi. Ancak AVM'de bile yapılabileceklerin bir sınırı var. Basit düzeyde bir kitapçı, bir sinema, bir bowling ve bilardo salonu vardır. Dolayısıyla, genel bir yargı belirtmem gerekir ise; Sosyallik maalesef sınıfta kaldı.
Şehir hakkında kısa bilgiler aktarayım. Zonguldak'ta ki her beş insandan ikisi "Kömürcülük" ve "Balıkçılık" mesleğiyle uğraşır. Eeeeeee, nede olsa zengin kömür yataklarına sahip bir liman kentiyiz :) Şehir halkının yaz ayında ki en büyük hobisi denize gitmektir. Bunu da eklemiş olayım. Şehir halkımızda "Üniversite Öğrencisi" bilinci pek yoktur desem yanlış olmaz sanırım. Halkımız öğrenciye pek alışık değildir. Bir Eskişehir halkı ile bu konuda yarışamayız elbette. Bu bilince sahip insanların yoğunluklu olduğu yer; Üniversite civarında yaşayan ve bu civarda çalışan insanlardır. Şehir merkezinde üniversite öğrencisi görmeye pek alışık olmayan bir şehir burası.
Zonguldak küçük bir yerdir. Bir sinemamız, bir tiyatro salonumuz ve bir AVM'miz vardır. Buda şartları kısıtlı kılmaktadır. Bir Trabzon yada Gaziantep kadar kendi memleketimize has yemeklerimiz yoktur. En meşhur diyebileceğimiz yemeğimiz; Soslu kebaptır :)
Son olarak her şeyi bir elde toplayalım; Şehrimiz görsel açıdan zengindir. Doğa ve tabiatı severim diyorsanız, doğal manzaralara meraklıyım diyorsanız burası tam yeridir. Sosyal açıdan maalesef istediğini bulamayacağınızı belirtmek zorundayım. Eğitimimiz orta hallidir. Üniversite havasını pek soluyamayacağınızı ifade edeyim. Tavsiyem; Arkadaşlar, eğer üniversiteye bakış açınız "Ben okuldan çıkıp odaya gidip uyurum banane sosyallikten, sosyallik boş iş, üniversitede kendini geliştirme olayı hikaye ben asıl gelişimimi mesleği icra ettiğim dönemde sağlayacağım, bir an önce kolayca üniversiteyi bitirip mesleğimi elime alayım" değilse, burayı pek tavsiye etmiyorum. Herkese hayırlı günler :)
Arkadaşlar öncelikle hepinize merhaba :) 18 Yıldır Zonguldak'ta yaşayan birisi olarak Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi hakkındaki bilgilerimi aktarmak istiyorum.
Üniversitemiz ilk olarak "Zonguldak Karaelmas Üniversitesi" adıyla kurulmuş, ardından 2012 yılının Nisan ayında adını "Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi" olarak değiştirmiştir. Üniversitemizin merkez kampüsünün adı "Farabi Kampüsü" olup, Zonguldak'ın en canlı, aktif, gelişmiş yerinde bulunmaktadır. Daha net bir şekilde ifade etmek gerekirse; Zonguldak'ta kurulabilecek en iyi yere kurulmuştur. Merkez kampüs olan Farabi'nin ana giriş kapısının hemen karşısında Zonguldak'ın tek AVM si olan "67 Burda AVM" bulunmaktadır. Bu AVM şuan için Zonguldak'ın tek AVM'sidir. Dolayısıyla tüm şehir halkı buraya akın etmektedir. Bu da üniversitenin sosyalliğine artı katmaktadır. AVM ve üniversitenin yan yana bulunmasının yanı sıra, kampüs denize bir dakikadan daha az bir yürüme mesafendedir. Bir dakikadan daha az bir süre yürüyerek sahile inebilirsiniz. Ayrıca üniversitenin ana giriş kapısının yakınlarında "Dedeman Otel" bulunmaktadır. Şehir dışından gelen mühim misafirleri ağırlaması nedeniyle bunu da bir artı olarak kabul edebiliriz. Buna ek olarak, ana kapının hemen karşısında "Carrefour" bulunduğunu da ekleyelim. Üniversitenin ana giriş kapısını bir yana bırakıp, üst kapı denen Rektörlük'ünde bulunduğu bölgeyi ele alacak olursak; bu bölge AVM ve çevresi kadar gelişmiş değildir. Dönerciler, tantuniciler, fotokopiciler burada bulunmaktadır. Çoğu bölümün ders notunu burada bulunan fotokopicilerden