Günlük hayatında, yani tüketicilerin her gün evlerinde kullandıkları ürünlerle ilgilenmek, çok ilginç ve komik olaylar ortaya çıkarabiliyor. Özellikle finiş markamız neredeyse ülkedeki evlerin yüzde kırkında bulunuyor. Ayrıca neredeyse her arkadaşım da bunu kullandığı için onunla ilgili ilginç ve komik durumlar yaşanabiliyor. Ancak özellikle çocuklarımdan benim için çok ilginç şeyler çıkıyor.

Bu yıl başlattığımız "Yarının Suyu" projesinde su tasarrufunu Türkiye’nin önceliklerinden biri haline getirmeyi amaçlıyoruz. Çünkü, aslında bulaşık yıkamak gibi basit bir konuda bile tüketicilerimiz yılda yaklaşık 130 milyon ton su harcıyor. Biz de bunu nasıl tasarruf edebileceğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Öncelikle kendimizden ve çocuklarımızdan başlıyoruz.

Dün akşam dokuz yaşındaki oğlum Batatu bana dedi ki: "Baba, siz su tasarrufu yapan, enerji tasarrufu yapan başka şirketlerle ortaklık yapsanız, bu çok daha iyi olmaz mı?" Dokuz yaşında böyle bir soru sorması inanılmaz geldi bana. Ben de "Tabii ki, Babacığım. Aslında Arçelik, Beko, Siemens gibi şirketlerle birlikte çalışıyoruz. Paşabahçe'yle de bunları nasıl hayata geçirebileceğimizi düşünüyoruz." dedim. Bu soru o kadar ilginç geldi ki bana; çünkü yenilikçiliğin nasıl düşünüldüğünü çok iyi özetliyor ve gerçekten keyif veriyor.