( Alıntıdır: http://eskisehiredair.blogspot.com/ )
Eskişehir'de Öğrenci Olmak
Eskişehir'in birçok değerinden bahsettik. Sıra geldi şehre unvan katan değere.. Çok duymuşusunuzdur Öğrenci Şehri diye. Bu yazımızda bu şehirde öğrenci olmayı anlatacağız.
Her öğrencinin üniversite hikâyesi bir yaz ayında ÖSYM’nin sitesinde sonucu gördüğünde başlar. Orada Anadolu veya Osmangazi yazıyorsa o öğrencinin çok ciddi bir farkı vardır. O farkı Eskişehir'de öğrenim hayatını tamamlamış birinden anlatmaya çalışacağız.
Eskişehir otogarında yada tren garında başlar hikaye.. Bi' bavulun vardır yanında. Tanımadığın insanlar, tanımadığın topraklar... Devlet yurduna, aparta veya bir daireye yerleşirsin. Yerini yadırgarsın. Geldiğin yeri özlersin. İlk hafta böyle geçer, arada okul dersler ilk arkadaşlıklar. Bu noktada hikâyenin giriş kısmı bitmiştir.
Sonra ısınırsın bu şehre, yavaş yavaş sevmeye başlamışsındır. İlk zamanlar vaktin çoğu derslerde geçer, çevredeki insanları tanımaya çalışmakla bir de. Çekirdek kadro oluşmaya başlamıştır. 4 seneni emanet edeceğin insanlar girmiştir hayatına. Porsuk çayı etrafında çevrendeki insaları görmeden dolaşacağın, elini tutmaktan büyük keyif alacağın sevgilin olmuştur belki. Belki de çukurçarşıda sabaha kadar muhabbetine ortak olacak dostlar. Sonra en az 2 hafta da bir kahvaltını Doyuran'da yapmaya başlayacaksın. Bi' öğrenci kulübüne girecek sosyalleşecek daha çok dost biriktireceksin. Derslerde öğrendiğin teorik eğitimi unuttuğunda kulübün koşacak yardımına. Hepsini ve daha fazlasını pratiğe dönüştürme imkânı sağlayacak sana. Her şey çok yolundayken, onsuz yaşayamam dediğin, vaktinin çoğunu onla geçirdiğin, şehrin her metrekaresine beraber ayak bastığın sevgilinden ayrılacaksın. Ağlayacaksın, üzüleceksin. O an dostların çıkıverecek. Barlar sokağında sarhoş olana kadar içeceksin. Bi' çeyrek kokoreç ve biraz midye attıktan sonra evde hüzünlenmeye devam edeceksin. Sonra tekrar hayata karışmaya başladıkça unutacaksın yavaş yavaş. Yeni dostluklar belkide yeni bi’ sevgili unutturacak acılarını. Özel bi’ günde hep ismini duyduğun ama kolay kolay gidemediğin veya gitmekten hep çekindiğin 222 ile tanışacaksın. Gece kulübü eğlencesi başını döndürecek. " çok iyimiş lan " diyeceksin içinden. Gecenin sonunda İstanbul İşkembe'de bulacaksın kendini. Bu sırada dersler sınavlar hocalar derken okulu da bi yandan götüreceksin. Belki her şey yolunda olacak ortalaman yüksek gelecek belkide tam tersi. Yaz okuluna kalacak, Kışı ile meşur bu şehrin ( En az bir kere Porsuk Çayının donduğuna şahit olacaksın ) yazını yaşayacaksın. Yeni bir dönem başladığında ise henüz evde değilsen eve taşınma kararı alacaksın en yakın arkadaşım dediğin kişi ile, belkide tek. O evden ayrılma vakti geldiğinde hiç kolay olmayacak. Çünkü en özel anıların o kutuda geçecek. Özgür hissedeceksin kendini. Otorite sen olacaksın o evde. Senin evin senin hayatın senin sorumluluğun olacak. Dostlarını misafir edecek çat pat öğrendiğin yemekleri yapıncaksın onlara. Yemek güzel olmasa da muhabbetin tadı doyuracak