Kişisel olarak çalışana saygı gösteren bir ortam gördüm. Yöneticilerimle her zaman yakın ve samimi bir iletişimim olmuştur. Kişisel bir ihtiyacım olduğu zaman her zaman saygı gösterirler, bu ihtiyacıma öncelik vermeme olanak sağlarlar. Bir yardıma ihtiyacım olduğunda her zaman olumlu yanıt almışımdır, derdimi anlatabilmişimdir.
Siemens'in bence yine büyük avantajlarından biri sürdürülebilir iş yönetimi anlayışıdır. Yani eğer 20 tane proje başlıyor ise bunların belki 2 tanesi yarıda kalır, gerisi sonuca bağlanır. Daha planlı ve öngörülü hareket edilip projenin sürdürülebilir kılınması esas alınır.
Ek olarak Siemens'te son derece uluslararası bir çalışma ortamı mevcut. Özellikle yazılım tarafında gündelik olarak yurtdışındaki ekiplerle iletişimde olmanız gerektiği için, diğer kültürleri tanımaya, sıklıkla seyahat etmeye uygun bir ortam var. Farklı kültürlerle etkileşimde olmak insana çok şey katıyor. Mesela, bizim bölümdeki seyahatler genellikle Almanya ve Avusturya'ya gerçekleşiyor. Yazılım geliştirme alanında yeni başlayan çok sayıda proje olduğundan, yazılım mühendisi olarak Almanya'da çalışmak istiyorum derseniz çok büyük ihtimalle gidebilirsiniz.
Siemens sahiplik kültürüne (ownership culture) yaptığı yatırımlar ile çalışanını firmanın bir parçası haline getirmeye özen gösteren bir şirket. Siemens'te çalışanlar olarak biliyoruz ki başarı bizim katkılarımızla mümkün. 3i programı da bu kültürün vazgeçilmez bir parçası. Siemens çalışanları kendi sorumluluk alanlarında olan ya da olmayan her konudaki yaratıcı fikirlerini özgürce paylaşabiliyor ve uygulanmasında da yer alabiliyor, bu Siemens'in köklerinde yer alan bir yaklaşım. Hepimiz şirketin başarısında pay sahibi olduğumuzu hissediyor, başarı için gerekenleri geniş bir perspektiften değerlendiriyoruz.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki işe ilk başladığım dönemki Siemens ile bugünkü Siemens kesinlikle çok farklı. Son 10 yılda Siemens Almanya ve aynı zamanda Siemens Türkiye çok daha paylaşımcı ve katılımcı bir yönetim anlayışına sahip oldu. Siemens AG'nin 98%'i 740.000 hissedara ait olduğu için bir bakıma çalışanların sahip olduğu bir şirket. Dolayısıyla tüm çalışanların şirketi aynı oranda sahiplenme eğiliminde olduklarını görebiliyorsunuz.
Yine Alman kültürünün temel bileşenlerinden biri olarak çalışanın iş-özel hayat dengesine ve esnek çalışma saatlerine son derece saygı gösterilmekte. Çalışanlarına "izinlerini bitir" diyen nadir işverenlerden birisi olduğumuzu düşünüyorum. Siemens'in çalışma kültürünü makul çalışma temposu içerisinde, özel-iş hayat dengesi çerçevesinde, çalışanların belirlenen hedeflere yönelik yüksek performans gösterme beklentisi olarak özetleyebilirim. Elbette çalışanlar hedeflerinden sorumludur, bu kapsamda değerlendirilirler ancak bu performans özel-iş hayat dengesi ekseninde beklenir. Çalışanların katılımcı olması, eleştiriye açık olmaları beklenir. O bakımdan çok şanslı bir şirkette olduğumuzu düşünüyorum. AR-GE'de de yaratmaya çalıştığımız paylaşıma açık bir arkadaşlık ortamıdır.
Siemens'te eğitimlerin planlanması, kariyer gelişiminin planlanmasında ve kısmi de olsa yıllık hedeflerin verilmesi noktasında yöneticiler, çalışanların geri bildirimleri doğrultusunda nihai kararlarını verir.