Neden Tıp Bölümü?

61 Cevap

Tıp seçmemin nedeni, sanırım gerçekten bu eğitimin sonunda gerçeken nitelikli insanlar olacağımıza inanmak, en önemli varlığımız olan sağlık konusunda insanlara yardım edebilmek ve iş bulma konusunun daha garanti olması sanırım.

Beyaz önlüğe olan hayranlığımdandır diyebilirim :)
Biyoloji en sevdiğim dersti ve gerçekten tıbba ilgim oldu hep. Hem dersler çok zevkli gözükürdü gözüme, hem de bir insanın ağrısını dindirebilmek, bir insanı iyileştirebilmek bence çok büyük bir mutluluk, başka hiçbir meslekte yoktur bence bu haz.

Pek çok tıp öğrencisi tarafından inkar edilse de açıkça gelecek garantisi. Türkiye şartlarına kıyasla iyi bir kazanç ve çoğu mesleğin kazandıramayacağı kadar prestij ve ego tatmini sağlaması.

Ben aslında hep mühendislik istemişimdir lise yıllarımda. Ama bilirsiniz genelde çocuklar üzerinde tıp seçmesi yönünde aile baskısı olur. Yani tamamen istemeyerek girdim ben tıp fakültesine. Ancak şimdi çok memnunum. Zorla girdim ama iyi ki zorlamışlar diyorum, çünkü hekim olduğumda insanların bana minnettar kaldıklarını görmek onların acılarını dindirmenin zevkini doyumunu yaşamak beni mutlu edecek bunu biliyorum.

Genelde fen lisesinden mezun olanlar ya tıp yazar ya da mühendislik. Benim istediğim üniversitenin mühendislik bölümleri tutmuyordu. Sınava tekrar girmek de gözümde büyüdüğü için tıp yazmaya karar verdim.

Acı çekmek özgürlükse özgür olmak için diyebilirim :) Oldukça zor bir bölüm. Eğitiminizde ve profesyonel yaşamınızda hayatınızdan fedakarlıklar yapmanız gerekecek. Sevdiklerinize ve ailenize yeterince vakit ayıramayacaksınız. Bütün bunlara rağmen insanlık için çalışan kutsal bir gruba üye olacaksınız. İnsanların acılarını dindireceksiniz, hayatlarını kurtaracaksınız. İnsanların hiç kimsenin bilmediği sırlarına ortak olacaksınız ve sır saklayacaksınız. Fikirleriniz ve hayata bakışınız herkesten farklı olacak. Çoğu insan sizden nefret edecek ama işim düşer diye zoraki bir saygı duyacak hatta bazıları saygı da duymayacak ve size saldıracak (gerçekten doktora saygı duyan insanlar da mevcut). Siz bütün bunlara rağmen insan hayatı için canınızı dişinize katacaksınız. Ayda en az 5-6 kez 36 saat boyunca nöbet tutup ertesi gün yine hastanede görevinizin başına gelecek kadar mesleğinize inanacaksınız. Bütün bunları göze alıyorsunuz neden diye düşünmeyin ve hemen tıp yazın.

insanlara yardım edebilmek ve kendimi tanıyabilmek çok büyüleyici bir duygu. insanı seven, beyaz önlüğe aşık arkadaşlar hiç düşünmesin derim.

Hasta bir yakınınızın, ani rahatsızlanan bir insanın yanında çaresiz kaldığınız yardım edemediğiniz için içinizin sızladığı anlar vardır bir şey yapabilesem diye çırpınırsınız, ya da yaşlı bir teyzenin doktora teşekkür ederkenki gösterdiği minneti görüp imrenirsiniz, insanlar sizi dermanları olarak görürler ben bu hislerin çok gurur verici olduğunu düşündüğüm ve insan vücudunun işleyişi gerçekten ilgimi çektiği için seçtim. :)