sizi. Evinde birini misafir etmenin o eşsiz tadını hissedeceksin. Aile evinde misafir gelince kaçan o çocuk değilsindir artık. Sevgilin ile beraber yaşama tecrübesini edineceksin belki. Ev kirası, ev sahibi, su, elektrik vs. dertlerin olacak hayatında ilk kez. İyi kötü tecrübelerin birikecek. Okul ise zorlaşarak devam ediyor olacak bi’ yandan. Dostluklar ilerleyecek, paylaşılan acılar artacak, anılar birikecek. Artık şehirle ilgili kaygıların sona ermiş, şehrin her şeyini, hemen hemen her yerini öğrenmiş olacaksın. Gezmek, eğlenmek, dışarıda vakit geçirmek daha kolaydır artık. Şehri keşfetmeyi seven biri isen sanayi bölgesinde rodop köftecisinde köftenin en iyisi yiyecek, sofradan kalkarken bir daha bu mekana gideceğiniz tarihi arkadaşlarınızla kararlaştırıyor olacaksınız. Otogar tarafında Çiğerci Ahmet'i keşfedip yeni bi kıta bulmuşçasına sevineceksin. Vişnelik’te yatık döner yiyecek, mekânı sevdiğin dostlarına anlata anlata bitiremeyeceksin. Masa Balık restorana gidip bi’ yandan rakını içip bi’ yandan da gelecek olan hesabı dert edeceksin içinden. Adalarda -deli gibi- iyi bi' falcı arayacaksın. Doktorlarda gece yürüyüşlerine çıkacaksın. Döndüğün evde seni bekleyen biri varsa sevinecek yoksa kaygılanacaksın inceden. Gecenin bi' vakti çıkıp Shell'den bira alıp eve döneceksin. Belki yalnız belkide samimi bir dost ile o birayı yudumlarken okul kaygıları ile bi' sohbete başlayacaksın. Promil arttıkça eski sevgililer konuşulacak arka fonda Eskişehir Şiiri çalarken.
Son sınıfa geldiğinde bir kaç sevgili, bir kaç ev değiştirmiş, samimi sandığın dostluklardan kopmuş olacaksın. Artık tek kaygın "mezun oluyorum, iş bulmalıyım" olacak. Kariyer sitelerinde geçirdiğin vakitlerin çoğalacak. Mezuniyet balonu ve törenini yaşadıktan sonra okul ile ilişkini keseceksin ve sana diplomanı verecekler. Eğer akıllı biriysen o diplomanın bi’ kâğıttan ibaret olduğunu, 4 seneni o diploma için bu şehirde geçirmediğinin farkında olacaksın. Eşyalarını satacak evini boşaltacaksın. Anılarını biriktirdiğin o kutudan ayrılmak çok zor olacak. Acısıyla tatlısıyla en az 4 seneni geçirdiğin bu şehre veda vakti gelmiştir artık. İlk geldiğinde yanında olan bavul yine seninledir. Bir de seni uğurlamaya gelen arkadaşların vardır yanında. Trene ya da otobüse atlayıp terk edeceksin bu şehri belki ama emin ol dostum bu şehir seni hiç bir zaman terk etmeyecek. Bu şehrin suyundan içmiş, bu şehrin suyu ile yıkanmışsındır. Bu şehrin esnafı ile muhabbet etmişsindir. Bu şehrin kaldırımlarında hayatının hiç bir anında unutamayacağın ayak izlerin vardır. Velhasıl bu şehirde öğrenci olmak farklıdır arkadaş. Hakkıyla yaşamayacaksan yaşama bence. Arkana bakmadan terk et daha iyi. Ve şunu hiç bir zaman unutma;
" Eskişehir'de kedi gibi yaşarsın, ayrılınca da köpek gibi özlersin"
Alıntıdır:
http://eskisehiredair.blogspot.com/
Hazırlık öğrencilerine ve ya hazırlık öğrencisi olmak isteyenlere tavsiyelerim var :)
1- Eğer daha okula başlamadıysanız bunu dikkate alın, fakat şuan eğitim aşamasında iseniz bu konu sizi pek ilgilendirmeyebilir.
