Aslında hukuk mezunlarının yurtdışında çalışması oldukça sıkıntılı bir konu. Her ülkenin her devletin kendine has bir hukuk sistemine ve kanununa sahip olmasından kaynaklı bu sorun genelde. Türkiye’deki hukuk fakültelerinde verilen eğitim de doğal olarak Türk Hukuku üzerine. Örneğin bizim sistemimiz dizilerdeki jüri sisteminden biraz farklı açıkçası. Ancak üniversitelerin bu yönde uygulamaları olabilir. Mesela bahçeşehir üniversitesinde Amerikan hukuk sistemiyle alakalı çarpraz sorgu yarışmaları gibi uygulamalar ve global kampüs imkanları var. Buralardan alınan sertifika ve eğitimler sayesinde yurtdışında çalışma imkanı kolaylaştırılabiliyor.
Bahçeşehir üniversitesinde 3. Sınıflara zorunlu ders olarak verilen hukuk fakültesi dersidir. İlk dönem genel bilgilet ve kıymetli evraklar üzerne yoğunlaşılır ikinci dönem ise şirketler hukuku üzerinedir.
Bahçeşehir Üniversitesinin yurtdışı imkanlarının günümüz şartlarına göre öğrenciye birçok kolaylık sağladığını düşünüyorum. Ayrıca yurtdışında kendi kampüsleri olması, öğrenci bu kampüslerde okurken kendini yalnız hissetmesine engel oluyor. Bununla beraber co-op gibi öğrencinin diplomasına değer katan birçok programının olması bu soruya ‘tabi ki Bahçeşehir Üniversitesi’ cevabı vermemi sağlıyor.
Kendine has yurtdışı ve co-op gibi iş imkanları okuldaki fırsatlar açısından beni kendine çekerken okulun içindeki aile yapısı ve öğrencinin projelerini her daim destekleyen yapısı en beğendiğim yanlarından.
Şu zamana kadar hiç böyle bir ayrımla karşılaşmadım. Kimse kimseye gerekmedikçe bursunuz sormuyor ilişkiler direkt olarak kişiliğe göre ve aile yapısında kuruluyor.