satın alabilirsiniz. Ayrıca bu bölgede apart ve yurtlar bulunmaktadır. Spor yapan arkadaşlar için; Bu civarda bir fitness salonuda bulunmaktadır. Üniversitenin bulunduğu konum, şehir merkezi olan çarşıya yaklaşık 15 dakika yürüme mesafesindedir. Ancak gözünüzde büyümesin. Çarşı-Üniversite yolu dümdüzdür. Yürürken zamanın nasıl geçtiğini bile anlamazsınız. Yol boyunca deniz manzarası eşliğinde yürürsünüz. Ayrıca Çarşı-Üniversite yolunda sürekli olarak işleyen dolmuş ve otobüsler bulunmaktadır. Buna ek olarak, Çarşı-Üniversite yolu üzerinde çok güzel deniz manzaralı cafeler vardır. Bu cafelerin arasında Zonguldak'ın en meşhur yerlerinden olan "Çatı Kebap-Cafe" bulunmaktadır. Zonguldak'ın meşhur soslu kebabının mucidi olan bu yer, şehir halkının izdihamına uğrar. Gece 12 den sonrasında bile gidip oturabileceğiniz nezih ve kaliteli bir mekandır. Şehrimizin terminali, çarşı ile üniversitenin tam ortasında bulunmaktadır. Hem üniversiteye çok yakın, hemde çarşıya. Ayrıca üniversitemizin ana kapısından çıkıp, çarşının tam tersi istikamete giderseniz(İstanbul-Zonguldak yolu yani), çok güzel bir yürüyüş yeri olan "Kozlu Sahil"e gelmiş olursunuz. Burada uzunca bir yürüyüş yolunun yanı sıra, cafeler ve bisiklet kiralayabileceğiniz bazı yerler bulunmaktadır. Bu yürüyüş yolu gece geç saatlere kadar spor yapmak isteyen insanlar tarafından kullanılır. Bu yürüyüş yolunun hemen aşağısında mangal yapmak için ocaklar vardır. Yürüyüş yolunun sonu ise, çok güzel bir dizayna sahip "Özsüt"e çıkar. Özsüt'ün hemen yanında halı saha ve lunapark bulunmaktadır. Üniversitemizin bulunduğu konum hakkında bunları söyleyebilirim.
Üniversitemiz özellikle Tıp ve Besyo(Beden Eğitimi Sağlık Yüksek Okulu) bölümlerinde nam yapmıştır. Üniversitemiz milli sporculara pek çok ayrıcalık tanıdığı için, pek çok milli sporcunun(Özellikle judocuların) tercihi Bülent Ecevit Üniversitesi olmuştur. Gel gelelim ki Spor Bilimleri Fakültesi'nin sağladığı imkanlar çok kısıtlıdır. Ama bu konuya daha sonra değineceğim. Özellikle şehrimizde bulunan "Bülent Ecevit Üniversitesi Araştırma Hastanesi"nin de katkılarıyla birlikte, üniversitemizin Tıp Fakültesi büyük gelişim göstermiştir. Hastane, Tıp Fakültesi öğrencileri için çok iyi bir staj şansı sağlamaktadır. Alanında uzman eğitim kadrosuyla birlikte güçlendirilen Tıp Fakültesi, epey bir şöhret bulmuştur. Hatta bul hal öyle bir durum almıştır kiiiii, şehrimizin halkı "Bülent Ecevit'in Tıp Bölümü, Hacettepe ile yarışır" diyebilecek hale gelmiştir. Üniversitemizin Tıp'a verdiği önemin kavranması açısından verebileceğim bir örneğim var. Üniversitemizin kampüslerinden bir tanesi, meşhur İslam Alimi olan ve aynı zamanda Tıp alanında ki çalışmalarıyla bilinen "İbn-i Sina"nın adını almıştır. Bir Zonguldak'lı olarak üzülerek belirtmeliyim ki; Maalesef, üniversitemiz Tıp ve Beden Eğitimi alanlarında gösterdiği akademik başarıyı, diğer bölümlerinde gösterememiştir. Öyle ki; Makine Mühendisliği bölümünde okuyupta, bu alana ait terimsel ifadelerin anlamlarını bilmeyen öğrencilerimizin varlığından bahsedilir. Tabii bunda sadece öğrencileri eleştirmek yanlış. Bu durumun nedenlerinden bir diğeri de üniversitemizin pozitif bilimler alanındaki bölüm öğrencilerine yeterli laboratuvar-teorik bilgi imkanlarını sağlayamamış olmasıdır. Kısaca, eğitim çok üst düzey değildir desek yanlış olmaz. Bir Zonguldak'lı olarak üzülerek söylüyorum bunu :(