Hazırlık okulunda (kısaca ydyo diyorlar) sene başında bir yeterlilik sınavı vardır. Bunu kaçırmamanızı tavsiye ederim. (Ben kaçırdım ve bir çok zorluk çektim.) Bu sınav ile sizi kurlarınıza atıyacaklar. (A, B, C ve D) A en üst kur, D ise en alt kur. Bunlar bir kenarda kalsın bir de şu tarafa bakalım ve sonra birbirlerine bağlayalım. İsteğe bağlı öğrenciler ve zorunlu öğrenciler olmak üzere 2 farklı çeşitte öğrenci var. İsteğe bağlı olmak hazırlık yılında eğer okulda kalırsanız, öteki yıl yine hazırlık okumak zorunda değilsiniz isterseniz gelecek sene kendi bölümünüzü türkçe okuyabilirsiniz, fakat zorunlu öğrenci olmak ise hazırlık yılında okulda kalırsanız (devamsızlıktan ya da notlardan) kesinlikle okulu tekrar etmelisiniz. Şimdi bu ikisini birbirine bağlayalım. D kurundan A kuruna doğru hazırlık sınavını geçme olasılığınız ciddi derecede artıyor. (Hazırlık yılımda hocalarımın bizlere anlattıklarına göre) D kurundan 1 sınıftan 20 öğrencinin 1 ya da 2'si hazırlık yılını başarı ile tamamlıyorsa, A kurundan 1 sınıftan 20 öğrencinin 14-15 tanesi bu hazırlık yılını başarı ile bitiyor.
Burada anlatmak istediğim hazırlık okumak D kuru iseniz biraz zor. Örneğin bizim sınıf D kuru idi ve sınıfımızdan 4 kişi sınavı geçebildi,(teki de benim ve zorunlu idim.) fakat ciddi olarak çalışmıştık. Bunlardan sadece 1 tanesi isteğe bağlı öğrenci idi. İsteğe bağlı tanıdığım 20 öğrenci varsa sadece 3-4 tanesi okula devam edebildi (yani sınavdan kalsalar bile bütün yıl okula eğitim almaya devamsızlıklarını aşmadan gelebildiler) çoğu isteğe bağlı olan arkadaşlarım ise devamsızlıktan kaldı. Hep ben çok çalışıcam devamsızlık yapmicam diyorlar fakat yapıyorlar :) Zorunlu arkadaşlara kısaca ÇOK ÇALIŞIN VE GEÇİN! diyorum. Keşke elimden başka bir şey gelse bakın geçmek çok kolay desem fakat ciddi anlamda zor. Sırf en son sınava giren öğrenci sayısı okulun dörtte biri. Yani diğerleri devamsızlıktan ya da finallerden geçememekden kaldılar.
2- Es-kart çıkartmayı ihmal etmeyin. (Ben 2. dönem çıkarttım, fakat servisle gidip geldiğim içindi ve bir anda servis kesilince kalakaldım. :) )
3- En az 1 tane kulübe üye olun. Bence 2 tanesi de fazla olur yani 1 tanesi yeterlidir. Üye olupta gitmemezlik etmeyin (benim gibi, ben evde pinekleyip hazırlık yılımı D kurundan geçtim fakat çok fazla aktivitelere katılamadım. Yani ilk senem başarılı fakat biraz asosyel olarak geçti :( ) Bazı arkadaşlarım kulüpleri ile köylerdeki okulları boyamaya gidiyordu. Bu cidden çok hoş bir yardım. Sizde böyle şeyler yapabilirsiniz. Okul kulüp konusunda çok gelişmiş fakat illaki dandikleride vardır. Biraz zaman geçmesini bekleyin bakın etrafta neler var. Zaten iki eylül kampüsüne standlar açılıyor size tanıtımlar yapılıyor.
