Şimdi size bir sözelci gözüyle değil de eşit ağırlıkçı gözüyle anlatayım o zaman bu tatlı bölümü. Ben lisede tmciydim. Ve hiç bi zaman ben yok hukuk okuyacağım yok öğretmenlik seçerim gibi net konuşmadım. Sizde farkındasınız sanırım gazetecilik biraz daha kendi içinde kalmış bi bölüm. Ve genellikle bu ülkede bir iletişimci olmayı bırakın, gazeteci gözüyle görmek ya da yaşamak hem zor hem de nereye gideceği belli olmayan sonsuz bir uzantı. Bu yüzden lisede 4 yıl matematik görmenin aksine bu bölüme yönelmemin asıl amacı da geleceğimin kendi elimde olmasıydı. Çünkü tıp okuyup doktor, hukuk okuyup avukat gibi hedefim olmadı benim hiç bi zaman. Eğer yazmayı seviyorsanız benim gibi. Zevk alıyorsanız kalemi elinize alıp, her kağıda değdiğinde bambaşka dünyaya açılıyorsa gözleriniz hiç düşünmeden gelin derim. Ben her ne kadar kendi bölümüme ihanet etmiş gibi gözüksem de, her ne kadar ailem benden hukuk ya da mülkiyeyi tercih etmemi beklese de ben gayet memnunum bölümümden. Başta tmden siyasalı seçmeyerek, sözele öylesine kafa dağıtmak için giren sıradan bi eşit ağırlık öğrencisi olsam da. Ayrıca bizim üniversitenin mülkiye kadar köklü olmasa da ilefin de geçmişi baya eskiye dayanır. BYYO adını 92 yılında İLEF yapmış olsalar bile fakültemizin eğitimi son derece iyi hocalara sahip ve geçmişindeki adamlar şu an önemli kademelerde çalışmakta. Bunu da göz önünde bulundurmak lazım ayrıca. Ama bu bölüme girip zaten TRTde memur olurum en kötü, KPSSye çalışırım gibi düşüncelerle gelmeyin derim. Çünkü o zaman bu güzel bölüme ihanet etmiş olursunuz. Kendinizi derslerle sınırlı bırakmayın. Araştırın, okuyun ve gezip öğrenin. Geliştirin kendinizi. Erasmus programı için çabalamaktan vazgeçmeyin. Unutmayın bu ülkede gazeteci olmak kötü, korkunç, zor gibi gözükse de en iyisini yapmak sizin elinizde. Benim gibi korkmuyor, mücadele etmeyi bırakmıyorsanız 'buyrun gelin' derim. Çünkü o zaman asıl mutlu, huzurlu ve ne kadar eğlenceli olduğunu yaşayarak, görerek öğreneceksiniz. İşte ben bölümümü bi bakıma bu yüzden seçtim. Kısaca 'gazetecilik' dediğimiz kavram sadece televizyonlarda gördüğünüz habercilerle sınırlı değil, geniş ve bi o kadar mükemmel. İşte bu yüzden gazetecilik :)
21.yy herkese fırsatlar sunmaya devam ediyor elbette, ''gazetecilik'' bu fırsatlardan nemalanabilen iş alanlarından birisi değil,öncelikle bunu belirtmek gerek.Fakat insanların haber alma isteği,merak duyguları ve ülkelerinin işleyişleri hakkında bilgi sahibi olma arzuları her zaman varolacaktır.Gazetecilik ekonomik beklenti ile çıkılmaması gereken bir yolun habercisidir ayrıca.Bu cümleler umut kırıcı olmakla beraber,gerçekçidirlerde.Biz kısaca özetleyelim halimizi;
-Gazeteci baskı altında olacaktır
-Hayatının önemli çok önemli bir kısmı ülkesinin derleri ile geçecektir
-Adanmışlığı gerektirir
-Gerçeklerin peşinde olmak ve onları sarsılmaz bir şekilde ifade etme isteğidir
-Bulabileceğiniz en keyifli mesleklerden birisidir,halk ile sürekli yanyanasınızdır
-Keyiflidir fakat ekonomik beklenti önplanda tutulursa ''gazetecilik ölmektedir ''
Notçuk =Kendimi en başta sorulan sorulara göre ifade etmiyorum.
Ben suan hayallerimin cok basinda olan ama korkmadan ilerleyen bir gazeteci ogrenncisiyim hatta suan bir ogrenci dahi sayilmam yeni kazandim daha ama liseye basladigim ilk yildan beri hatta daha onceleride aklimda olan fakat korktugum bir meslekti evet belkide ilerde is bulamiycam para kazanamiycam bunlar bir ihtimal ama bir ihtimal daha varki bu bana bagli ben calisirsam ben emek gosterirsem cabalarsam bu ihtimali gerceklestirebilirim
Gazetecilik bölümü kesinlikle kendinizi adamanız gereken bir bölüm. Objektif olması açısından iyi ve kötü yanlarını beraberce anlatacağım. Öncelikle bu bölümü okuduğunuz süre boyunca kendinizi geliştirmeniz çok önemli. Okulunuzdan mezun olmadan önce genel kültürünüze epey yatırım yapmalısınız. Yine gazetecilik bölümü okuyan öğrenciler için diğer bir önemli şey de, okudukları süre boyunca yapacakları çalışmalar. Okul bitene kadar sadece derslere gelip giderseniz piyasa içerisinde iş bulmanız neredeyse imkansız hale gelir :)Kesinlikle çok zevkli bir bölümdür. Dersleri ufkunuzu açar. Hayata bakış açısı kazanırsınız. Mesleki olarak insanlarla hep iç içe olur, kendinizi ifade edebilme yeteneğinizi geliştirirsiniz. Sinemaya ya da radyoya yönelme şansınız az da olsa vardır. Bilginin (haberin) peşinde koşmak genel düsturunuz olmalıdır. Çalışma saatleri açısından oldukça yorucu bir meslek. Ama sonunda yaptığınız, ortaya koyduğunuz şeyler sizi vicdani olarak fazlasıyla tatmin edecektir. Gazetecilik bölümü için idealist olunmalı, hakkın ve haklının sözcüsü olabilmek için sonuna kadar mücadele edilmelidir diye düşünüyorum :)
Gazetecilik sadece bir meslek değildir bana göre. Bir yaşam tarzıdır aynı zamanda. Bu yüzden gazetecililk bölümü.
İdealistsen, 5 yıl başka işlerde çalışırım ama bir şekilde zorda olsa medya dünyasına girerim, az paraya çalışırım ama insanları doğru bilgilendirmek benim misyonum diyorsan tam sana göre! Gazetecilik yazan veya okuyan herkes kör. Oradan çıkınca bambaşka bir dünya hayal ediyor ama maalesef öyle bir dünya yok.
Çünkü başarılı bir gazeteci olmak istiyorum ve bunun için gazeteciliğin tüm teknikleri bu bölüm dahilinde geliştirilir diye düşündüm. Yoksa elbette her gazetecilik bölümü okuyan kişide, gazetecilik zekası,potansiyeli olacak değil. Ki sektöre baktığımız zaman çoğu gazetecinin bu bölümden mezun olmadığını görebiliriz.
Küçüklüğümden beri hep gazeteci olmak istedim çok özgür bir meslek