Bir işiniz var ve sektörünüz ne olursa olsun, eğer kendinizi geliştirmeyi seçmediyseniz ve bilginizi paylaşmıyorsanız, bir ağaçtan farkınız kalmaz. Büyürsünüz, meyve de verebilirsiniz ama orada kalırsınız. "Ot gibi yaşamak" derler buna. Gözlem yapmayan, araştırmayan bireylerin aslında kendilerine de yararı yoktur. Benim konum; "Konuşmak" Bireyler kendini doğru ifade edemediği sürece küçülürler ve kaybolurlar, görünmez olurlar. Eğitim evde başlayan sokakta gelişen, okulda olgunlaşan bir konudur. Sadece örgün eğitim kesinlikle birey olmak için yeterli değildir. Birey her an, öğrenmenin daha fazlasını istemek zorundadır ve bunu örgün eğitimin standart programıyla elde edemez. İletişim, sadece insanda yaşamsal özellik taşır; hayvanların ve hatta bitkilerin de iletişimi vardır ama basit ve tekrarlanan bir niteliktedir; üreme, barınma gibi temel gereksinimlerini karşılar ve tekrarlanır... İletişimin engellerini bilmek, anlamlı ve etkili kılabilmek çok zor değildir yeter ki öğrenmek isteyin. İletişimin en önemli ayağıdır konuşmak.                                                                                                                    Konuşma konusunda her dilde olduğu gibi, Türkçenin de bir diksiyon tekniği vardır; anlaşılır kurallı ve elbette estetik konuşabilmek için, yaşı ve mesleği, sosyo kültürel düzeyi ne olursa olsun herkesin bu kuralları bilmesi, bilmiyorsa öğrenmesi gereklidir. Spikerlik yaptığım yıllar içinde gördüm ki, herhangi bir engelle karşılaşmadığı sürece insanlar bunun önemini anlamaya yanaşmıyor. Ehliyetiniz yoksa trafiğe çıkamazsınız ama diksiyon eğitimi almadan istediğiniz kadar konuşabilirsiniz; ta ki biri çıkıp "Git konuşmanı düzelt" diyene kadar. 

TRT yıllarımdan başlayarak, bu konuşma işinin en ince detaylarına kadar inceleyicisi oldum, eğitimciliği öğrenip eğitimler vermeye başladım. Bireysel ve kurumsal eğitimler verdim. Ve her fırsatta, diksiyon eğitiminin bireysel ve yüz yüze bir eğitim olduğunu anlatmaya çalıştım. Aynı zamanda üniversitede Doğru Konuşma dersim var; her dönem dersin içeriği, orada bulunanların bireysel özelliklerine göre şekillenip, değişiyor. Çünkü diksiyon tamamen bireyseldir ve toplum sizi kendi geleneksel yapısı içinde ama kişiliğinizle kabul eder.

Söze başlarken gözlem yapmak ve araştırmak demiştim; öylesine sihirli ve besleyici bir özellik ki, baktıkça görüyor ve gördükçe daha fazlasını istiyorsunuz. Nedim Atak Eğitim Danışmanlık böyle ortaya çıktı; öğrenmeye devam ediyorum.

Spiker aslında bir konuşmacıdır; radyo mikrofonu ve kameranın yanı sıra, topluluk karşısında konuşabilecek yetiye sahip olmalı. Ciddi bir Diksiyon Eğitimi almadan spikerlik vasıflarını kazanamazsınız. Radyo ve Televizyon kanallarındaki kötü konuşmacıları/sunucuları duyuyoruz...                                                                                        Spiker, Radyo veya TV yayıncılığının sorumluluğunu, program yapımcılarıyla beraber yüklenir; söylediği her söz ve söyleme biçimi kritik önem taşır. Araştırmacı, iyi bir gözlemci olmak zorundadır.                                            Sorumluluk demişken, hangi birimde çalışırsa çalışsın, aktüel bilgiyi, haberleri, tartışmaları izlemek, iç-dış politika, ekonomi dışında hayata dair her şeyi yakından izlemelidir: "Her şeyden bir şey bilmek ama bir şeyi çok iyi bilmek"  yani...                                                                                                                                                        Spiker her konuda konuşmak zorunda kalabilir ama fikir beyan etmek değil uzmanları, bilenleri konuşturabilmek gibi bir yetenek sahibi olmalıdır. Yaşadığı ülkenin çıkarlarıdır önde olan; siyaseti ve işini tamamen tarafsız görebilmeyi, tarafsız değerlendirmeyi bilmek yani bir "Gazeteci" olabilmelidir aynı zamanda. Sorumluluğu, yöneticilerine değil, tarafsızlık ilkelerine karşıdır.

Her işte olduğu gibi belirli alanlarda uzmanlaşmak, spiker için de rahatlatıcı olur; her konuda konuşmaya ve konuşturmaya hazır ama Haber, Spor, Sağlık, Belgesel vb. gibi, bir konuda "İyi" olmaktan söz ediyoruz. 

Kamu veya özel sektörde, konuşan ve yorumlayan olarak size verilen  "konuşma" görevlerini yerine getirirsiniz. Peki kendiniz için ne yapacaksınız? Elinizde öyle bir yetenek var ki, gelişmeye çok açık... Konuşmanın sadece uygulayıcısı değil, matematiğini araştıran, öğrenen ve belki de dil özellikleri üzerine çalışan bir spiker olmak sizi daha mutlu edecektir. Çünkü Dil öyle dipsiz bir kuyu ki, yürüdükçe daha çok merak edersiniz. Bugün birçok genç insan, radyo ve özellikle TV kanallarında spikerlik yapmak istiyor. Unutmayın önce ciddi bir diksiyon eğitimi almalısınız; "Senin sesin ve yüzün güzel" de deseler, eğitim şart. Sonrasında ister spikerlik ister seslendirme...

Kolay gelsin