4- Okulun yemeklerinden iyicene faydalanın. Yemekler ortalama bir insan için (ben biraz kalıplıyımda :) ) yeterli doyuruculukta. Cidden çok fazla değişik yemek çıkıyor. Bir haftada iki defa tekrarlamıyor kendisini. Etli ve tavuklu yiyecekler çoğunlukta.Hemde 1 lira :)
5- Okulun ekmeğine engel olmak istemem fakat kitaplarınız yaklaşık 300 ila 400 türk lirası olmak üzere fiyatları oynuyor. Zaten sadece kitapları ilk iki hafta okulda açılan kitabı basanlar tarafından satılıyor. Benim tanıdığım bazı insanlar 70-80 liraya onların fotokopilerini çektirmişti. Çok fark etmiyor. Tek fark bilgisayar dersinizde size kullanmanız için bir şifre veriyor bu kitap. Bu şifre ile MyEnglishLab diye bir internet sitesine giriş yaparak oradaki ödevleri yaparak sene sonunda en fazla 0.50 ila 1 puanı kendi puanınıza ekliyebilirsiniz. Bence gereksiz. 60 puanın yanında 0.50 ne ki! Bookletten 1 soru daha fazla çözseniz nerdeyse 1.2 puan geliyor :) Eğer bu MyEnglishLab'i kullanmak istiyorsanız kitabı satın almış birisinden şifresini isteyin. Aynı anda iki kişi yapabiliyorsunuz. Bakın bu çakallığı size okulda hocalar anlatmazlar çünkü onların söylemesi cidden yasak. Eğer böyle bir şey olursa kovulabiliyorlar. Size okula müfettiş gelebilir ve kitapları kontrol edebilirler derler. Böyle olursa okuldan atılabilirsiniz bile derler. Benim senemde gelmedi. Yani kitabınızın üstüne kişisel bilgilerinizi yazmayın. Gelirlerse kitabı camdan aşağı atın kim ne diyebilecek.!
6- Bu arada kendi apartında, yurdunda ve ya evinde internet sorunu olanlar için ydyo'da (hazırlığın görüldüğü binada) indirme hızı 6 mb'e kadar çıkabiliyor. Ben GB'larca şey indirdim ve flash diske attım. İlk kendi apartıma geldiğimde internette sıkıntılar vardı ve ben de izlemek istediğim şeylerin ve ya oynamak istediğim oyunların listesini yapıyordum. Öğle aralarında ve bazende okuldan sonra kalarak onları indiriyordum. Haftada bir indirme yeterli oluyordu bana :) (BAKIN BU ÖNERİYİ BAŞKA YERDE GÖREMEZSİNİZ :) ) Ayriyeten bu yasak mı değil mi bilmiyorum fakat ben hep görevlilerden sakınarak indiriyordum :)
7- Kütüphane; ydyo binasındaki kütüphanede ortalama sayıda yabancı hikayeler var. Çok fazla ingilizce kitap var
fakat hazırlık öğrencilerine yaramaz şeyler. Ydyo'da türkçe kaynak aramayın sadece 1 kitaplık var, o da çok dandik. Türkçe kaynak istiyorsanız Yunus Emredeki büyük kütüphaneye gidin. Kütüphane için öğrenci kimliğinizin bulunması gerek. Zaten okula öğrenci kimliği ile giremezseniz kitapda alamazsınız :) (BU ARADA VİZE HAFTASI İKİ EYLÜL ÖĞRENCİSİ İSENİZ KÜTÜPHANEYE DERS ÇALIŞMAYA GİTMEYİN. YUNUS EMRE ÖĞRENCİLERİ İLE DOLU OLUYOR! )
Son bir şey de kütüphanede özel ders çalışma odaları var. Sadece 1 kişi girebiliyor. O alanda priz ve pencere de var. Bu odaların anahtaları katlardaki görevlilerde bulunuyor. Onlara öğrenci kimliğinizi rehin olarak veriyorsunuz onlardan size odanın anahtarlarını veriyor. Şu an da dahi bu bilgiyi bilmeyen 2. ve ya 3. sınıf öğrencileri illa ki vardır :)
8- Aktiviteler; ben çok aktif bir öğrenci değildim fakat Sinema Anadoluya gitmeyi çok seviyordum ve bir ara hiç kaçırmıyordum. Sinema anadolu öğrencilerin tiyatro gösterileri yaptıkları ortalama bir tiyatro. Bilet ücretleri çok ucuz 2-3 lira. Orada yüksek lisans öğrencileri bile olabiliyor ve onlar çok daha iyi gösteri yapıyorlar. Ben ilk giderken çok dandik olur diye düşünüyordum fakat beni çok sardı. Bir zaman sonra gösterilerin tekrarları oluyor. Ben çok gitmek istedim tekrarlarını izlemeye fakat nedense gidemedim. :( Siz siz olun kaçırmayın ve de biraz erken gidin son dakika gidince sonlara oturabilirsiniz bu da bazı şeyleri kaçırmanıza neden olabiliyor. Benim gözlerim çok iyi olmadığından genellikle en önlere oturuyordum ve bu gösteride rol alan kişilerle etkileşiminizi kolaylaştırabiliyor. Benim arkadaşım sahneye bile davet edilmişti.
9- İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin kantini çok ünlü diyorlar. Ben hiç gitmedim o yüzden konuşmak istemiyorum :S
10- Yunus emre kampüsün biraz önünde bazen redbull aracı oluyor. Orada çalışan kızlar size bedava redbull veriyor. Ben daha şu ana kadar almadım fakat böyle bir redbull aracı görürseniz( arabanın üstünde redbull'un maketi var) sakın paralıdır diye çekinmeyin :)
11- Eğer okulun ön taraflarında yaşıyor ve okula servis ile gitmek biraz olsun az kalabalık olan bir araçta gitmek istiyorsanız tam açık öğretimin yanından ismini vermek istemediğim(kötü anlamda değil) ortalama bir otobüs(30 kişilik felandır herhalde ayakla birlikte o 50 olur :D )geçiyor. Oradan benim bazı arkadaşlarımı servise alıyor. Ücreti de normal otobüslerle aynı. (Bakın bunu cidden kimse bilmez, ha! :S)
12- Aklınızda bulunsun yunus emrenin oradan taksi ile iki eylüle gitmek 20-25 arası tutuyor. Biz genellikle 4-5 kişi biniyorduk :) ve eğer başka biryer de taksiye ihtayıcınız olursa taksiler taksimetreyi sizin yanınıza gelince açmak zorunda eğer bir taksi, taksimetreyi açarak yanınıza gelmiş ise hemen plakanın fotosunu çekin gerekli yerlere iletin.( Bunu bizzat bir taksi durağındaki yaşlı, sevimli ve göbekli (kesin sahibidir) bir amcadan öğrendim.)
13- Okula ailenizi sokmak isterseniz onların kimliklerini almayı unutmayın. Nufüs kimliğinizi güvenliğe rehin veriyorsunuz onlarda siz çıkarken size geri veriyor.
14- Okul çok zengin kulüp kurmak istiyorsanız birazda adam akıllı ise ve destek de bulursanız bence kurabilirsiniz. Benim bir arkadaşım binicilik kulübü kurmak istedi. Okuldan bunu karşılamasını istedi de okul o sıralar kemer sıkıyormuş :S Ayriyeten okul dünyanın en fazla öğrenciye sahip 2. okul :S Okulun açık öğretimi çok delice para kazandırıyor. Yaklaşık 2 milyon öğrencisi var okulun.
15- Okuldan ayrı şehrin bir çok etkinliği oluyor bunları takip etmek için telefon uygulamaları var. BenEskişehiri indirip takip edebilirsiniz.
BELKİ BENİM DE BİLMEDİĞİM ÇOK ŞEY VARDIR. BEN BUNLARI 1 SENEDE ÖĞRENDİM. EN SON OLARAK,
ÇALIŞIN, GEZİN, TOZUN VE MUHABBET EDİN!
Öncelikle tavsiyem nasıl bir üniversite kazandıklarının farkında olup Anadolu Üniversitesinin imkanlarını son derece iyi kullansınlar.Çünkü çok büyük fırsatlar ve imkanlar sunan bir üniversite Anadolu Üniversitesi...
