Evet, okulumu seviyorum.
Araştırmalarım sonucunda bu bölümde iyi olduğunu öğrendiğim nadir üniversitelerden olduğu için. Bauhaus sistemini kendine özümsemesi ve bunu en temel ilke belirlemesi, benim için büyük etkenlerden oldu. Açıkça söylemek gerekirse kampüsten fazla eğitim ile ilgilendiğimden bu okulu seçtim. Kampüs olarak eleştirirsek; güzel sanatlar kampüsü küçük ama samimi bi ortama sahip. Küçük olması çabuk kaynaşmayı beraberinde getiriyor. İmkanlar olarak kampüste küçük ve biraz tuzlu kırtasiye bulunuyor, yemekleri fena olmayan bir yemekhane, yemekhaneden daha iyi yemek yapan bir de kampüsümüz var.
Meslek tercihi benim için çok büyük bi önem taşıyodu. Sıkıcı olmaması, durağan olmaması ve yapılan işin sürekli tekrarlamaması gerekiyordu. Bunun yanı sıra güzel sanatlara girmem yanlış kararlardan dolayı biraz geç olsa da benim içimde büyük bir aşktı diyebilirim. Daha öz şeyler söylemem gerekirse bölümle ilgili, tasarım benim için bir ifade biçimi ve eğer dünyaya bişeyler katmak istiyor, daha iyi çözümleriniz olduğuna inanıyosanız bu bölüm sizin için biçilmiş kaftan. Tasarım; siz onu bir de benim gözümden görün demek gibidir…
*Küçük ve samimi bi ortam
*Bauhaus sistemiyle ilerlemesi
*Özellikle çoğu hocanın öğrencilere içten, samimi ve baldan tatlı davranmaları
*Ciddi anlamda yoğun bi eğitimi var.
*Bölüm biraz bakımsız.
*Atölye olarak aslında yeterliyiz fakat bilmediğimiz nedenden hala kurulamadı.