İlk stajlarında ve iş tecrüben için evet, çünkü CV elemesinde önce okula bakılıyor çoğu zaman. Fakat sonrasında kendini ne kadar geliştirdiğine bağlı olarak performansın ile değerlendiriliyorsun.
Her bölümün zorluk seviyesi soran kişiye bağlıdır, fakat genel olarak İşletme zor bir bölüm değil. Dersler zor olmasa da bölümde sivrilmek ve başarılı olmak çok kolay değil çünkü uygulama teorilerin çok önüne geçiyor. Ne kadar teknik bir kısımda uzmanlaşmayı düşünseniz de sosyal olmanız ve üniversite yıllarında en çok "networking"e vakit ayırmanız gerekiyor. Sosyal sermayenizi artırmak için çeşitli kulüplere girmeniz, farklı okullardan insanlarla tanışmanız, şirket temsilcileriyle tanışılan etkinliklere katılmanız ve bu kişilerle konuşup akılda kalan sorular sormanız kendiniz için yapabileceğiniz en iyi yatırım olur. Bunun dışında yabancı dilinizi geliştirmeniz ve çeşitli konularda bilgi edinmeniz de faydalı, çünkü genellikle hangi sektörde çalışacağınız belli olmuyor :)
İşletme Bölümü öğrencileri bir şirketteki neredeyse bütün bölümlerin yaptığı işler hakkında giriş seviyesi dersleri alıyor (muhasebe, finans, ekonomiye giriş, hukuka giriş, pazarlama, operasyon yönetimi, bilişim sistemleri, data analizi gibi) sonrasında ise kendi seçimleri doğrultusunda uzmanlaşacakları bir veya birkaç alanı seçiyorlar (uluslararası ticaret, sosyal medya pazarlaması, büyük veri analizi ilk aklıma gelen örnekler). Giriş derslerinin içeriği konu hakkında genel bir bilgi vermek ile sınırlı oluyor, fakat seçmeli alınan dersler genellikle daha zorlayıcı oluyor ve gerçek hayattan alınan vaka çalışmaları ile destekleniyor. Üniversiteden üniversiteye eğitim kalitesi çokça değişen bir bölüm, bu yüzden okul seçerken her okulun internet sitesinde yer alan ders programlarına ve ders tanımlarına bakmakta fayda var.
Dezavantajdır, çünkü bölümü okurken öğrenilen terimler günlük hayatta kullanılan ingilizceden çok farklı. Sonradan öğrenilmesi daha uzun sürüyor.
Kulüp organizasyon şemamız birazcık karışık :) Temel olarak İç İlişkiler, Dış İlişkiler & ARGE, Tanıtım ve Şirket İlişkileri adlı dört komiteye ayrılıyoruz, bunun içinde de her etkinliğimize üç ayrı komiteden sorumlu kişi atanıyor. Daha eski Yönetim Kurulu üyeleri ise bize bu etkinliklerde / komitelerde deneyimlerini ve bilgilerini aktarıyorlar, çalışmalarımızı onlara raporluyoruz.
Kulüp işleyişi çok etkili, insanlara net görev tanımları veriliyor ve sağlam bir takip sistemi var – böylece şirketlerin operasyonlarını nasıl yönettikleri hakkında tecrübe sahibi oluyoruz. İşletme Kulübü adının hakkını vermek için de Yönetim Kurulu’nda olan herkes komitesi fark etmeksizin şirketlerle iletişim kuruyor, sponsorluk görüşmelerine gidiyor. Bu çok önemli bir nokta, çünkü sadece etkinlik düzenlemiyor, aynı zamanda profesyonel hayatı bir şirket yetkilisiyle görüşme talep etmekten sözleşme imzalanmasına kadar bütün aşamalarıyla deneyimleme fırsatı yakalıyoruz. Benzersiz bir network imkanı sunmakla beraber kulübün bu politikası bütün üyelerine hitabet yeteneklerini, profesyonel üsluplarını ve özgüvenlerini geliştirmelerinde yardımcı oluyor.
Kulübümüzün İç İlişkiler komitesinin düzenlediği etkinlikler aslında sırf eğlence için değil, kurumsal şirketlerde de bizimki gibi uygulamalar çok rastlanır oldu. Üyelerimizin hem eğlendiği hem de kaynaştığı bu etkinlikler birbirimizle daha iyi çalışmamızı sağlıyor, yaptığımız işten zevk alınca ürettiğimiz etkinliklerin de kalitesi aynı oranda artıyor. Doğum günü kutlamaları veya kulüp pikniği gibi buluşmalarımızın yanı sıra biraz daha kişisel gelişimimize yönelik eğitimler alarak da etkinliklerimizi çeşitlendiriyoruz. Her kulüpte mutlaka arkadaşlıklar olur, fakat samimiyetle söyleyebilirim ki Koç Üniversitesi İşletme Kulübü tam anlamıyla bir aile gibi.
Kulübümüzün etkinliklerinin çoğu Koç Üniversitesi öğrencilerine yönelik oluyor, fakat bu sene 7.sini düzenleyeceğimiz en geniş çaplı etkinliğimiz olan Business Trip okul dışından öğrencilerin/mezunların katılımına açık. Bu etkinliğimizdeki amacımız, CV elemesinden geçmiş Türkiye’nin dört bir yanından ağırladığımız 400 öğrenciyi sektörünün önde gelen şirketleriyle buluşturmak.
Case by Case, sene boyunca sektörünün önde gelen firmaları ile Koç Üniversitesi öğrencilerini buluşturan vaka analizi yarışmalarından oluşuyor. Yarışmalar sonucunda şirketler öğrencilere iş ve staj imkanları sunabiliyor.
Open Office, şirket çalışanlarıyla üniversitemizin öğrencilerini ofis ortamında buluşturan, katılımcılara firmada bir günün nasıl geçtiğini göstermeyi hedefleyen etkinliğimiz.
Perspective, bir şirket yöneticisi ile bir Koç Üniversitesi akademisyenini okulumuzda buluşturarak üniversitemiz öğrencilerine derste öğrendiklerini iş hayatında nasıl kullanacaklarını göstermeyi amaçlıyor.
Face to Face etkinliğimiz ise sene boyunca şirketlere okulumuza gelip CV elemesinden geçmiş öğrencilere işe alım mülakatı yapma şansı sunuyor.