İkinci tavsiyem aceleci olmadan fakat çok geçte kalmadan öğrenci kulüpleriyle tanışsınlar ve kendileri için en uygun kulübü seçerek aktif bir şekilde yer alsınlar o kulüplerlerde fakat her kulüp gözüktüğü kadar şeffaf ve kaliteli olmayabilir buna da dikkat ederek kendileri için eb uygun olanını seçsinler...
Son olarak söyleyeceğim birşeyler yapmak ve kendisini geliştirmek isteyenler için son derece doğru bir üniversite Anadolu Üniversitesi.Şehir ve üniversite olarakta günde ortalama 6,5 etkinlikle en aktif üniversitelerden birisidir.Öğrencilik yıllarınızın keyfini çıkartarak bütün bunlardan uzak durmamanızdır sizlere tavsiyem :)
Üniversite yeni başlayan arkadaşlar alışma sürecinde çok fazla karamsarlığa kapılmasınlar. Bir süre çevreye uyum sağlama hepimizin karşılaştığı bir sorun. Bence öğrenci kulüpleri bu karamsarlığı en hızlı aşmada iyi bir çözüm olabilir. Kendilerine vakit ayırsınlar, şehiri tanımaya çalışsınlar. Danışman hocalarımız ile bir kariyer planlaması yapmak hepimiz için sağlam bir başlangıç olabilir. :)
Aktivitelerden yararlanın asosyal olmayın
Tercihimi yapmadan önce ben de buralarda çok dolandım bu yüzden biraz uzun ama oldukça yararlı tavsiyeler olacak.
-Anadolu Üniversitesi kulüpleri ile meşhurdur.Buraya gelmeden önce çok duymuştum ve cidden öyle.Tiyatro, dağcılık, robot, caz, rock, karikatür.Ne arıyorsan onun kulubünü açıyorlar, her yıl şaşırıyorum atçılık kulübü bile çıkar burada.Ve eğer okula gelince yalnız kalmak istemiyorsan whatsapp grubu gibi saçma işlere bulaşma ilk hafta direkt bir kulübe yanaş.Zaten çok güzel karşılarlar şımartırlar sizi.Kulüplerimiz partiler etkinlikler indirimler vaad ediyor.Düşünme utanma.Hele tanıtım haftası ortalık kulubümüze gelin diye saf saf dolaşan bağıran insanlarla standlarla rengarenk olcak.Nereye gideceğinizi şaşıracaksınız.Ben ilk geldiğimde alayına utangaçtım, standlardan kaçardım, kulübe katıldıktan sonra 5 metre ötedeki adamı standa davet eder oldum.
-Yunus Emre kampüsü için konuşacağım.Kaybolunacak 2 yılda anca farklı köşeleri keşfedilecek kocaman yeşillik bir kampüs.Öyle ormansı ki bahar aylarında alerjisi olanlar dikkat etsin.Ve evet üniversite çimlerinde fotoğraf da bol bol atarsınız.Kitap aşığı mısın? Yerini herkes keşfetmesin diye söylemeyeceğim ama çok güzel sakin yerler var, okulu bir dolaş bakalım göreceksin neresi.Kampüsün her yerinde heykeller de göreceksiniz.Şehir genel olarak heykelciliğe çok önem veriyor.Kültürel yanlarımızdan biri işte..:)
-Okulda her yıl bürsürü etkinlik oluyor tiyatro şenlikleri ve film festivalleri bence en harikaları.Çünkü tiyatro şenliklerinde çok ünlü isimler okulumuza geliyor, Şener şen, Ozan Güven, Mert Fırat gibi.Ve arkadaşım, koskoca oyunculukları ÜCRETSİZ izliyorsun.Tabii bilet bulursan.Film festivallerinde ise 1 ay sonra yayınlanacak oscarlık filmleri izliyorsunuz hem de 400 kişilik salonda.Ya da bazen Yüzüklerin Efendisi Gibi serileri akşam 9 dan geceye kadar sergiledikleri oluyor.Kaç para mı? 4 Liracık.Ve full salonla kendi yaşıtlarınızla o serileri izlediğinizi düşünün.Ben henüz serilere denk gelemedim fakat festival zamanı o his harikaydı.Ve film festivalinde de oyuncular geliyor.Koşarak fotoğraf çekilmek isteyeceğiniz kaliteli oyuncular.