Üniversite'nin sunduğu imkanları değerlendirecek olursak, genel anlamda maalesef yetersizdir. Üniversiteye ait fitness salonu öğrenciler tarafından kullanılamamaktadır. Spor Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin kendilerine ait bir binası yoktur. Üniversitenin çok amaçlı kullanılan spor salonunda derslerini işlemektedirler. Ama buna rağmen, yinede Beden Eğitimi bölümünün, Türkiye genelinde nam yaptığını hatırlatmam gerek. Üniversitenin kütüphanesi için "Orta halli" tanımı doğru olacaktır. Genelde öğrencilerin tanışıp arkadaşlık ilişkileri kurduğu yer burası olur. Eğer biraz daha net şekilde ifade etmek gerekirse; "Kütüphane kız/erkek arkadaş bulma" yeri olarak görülür. Yine de buna rağmen kütüphanenin hakkını verenler de elbette bulunmaktadır. Sosyallik açısından maalesef çok iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Ne yazık ki, Zonguldak'ın geri kalmışlığının mağduru olmuştur üniversitemiz. Kampüs içerisinde yapılabilecek şeylerin sınırı oldukça kısıtlıdır. Kulüplerin aktif çalışmadığına dair duyumlar almıştım. Yapılabilecek şeyler; Basketbol, futbol oynamak, paten kaymak(Üniversitenin patencileri meşhurdur), kütüphanede zaman geçirmek. "Üniversite" kavramını hakkıyla taşıyamadığını itiraf etmem gerekir. Eğer resmiyeti bir kenara bırakıp daha sade bir cümle kurmam gerekirse; "Harika bir üniversitesi yaşayamayacaksınız". Tabi bu sadece bir genelleme. Sizin girişkenliğiniz, yaratıcılığınız, ilgi alanlarınız ve eğlence anlayışlarınız bu genellemeyi yıkabilir. Ancak yine genelleme üzerinden gidersek eğer; Üniversitenin geri kalmışlığını örtebilecek tek etken üniversitenin bulunduğu konumda yer alan mekanlar. AVM, sahil gibi. Ancak AVM'de bile yapılabileceklerin bir sınırı var. Basit düzeyde bir kitapçı, bir sinema, bir bowling ve bilardo salonu vardır. Dolayısıyla, genel bir yargı belirtmem gerekir ise; Sosyallik maalesef sınıfta kaldı.
Şehir hakkında kısa bilgiler aktarayım. Zonguldak'ta ki her beş insandan ikisi "Kömürcülük" ve "Balıkçılık" mesleğiyle uğraşır. Eeeeeee, nede olsa zengin kömür yataklarına sahip bir liman kentiyiz :) Şehir halkının yaz ayında ki en büyük hobisi denize gitmektir. Bunu da eklemiş olayım. Şehir halkımızda "Üniversite Öğrencisi" bilinci pek yoktur desem yanlış olmaz sanırım. Halkımız öğrenciye pek alışık değildir. Bir Eskişehir halkı ile bu konuda yarışamayız elbette. Bu bilince sahip insanların yoğunluklu olduğu yer; Üniversite civarında yaşayan ve bu civarda çalışan insanlardır. Şehir merkezinde üniversite öğrencisi görmeye pek alışık olmayan bir şehir burası.
Zonguldak küçük bir yerdir. Bir sinemamız, bir tiyatro salonumuz ve bir AVM'miz vardır. Buda şartları kısıtlı kılmaktadır. Bir Trabzon yada Gaziantep kadar kendi memleketimize has yemeklerimiz yoktur. En meşhur diyebileceğimiz yemeğimiz; Soslu kebaptır :)
Son olarak her şeyi bir elde toplayalım; Şehrimiz görsel açıdan zengindir. Doğa ve tabiatı severim diyorsanız, doğal manzaralara meraklıyım diyorsanız burası tam yeridir. Sosyal açıdan maalesef istediğini bulamayacağınızı belirtmek zorundayım. Eğitimimiz orta hallidir. Üniversite havasını pek soluyamayacağınızı ifade edeyim. Tavsiyem; Arkadaşlar, eğer üniversiteye bakış açınız "Ben okuldan çıkıp odaya gidip uyurum banane sosyallikten, sosyallik boş iş, üniversitede kendini geliştirme olayı hikaye ben asıl gelişimimi mesleği icra ettiğim dönemde sağlayacağım, bir an önce kolayca üniversiteyi bitirip mesleğimi elime alayım" değilse, burayı pek tavsiye etmiyorum. Herkese hayırlı günler :)