-Neden tıp fakültesi? sorusunun belirli bir cevabı yoktur tabii ki. Cevap olabilecek çok fazla etken sayılabilir: Toplumsal statü, iş garantisi, manevi haz, idealler, iyi para kazanma vb.. (Benim seçme nedenim galiba bunların hepsinin karışımı.)
-Bunların hepsi haklı nedenler. Fakat olmaması gereken bir şey varsa o da aile baskısıyla alınan ‘puanıma yazık olmasın!!’ kararı. Tıp fakültesini yeni tercih edecek arkadaşım!! Belki de dikkat etmen gereken en önemli nokta burasıdır.Şu ana kadar bunun istisnasını görmedim. İstemeden gelen bir öğrenci tıp fakültesinde mutlu olamıyor.
-Fakat doktorluğu (insanlara yardım etmeyi sevme,gerektiğinde fedakarlık yapabilme,sabırlı olma,insan sağlığına önem verme gibi şeyleri) seviyorsanız ‘aman tıpa gelme tıp çok zor’ sözlerine aldırmadan gönül rahatlığıyla tıp fakültesini yazabilirsiniz.

Çocukluktan bu yana doktorlara karşı bir empatim vardı. Hep onlar gibi fedakar olmak,insanlara yardım etmek,bir nebze olsa bile hastaların görünmeyen ve görünen yaralarına melhem çekmek istemişimdir.Lisede okurkende hasta hocalarımı görürsem onlara iyileşmeleri için hep tavsiye ederdim.Hatta bir keresinde kardeşim çok kötü bir şekilde ağaçtan düşmüştü.Evde de benden başka kimse yoktu.İşe koyuldum bildiğim bütün bilgileri kullandım.Annemler gelene kadar kardeşimin ayağı bir azda olsa düzelmişti. O olaydan sonra doktor olmak istediğimi anladım. Doktor olmak sabır, erdem, fedakarlık,gülümseme beceriği,hastaları iyileşeceğine dair inandırma,yeni bilgiler öğrenmek, fazlasıyla çalışmak gibi özellikleri vardır.Ne kadar iyi yanı olsada bir o kadar stresli bir meslektir.Özetle bu bölümü seçerken her taraflı düşünmenizi tavsiye ederim.Sonuçta burda bir insan hayatı söz konusu,bir anlık o hastanın yerine kendinizi koyun.Doktor olmak yalnızca para kazanmak değil vicdani görevimizi de yerine getirmedir.Her kimse bu bölümü okudu diye doktor olamaz. Vicdanı da olması gerek fikrimce.

Direk söyliyim ailemin sürekli olarak yaptığı ‘iş bulamazsın diğer bölümlerde’ baskısı. Mühendislik seçicektim ama iş bulamama korkusu sadece ailemde değil bende de vardı.

Bir de tıpta 3G kuralı cezbetti.
-God
-Glory
-Gold diye. Tıp’ a bu 3 nedenden en az birini seçip gelirsiniz. Ben hepsinden dolayı istiyorum gibi bişey.

Sadece insanlara yardım etmek amacıyla.Çünkü eski prestiji kalmayan ve hak ettiği saygıyı görmeyen bir meslek ve çoğunlukla ele geçen maaş emeğin karşılığı olmamakta.

Tıp benim hep istediğim bölümdü, garanti meslek olması dışında insani boyutu da kararımda son derece etkili oldu. Zor bir bölüm ama okunamaz diye bir şey yok. Eğer tıbba karşı bir nefretiniz yoksa, fizik kafanızın olmadığını düşünüyorsanız ya da biyoloji fizikten daha zor gelmiyorsa, insanlara yardım etmeyi seviyorsanız, insanlarla iletişim kurabiliyorsanız (ki bununda dersleri var) memnuniyetle de okursunuz,güzel bölümdür bence :)

Tıp bölümüne baktığımızda ise yazmamdaki en büyük etken sanırım gelecek kaygısı ve mesleğin toplum içindeki saygınlığı oldu. Ank. Tıp 1946 da açılarak bugünlere gelmiş köklü bir fakülte. Bu ise okulda kendini gayet belli ediyor. Örneğin laboratuarlardaki imkanlarımız çok iyi; mikroskop ya da lab araç-gereçleri öğrenciye yetecek sayıda. Ve teorikte görülen her konu lab da görsel olarak da incelenerek iyice öğretiliyor; ki öğrenci kendi inceliyor. Bunları yazıyorum çünkü farklı tıp fakültesinde okuyan arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla bu kadar fazla imkana sahip değiller. Bi de çevre illerdeki hastalar da Ank.ya geldiği için çok çeşitli hastalık görme imkanımız var (üst dönemler böyle diyor.)

