Hayır, ben okuduğum 4 yıl boyunca herhangi bir kötü muameleye, söze, bakışa maruz kalmadım aksine şakayla karışık oğlum sen zekisin tarzı şeylerle daha mutlu olabiliyorsunuz. Siz burslu olduğunuzu söylemedikçe zaten kimsenin bilmesi de pek mümkün değil durumu. İzmir insanının sıcakkanlılığından da kaynaklanıyor bu durum çünkü hatırı sayılır oranda İzmirli öğrenci var okulda.
Öğrenci sayısının nispeten az (yeni açılan okullardaki gibi kontenjan dolduramamaktan değil, zaten kontenjanın az olmasından kaynaklanan) olması kaliteli öğretim kadrosuyla olan diyaloğu çok kolay hale getiriyor. Hocaların öğrencileri bire bir tanıması öğrenciler için bulunmaz bir nimet. Ben 0 burslu bir öğrenci olarak aylık 430tl burs yanı sıra konakladığım okulun yurduna da herhangi bir ödeme yapmıyorum(ki aylık 1000tlden fazla bir ücreti var).
Bu birazda öğrencinin kendini tanıyıp hangi alanlarda geliştirebildiğine göre farklılık gösterir. Akademik alana yönelinesi bir bölümdür kendileri zira bünyesinde barındırdığı entelektüel bilgiyle önemli bir yol açar kişiye. Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı akla ilk gelen kamu kurumlarıdır bunun dışında özel sektörde dış ilişkilerin olduğu her departmanda görev alabilirler.
Evet, üniversitemi seviyorum.
Benim gördüğüm tek eksik, İstanbul'a oranla daha az sayıda kültür-sanat etkinliklerinin gerçekleştirilmesi.. ki bu da normaldir aslında aksini beklemek hayalperestlik olur.
İzmir'de İstanbul ve Ankara'ya oranda daha rahat bir öğrencilik geçirirsiniz. Kışın Ankara'da okuyan bir öğrenci kadar doğal gaz faturasıyla karşılaşmaz, İstanbul'daki bir öğrencinin çektiği çileyi ulaşımda çekmezsiniz. İzmir insanı moderndir, çağdaştır, sıcak kanlıdır, herkese saygılıdır, candır..
İdari olarak İzmir Ticaret Odasına çok bağımlı üniversite maalesef. Mütevelli heyeti ve özellikle başkan Ekrem Demirtaşın ne isterse gerçekleştirebildiği bir okul. Öğrencilerini gözettiklerini savunarak, gerek yaz okulunda, gerek ayarlayıp da gidemediğim stajımda gerekse Erasmus işlemlerimde yaptıkları yönetmelik değişiklikleriyle resmi olarak canıma ot tıkayan okuldur. :) ( benim şanssızlığım mı bilinmez)
Bilinçli bir tercihti benim için, bölümle alakalı konuları uzun zamandır sevmem ve araştırmamdan olsa gerek. Sadece teorik bilgilerin ele alındığı bir bölümden söz etmiyoruz, günbegün yaşanan olayların güncel olarak literatüre eklendiği bir akademik alan bu. Uluslararası arenada meydana gelen olayları bilgiye dayalı, analitik ve eleştirel bakış açısıyla inceleyebilmek istiyorsanız, makro ve mikro ekonomi, siyaset bilimi, uluslararası örgütler ve Avrupa Birliğinin işleyişini öğreten bir bölüm. ÖNEMLİ: Bu sene yapılan düzenleme ile bölümün adı SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER olarak değiştirilmiştir bu kapsamda ağırlıklı olan Avrupa Birliği derslerinin yerine siyaset bilimi derslerinin artacağı varsayılabilir. Ayrıca ULUSLARARASI TİCARET VE FİNANSMAN bölümünden YAN DAL yapmaktayım. Bu bölümde yönetim, muhasebe makro ve mikro iktisat, uluslararası ticaret, yatırım konularında eğitim görüp sertifika alarak kendi bölümüme destekleyici ve yetkinlik artıcı konuları çalışmak büyük bir şanstır.
Öncelikle bir vakıf üniversitesi olarak Türkiye'deki pek çok üniversitenin sağlayamadığı imkanları öğrencileriyle buluşturabilme potansiyeline sahip olduğu için İEÜ. Kalburüstü üniversitelerle kıyasladığınızda bile pek çok açıdan diğer akademik kadroları geride bırakabilecek kaliteli öğretim elemanı kadrosu okulumun en önemli artılarından biri. Kişisel tercihlerim doğrultusunda üniversite okunabilecek en güzel şehrin İzmir olduğunu düşünüyorum ve bu bağlamda şehirdeki bütün devlet üniversitelerine kıyasla çok daha yetkin bir eğitime sahip olduğu için İEÜ.