Brand manager olmak, aslında o markanın A'dan Z'ye her şeyinin sizin sorumluluğunuzda olduğu demektir. Yani, o markayı paket tasarımından başlayarak düşünmek gerekiyor. Herkesin aklına pazarlama denince daha görsel ve duyusal şeyler geliyor, ancak aslında bunun arkasında çok fazla iş var. O markanın stratejisinin oluşturulmasından, bu markayla ne yapmak istediğimize kadar birçok soruyu yanıtlamamız gerekiyor. Örneğin, bu markanın iki yıl içindeki, beş yıl içindeki hedefi ne olmalıdır? Nereye götürmek istiyoruz? Bu soruların cevaplandırılmasından sonra, bütün planların bu soruları yanıtlayacak şekilde tasarlanması aslında brand manager'ın görevi.

Paket tasarımından, televizyon reklamının çekilmesine kadar birçok aşama var. Tüketicinin özellikle izleyebileceği şekilde son haline getirilmesi, fiyat politikasının belirlenmesi, ürünün rafta nasıl görünmesi gerektiği, yani nerede konulması gerektiği gibi konularla ilgileniyoruz. Sonrasında promosyon yapıp yapmayacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Markamızı nasıl daha cazip hale getirebiliriz? Tüketicilerin gözünde en sevilen marka konumuna taşıyabiliriz?

İletişim yollarını da düşünmeliyiz. Nerelerde iletişim yapmalıyız? Televizyon, evet, hala Türkiye için çok önemli bir mecra. Ancak dijital de çok önemli hale geldi. Dijitalde neredeyiz? Nasıl olmalıyız? Sosyal medya politikamız nasıl olmalı? Burada aklıma gelmeyecek kadar çok fazla konuyla ilgileniyoruz. Marka yöneticisi olarak, aslında o markayı bir yere taşımak çok önemli. Ona gidecek yolları da tasarlamak gerekiyor. Marka yönetimi, böyle karmaşık bir süreci ifade ediyor.