-Öğrencilerden bahsedersek.Aklına gelebilecek her türden öğrenciler var.Ve diğer bölümlere açılmak istiyorsan kulüpleri kullan.Önerim iletişim, marketing, kariyer, sosyal medya kulüpleri.En aktif ve en çok üye alan kulüpler.Eğer ki önyargılar olmadan yaşamak istiyorsan öğrenciliğini bu şehir senin.Çünkü burada ikimse seni yargılamaz, olması gereken gibi tercihlerini yaşayabilirsin.
-Okulun yurtdışı imkanları çok iyi, bizzat takip edip kullanan biri olarak söylüyorum.Merak etme eğer icraata geçersen erasmus vs için seçenek bol.
-Eğer zorunlu değilse sakın hazırlık okuma.İngilizcem sıfır diyorsan ve hazırlıkta gezmelere kapılıp çok ders çalışmayabilirim diyorsan hazırlıktan kalırsın bu net.Zorunluysa 2 yıl bile kalırsın kendini vermezsen.Ha ingilizcem yok ama gerçekten elimden geleni yaparım diyorsan başarırsın.Zorunlu değilse okuma diyorum çünkü Akademik İngilizce dersi var her bölümde 1 ve 2 zorunlu seçmen gereken basit ingilizce.Gerisi 6 ya kadar uzanıyor ve bitirdiğinde gerçekten kapmış oluyorsun, 2 den sonrası senin seçimine bağlı zorunlu ders değil.Yani sıfırdan başlayıp hazırlıktan sonra ingilizcesi B1 B2 olan görmedim ben.Zorunlu değilse onun yerine her dönem alıp rahat rahat girmen daha mantıklı olur.4 yıl süren bedava kurs düşün, hem de akademik seviyeye getirecek seni.
Buradan aşağısı Eskişehir hakkında.
-Eskişehir çok küçük.Yani İzmir, Bursa, Mersin, İstanbul vs bir yerden geliyorsan ilk iki gün ağzın açık gezersin sonra bu ne ya der sıkılırsın.Çünkü cidden gezecek yer yok.Merkezde adam gibi bir avm.Piknik yapılacak 3 yer.Gezilecek 3 müze var.Bu yani.Kafelerde çok vakit geçireceksin neyseki bol bol kafe var.Yine de 1 yıl sonra o uzak kaldığın 2 ayda Eskişehrim demeye başlayacaksın.Çünkü merkezi olarak küçük olsa bile çabuk benimsenir Eskişehir.
-Eskişehirden bahsetmişken.Dümdüz şehir.Her yere bisikletle git asla yokuş çıkma.Çok harika.İnsanı hiç yormuyor.2 yılda otobüse sadece 4 kez minibüse de 4 5 kez bindim.Her yer yürünecek mesafede üşenmiyor insan.
-Uyarmak istediğim bir konu var.İstanbuldan gelip rahat bir insan olmama rağmen Eskişehirin tehlikeli yanları olduğunu ve cezbettiğini söylemek istiyorum.Yani ilk geldiğinde etrafa aniden açılma.Güvenilir insanlar edin.Yeni geldiğinde üniversite hayatının tadını birden çıkarmak istiyor herkes.Yavaşça ve temkinli çıkar, şehri tanı insanları tanı çevreni oluştur.Kaçmıyor elinden.Ve ondan sonra istediğin hatayı yap.Ama burada güvenilir bir çevren olsun mutlaka.Çünkü ben içmem alkol diyen bir insan olsan bile (dinen değil de tercihen içmiyorsan) burada içiyorsun.Ve bir şekilde zayıf olduğun bir an oluyor erkek olarak da kız olarak da.Kendisi sarhoş olduğunda bile seni unutmayacak biri lazım yanına.Çünkü burada mekanlarda aniden tek kalma sokakta eve tek dönme gibi durumlar oluyor.Boş insanlarla boş vakit harcayın yani özetle, fazlasını değil.
