Yunanca bilmem, hayatımda gerçekten çok büyük avantajlar sağladı. Ama bunların en önemlisi bana Blueground'ı kazandırdı. Gerçekten Blueground'ı çok tesadüfen bulmuştum. Ben bir iş arama sürecindeydim ve Yunanca’ya, dolayısıyla Yunanistan’a olan aşkımdan dolayı hep Yunanca ile ilgili bir iş yapmak istiyordum. Tesadüfen web sitelerinde dolaşırken iş ararken mavi-beyaz bir amblem gördüm ve içine girip baktığımda Yunanistan’da kurulduğundan bahsediyordu.
Blueground'ı çok sevdim. Gerçekten çok sevdim; içeri girdiğimde Yunanistan ekibiyle Yunanca konuşabiliyor olmam muhteşemdi. Bazen ofise geldiğimde içeride bir sürü Yunan olması ve onlarla muhabbet edebiliyor olmam benim için gerçekten çok keyifliydi ve bu durum, işi de çok sevmemi sağladı. Bu yüzden, her şeyden önce Yunanca bana Blueground'ı kazandırdı ve bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum.
Blueground dışında söylemem gerekirse, Yunanca bilmek aslında diğer birçok dili anlayabilmek demek. Yunanca, çok eski tarihlere dayanan bir dil olduğu için etimolojik olarak köklerine indiğimizde, diğer birçok dilin anlamlarını kavramamıza yardımcı oluyor. Hiç bilmediğiniz farklı bir dilden bambaşka bir kelime karşınıza çıktığında, "Evet, Yunanca'da bu bu anlama geliyorsa, bu dilde de bu anlama gelebilir" diye sürekli bir beyin fırtınası içinde buluyorsunuz kendinizi. Bu yüzden Yunanca’nın inanılmaz bir etkisi var. Gerçekten beyninin çok daha farklı çalışmasını sağlıyor.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.