Üniversitede ikinci tıpta birinci yılım ve hala bu soruyu kendi kendime sorduğum halde bir cevap bulamadım ( Hazırlık okudum ) Sanırım herkesin aklında biraz beliren cevapları vereceğim.
1- İş garantisi : Çevremiz üniversiteden mezun olup hala iş bulamayan / atanamayan bir çok insanla çevrili. İç yakan bu duruma düşmemek için bir garanti sayılabilir tıp. 6 sene (minimum) paşa paşa okursun ve mesleğe başlarsın KPSS vs. uğraşmazsın tabi ki tıpta da TUS var lakin kazanamazsan bile Türkiye'nin ekonomik durumuna göre gayet iyi bir maaşla işe başlarsın.
2- İnsanlara yardım etmek : İşte bu bölüm beni can evimden vuruyor. Düşmüş, hasta insanlara yardım etmekten daha üstün bir vazife olabilir mi? Bir insanın Allah razı olsun demesi için neler verilmez ki ? (Yaklaşık 6 senemizi vereceğimiz kesin de)
3- Saygınlık : Tıp okurken çoğu insanın bıktığı ama dışardan bakıldığında gerçekten üstün bir statüye kavuşur doktor adayları. Daha okurken bile doktor ünvanına kavuşursunuz sizinle karşılaşınca önünü ilikleyenler bile olabilir. "Oha" larınızı sessiz söyleyin çünkü birebir yaşanmıştır.

Bu kısmı fazla uzatmayacağım. Tıpa girerken, hele ki Hacettepe Tıp’a girerken sadece “garanti meslek, nispeten daha iyi paranma kazanma imkanı” diyerek seçiyorsanız altından kalkamazsınız. İnsanlara yardım etmeyi, hastaları iyileştirmeyi, hayat kurtarmayı, bir hayır duası almayı değil de “parayı” hayal ediyorsanız çok zorlanırsınız, yapamazsınız demiyorum ama çok sorunlu bir insan olarak mezun olursunuz. İyi düşünün, yapmak istediğiniz, yaparken mutlu olacağınız mesleği yaptığınız takdirde zaten başarı kendiliğinden gelecektir.

Çünkü doktorluk saygıdeğer bir meslek, insanları mutlu etmenin, onlara yardım etmenin verdiği haz bence paha biçilemez. Ve kazancıyla da tatmin olursunuz. Gerçi ben daha yolun çok başındayım ama; içinizde bir yerler tıp diyor; ama işte şöyle mi olur ki,ay ben tıp okuyamam hep sabahlara kadar ders çalışıyormuş onlar gibi düşünceler sizi sıkıntıya sokuyorsa da bence boş verin onları, tıp yazın.
Bu yaz 23 gün final öncesi tatilimiz vardı, bazı bölümler yaz tatiline başlamışken ders çalışmak zorunda olmak bana cidden çok koydu. Ama geçti gitti. Yine olsa yine tıp yazarım :)

Birisinin tıp seçmesi için bir sürü neden vardır. Saygınlık olabilir, para olabilir, insan sevgisi ya da insanlara yardım isteği olabilir, aile baskısı olabilir, puanım çok yüksekti ondan yazdım olabilir, gelecek kaygısı olabilir… Bunların hepsi bir şekilde “maddi ve manevi tatmin” sonucuna çıkar. Herkeste baskın olan farklıdır, ben eskiden beri doktor olmak istiyordum bu yüzden seçtim, ama maddiyatı da düşünmedim diyemem, tabi ki düşündüm. İleride rahat bir geleceği de düşünür insan ama sadece bunun için tıp seçilmez bence, çünkü çevremdekilerden de görüyorum, bu kadar fedakarlık, bu kadar çalışma, emek, uykusuz geceler vs sadece para için olamaz, olsa da yapılan fedakarlıklara değmez bence. Tıp yazarken buna dikkat etmek lazım gibi geliyor bana.

Makinelerle pek anlaşabilen biri değilim, ilaveten yeni insanlar tanımaktan, ilişkiler kurmaktan ve onlara kenarından kıyısından yardım etmekten hoşlanan biri olduğumu düşünüyorum; e tabi biyolojiyi de sevince 2+2 eşittir TIP oldu :)