-Bu kızlar için.Kızlar mango, bershka gibi mağazalar 1 tane olduğu için merkezde ve diğer seçenekler de butikler olduğu için genelde aynı giyinen çok görürsünüz.Eğer buna çok takan biriyseniz, kendinizle aynı kazağı aynı günde 3 4 kişide görmek istemiyorsanız haberiniz olsun ona göre hazırlıklı gelin.
-Burası ucuz ucuz ucuz ve ucuuz.Özellikle büyükşehirden geliyorsanız kafelerdeki barlardaki fiyatlara çok şaşıracaksınız.Hatta her yerde olan cinemaximum biletleri bile İstanbuldakinin yarı fiyatı.Umuyorum ki bu durum değişmez pek.
-DİKKAT KIŞ!! Eğer burada okuyacaksan bu en hayati önem taşıyan bilgi.Arkadaşım burada gözyaşın donar.Nisanın sonunda kar yağar.Kısakolla çıkıp montla dönersin.Yani eylül ya sıcak olur deyip ceketsiz gelme.H&M den Bershkadan aldığın o havalı şişme kısa montları da sal gitsin arkayı kollamaz onlar.Çünkü ilk defa içine içlik giyecek ve uzun çorap müptelası olacaksın, havalı havalı bağladığın o atkı boyunlukları da battaniye yapacak ve hatta kafana saracak bir anda haşin güçlü anadolu insanı havasına bürüneceksin.Yoo hiç abartmıyorum.He diyorsan hava 30 derece ya ne soğuk olcak.Akşam 25 dakika kısakollunla kollarını birbirine sarıp Heeey ben yeni geldim bakışlarına maruz kalıp söve söve yürürsün.Evet tam olarak yaşadığım aptallık buydu.Ve botun kaymamalı.Yani kızlar o topuklu altı kaygan botlarınızla doldurmayın bavulu.Yoksa Yunus Emre yokuşu sizi soytarı eder.
Buraya kadar okuduysan teşekkürler ve iyi şanslarrr
eğer imkanınız var ise örgün eğitimi tercih ediniz. yok ise doğru yerdesiniz.
bu okulun ahlakını bozmayın niyetiniz kötüyse size göre yer değildir üniversiteler. size göre yerler var burda söylemicem siz ne demek istediğimi anladınız.
(Not: köpekler de sokakta sevişir. )
Fazla geç kalmasınlar. :)
Kesinlikle yerleşim yerini okula yakın yerlerde bulmaları. Toplu taşıma vasat diyebiliriz. Ha bir de her jet sesinde yukarı bakmayın derlerdi bize hep :)
Öğrenciliğinizi yaşayın.
Üniversitede ilk günüm doğru yerdeyim.
AÇIK ÖĞRETİM İSE TERCİHLERİ ANADOLU ÜNİV. BU KONUDA ALT YAPISINI TAMAMLAMIŞ DURUMDA.GEREK KAYNAK GEREKSE ÖĞRENCİ İLE İLGİLİ BÜROLARDA GEREKSE İNTERNET ÜZERİNDEN OLSUN HER TÜRLÜ BİLGİYE ULAŞABİLİRLER
Okulun sagladigi imkanlar cok guzel. Hepsini kullanin, Erasmusa gidin, yemekhanesini bol bol kullanin. Guzel kampusunu taniyin. Öğrenci kuluplerine katilin, kendinizi gelistirin. Ekstra dil ogrenin ki bu konuda bir cok ders aciliyor. Bir tek okula gidip gelen ogrencilersen olmayin sakin. Gezin, gorun , okuyun, ogrenin, eglenin. Sadece ders calisip ortalama kasan tiplerden olmayin. Ikisini dengeleyin. Ekstra kendinizi gelistirin, okulumuzun egitimi bence bazi bolumlerde yetersiz kaliyor.
Okul size vermiş olduğu tüm fırsatları kullanmaya bakın. Üniversitenin sunduğu çok şey var ve onları kaçırmayın.
GİDİN VE TADINI ÇIKARTIN