İstanbul Tıp Fakültesi oldukça eski ve köklü bir kurumdur. Dolayısıyla oradaki hocalarımız, bizim zamanımızda, yani o dönemin kendi alanlarındaki en iyi hocalarıydı. Okurken bunların farkına varmak zor; ancak mezun olduktan sonra hastayla karşı karşıya kaldığınızda, o kendi alanında son derece yetkin hocaların sizlere, yani bizlere verdiği mesajları hatırlayıp, iyi hekimlik yaptığımı düşünüyorum. İstanbul Tıp Fakültesi’nin bu kadar köklü bir kurum olması ve bu kadar iyi hocanın bir arada bulunması nedeniyle hem gururluyum hem de pratikte bunu defalarca uygulama şansı bulduğum için kendimi çok iyi eğitim almış olarak hissediyorum. Ancak o dönemde bunun farkında değildik; bunu da itiraf etmek isterim.
İstanbul Tıp Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Marmara Üniversitesi gibi aklıma gelen birçok eski tıp fakültesi, bence iyi bir tıp kültürü sunmaktadır. İstanbul Tıp Fakültesi'nden mezun olmamın klinik pratiğime katkısı çok oldu. Yaklaşık on yıl hekimlik yaptım ve bu süreçte faydasını sıkça gördüm. Hani şöyle bir örnek vermek gerekirse; rahmetli bir cerrahi hocamızın dersinde sadece bir muayene tipiyle üç hastada kanser olabileceğini düşünerek doktorlara göndermiştim ve maalesef üçü de kanser çıktı. Bu örnek hep aklımda kalmıştır.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.