Hocalarımız ve arkadaş ortamları diyebilirim. Kendi bölümüm adına konuşmam gerekirse bizim için gereken herşeyi yapabilecek gerekirse bizimle sabahlamayı göze alabilecek hocalarımız var. Kötü geçen bir juriden sonra bizleri eğlendirmeyi başaran her ne kadar yerin dibine soksa da desteğini çokca hissettiğimiz ve bizzat kendisi hissettiren hocalarımız. Bu özellik beni bu okula bağlayan en önemli özelliklerden biri açıkca sölemek gerekirse…
Bölümümüzde öğrenci sayısı az olduğundan herkes herkesi tanıyor diyebiliriz ve bu da arkadaş ortamının daha çabuk oluşmasını ve samimileşmesini sağlamakta…
Bu bölümü açıkcası tercih yapacağım zaman keşfettim. Küçüklüğümden beri değişik konularda karakalem çalışırdım bu çocukluk boyutunda da oldu ödül boyutunda da. Ama şöyle de bir gerçek var ki geriye dönüp baktığımda bu meslek benim için biçilmiş kaftan diyebiliyorum. Kendimi ifade etmeyi seven, her konuya farklı yönlerdende yaklaşmaya çalışan biri olarak iyi ki bu bölümü yazmışım ve kazanmışım diyebiliyorum.
Tasarımın günümüzde sadece estetik unsurları içinde barındırdığını düşünüp görselliğe önem veren üniversitelerin ve bölümlerin dışında olarak Gazi Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü işlev ve estetiği paralel olarak görmekte. Şu an 2. Sınıfı bitiren biri olarak ben girdiğim jurilerde buluş niteliği taşıyan ürünler gördüm. Yani eğitimimiz ürünlerin sadece insanların gözüne hoş görünmesiyle değil bu hoşluğun yanında işlevini de son derece iyi bir şekilde yerine getirmesi koşulunu kapsıyor.
İş imkanı olarak da bu bölümle ilgili kendi bir görüşüm var:”Fabrikalar ve seri üretim var oldukça bizim mesleğimiz de varolacak.!”. Bu görüşüm konusunda her türlü yoruma açığım ancak iş imkanı var mı sorusu sorulduğunda bu cevabım hiç değişmemekte…
Gazili olmak bir ayrıcalıktır diye boşuna demiyorlar heralde. Gazi Üniversitesi eğer Anadolu Üniversitesini saymazsak Türkiye’nin en kalabalık üniversitesi. Tabi bu kalabalık sadece öğrenci nüfusuyla alakalı değil. Bir o kadar da akademik personel sayısı bol durumda.
Her üniversite öğrencisi kampüsünün büyüklüğüyle gurur duyar. Oysa ki Gazi’nin olayı farklıdır. Gazi’nin kampüsü bütün Ankara’dır. Ankaraya o kadar yayılmıştır ki bu kampüs havasını hissetmek insana garip gelebilir :) Beşevlerdeki şirin ve bi o kadarda tarihsel merkez kampüsümüz dışında kampüs havasını diğer fakültelerde hissetmek açıkcası gayet zor. Zaten biz de merkez kampüse yolumuz düştüğünde oyun parkına götürülmüş çocuk moduna giriyoruz :) Üniversitemiz her ne kadar dağınık olsa da sayısız organizasyonla toplanmakta çok sıkıntı yaşamıyoruz desek hiç de yalan olmaz.
Evet, okulumu seviyorum.