Dağcılık eğitimi alın. Aşağılanmaya alışın. Komplekslerinizi bir yana bırakın. Hoşgeldiniz burası Trabzon...

Doktor olursunuz. TUS tan sonra uzmanlık seçerek bir alanda uzmanlaşırsınız. Ayrıca öğretim görevlisi olarak da kariyerinize devam edebilirsiniz. Eğer başarılı olursanız yapacaklarınızın haddi sınırı olmaz. Yurt dışı konferanslar, yut içi pek çok Tıp toplantılarına katılarak kendinizi hem alanınızda hem de kişilik olarak geliştirebilirsiniz.

Pek bir fark yok. 0 ingilizce bizim bölüm ama pek bir farkını görmedik. İngilizce tıp elbette daha zor ama ilerde kariyer isteyenler için gerek makale okumak gerek diğer kaynaklardan faydalanmak için sizi bir adım öne çıkarıyor

Öncelikle Trabzon'un yokuştan ibaret olduğunu bilmelisiniz. Her yer yokuş denizden itibaren dağlar yükselmekte. Yani ulaşım çok kötü, minibüs otobüs sistemleri var fakat gerçekten işe yaramaz bir halde.
Trabzon insanları biraz tutucudur, yani ikinci sınıf insan olmaya alışın da gelin derim.
Her şey pahalı buna dikkat edin eğer Trabzona gelecekseniz yarışma programlarına felan katılıp ödül kazanın yoksa iki seçenek kalıyor geride 1-Gezmek tozmaktan baya uzak kalacaksınız 2-Ailenizin maddi durumunu baya sömüreceksiniz.
Fıkralarda olur anca diyeceğiniz olay ve durumlarla karşılaşabilirsiniz.
Trabzonspor gibi bir ekol olduğu için insanların başka takım formasıyla gezmesi (özellikle FB) yasaktır.( Nasıl bir kafa yapısı hala anlayamasam da)

Saysak bir elin parmaklarını geçmez. Bir alttaki eksileri anlatırken neden olduğunu anlayacaksınız. Ama burası artıları olduğuna göre sayalım bakalım.
1- .....
2- ...
3-.
4-.....
5-...
Bu kadar.

Öğrenciye dayalı bir yönetim anlayışı yok. Genel olarak bazı şeyler olsunda bitsin havasında işliyor.

Bu soruyu duyar duymaz aklıma ilk önce kampüs geldi. Harika bir kampüse sahibiz. Özellikle tıp fakültesi diğer fakülteden yukarıda olduğu (dağın başında) için çok iyi bir manzaraya sahip. Eğitim olanakları zaten çok geniş, ayrıca kampüs içinde çok ucuza spor yapabileceğiniz tenis, futbol,basketbol sahaları, fitness salonları, biraz kampüs dışında da olsa yüzme havuzu vb. imkanlarımız var.

Üniversitede ikinci tıpta birinci yılım ve hala bu soruyu kendi kendime sorduğum halde bir cevap bulamadım ( Hazırlık okudum ) Sanırım herkesin aklında biraz beliren cevapları vereceğim.
1- İş garantisi : Çevremiz üniversiteden mezun olup hala iş bulamayan / atanamayan bir çok insanla çevrili. İç yakan bu duruma düşmemek için bir garanti sayılabilir tıp. 6 sene (minimum) paşa paşa okursun ve mesleğe başlarsın KPSS vs. uğraşmazsın tabi ki tıpta da TUS var lakin kazanamazsan bile Türkiye'nin ekonomik durumuna göre gayet iyi bir maaşla işe başlarsın.
2- İnsanlara yardım etmek : İşte bu bölüm beni can evimden vuruyor. Düşmüş, hasta insanlara yardım etmekten daha üstün bir vazife olabilir mi? Bir insanın Allah razı olsun demesi için neler verilmez ki ? (Yaklaşık 6 senemizi vereceğimiz kesin de)
3- Saygınlık : Tıp okurken çoğu insanın bıktığı ama dışardan bakıldığında gerçekten üstün bir statüye kavuşur doktor adayları. Daha okurken bile doktor ünvanına kavuşursunuz sizinle karşılaşınca önünü ilikleyenler bile olabilir. "Oha" larınızı sessiz söyleyin çünkü birebir yaşanmıştır.

Malumunuz tercih dönemlerinde puan önemli, puanınızın çerçevesinde bir seçim yapıyor ve hayatınızı yönlendiriyorsunuz. Benim aldığım puan ile de gidilebilecek en iyi üniversiteler arasında Karadeniz Teknik Üniversitesi'ni seçtim. Karadeniz Teknik Üniversitesi ( artık KTÜ diyeceğim çok uzun oluyor yahu ) Türkiye'nin en köklü üniversitelerinden biri. Bir çok bölüme sahip ve genel olarak bölgenin merkezi konumunda. Kaliteli öğretim üyelerine sahip özellikle eski üniversite olması her konuda bir adım önde olmasını sağlıyor.