Anlatsın
Giriş

Canlı Anlatsın! | Deren Yazçayır - L'Oréal İnsan Kaynakları Ekibi

Transkript
Herkese merhabalar. Ben Anlatsın'ın kurucularından Saygın. Canlı Anlatsı'nın bu haftaki konuğu L'Oréal İnsan Kaynakları ekibinden Deren. Hoş geldin Deren! Başladık Saygın. Gerçekten Paris'ten yeni geldin. Ayağının tozuyla bizi kırmadın. Buraya kadar geldin, çok teşekkür ederim.

Ne demek, ben teşekkür ederim davet ettiğiniz için. Biz çok teşekkür ederiz konuğumuz olduğun için. Bize orada neler yaptığını anlatır mısın? Ben çok merak ediyorum.

Evet, çok keyifli, üç günlük bir eğitime gittim. Aslında bu, tüm iş alım ekibinin gitmesi gereken zorunlu eğitimlerden biriydi. Orada hem global anlamda stratejilerimizi hem de yetkinliklerimizi daha iyi anladım. İşveren markası açısından neler yapmamız gerektiğini de öğrendim. Ayrıca birçok ülkeden arkadaş edindim. Onlarla birlikte çalışmaları paylaştık. Çok öğretici ve eğlenceli bir üç gündü benim için.

Süper! Zaten uluslararası bir kurumsal şirketin böyle bir yanının olması en eğlenceli tarafı diye düşünüyorum.

Kesinlikle öyle. Hem eğlenceli tarafı hem de ciddi anlamda öğretici tarafı var diyebilirim. Ama gezmedin mi Paris'te? Orayı anlatırsan çok güzel olur.

Tabii ki gezdim ve gezmediğim nokta kalmamış olabilir. Tüm metro hatlarını kullanmıştım. Gerçekten Paris çok güzel bir şehir.

O zaman ben hemen sorularıma geçiyorum. Deren, senin için ilk baştan başlayalım. Üniversitedeyken neler yaptın? Öğrencilik hayatın nasıl geçti?

Ben biraz bilinçli bir başlangıç yaptım. Üniversiteye iki sene bir yıl İngilizce hazırlık dönemi oldu. O dönemde gerçekten ne yapmak istediğimi, nerede mutlu olacağımı anlamalıydım. Mümkün olduğunca her yazımı ve her dönemimi iyi değerlendirmem gerektiğinin farkındaydım. İlk yıl İngilizcemi geliştirmek amacıyla hem sosyal sorumluluk çalışmaları yapabilmek hem de farklı kültürlerle tanışabilmek adına global bir organizasyon olan ICLE ile tanıştım. Yaklaşık iki üç yıl kadar aktif olarak rol aldım. Burada belli aşamalardan geçiyorsunuz. Öncelikle bir organizasyon takımına üye olarak çalışmalara katılıyorsunuz. Sonra liderlik görevleri alıyorsunuz. Yurt dışı fırsatları çıkıyor.

Hazırlık döneminde on sekiz yaşındaydım, hemen bir değişim programına katılmak istemiştim. Rusya'da bir staj yapmıştım. Çok keyifli bir deneyim oldu ve bana çok şey kattı.

Kaçıncı sınıftaydı?

Hazırlık dönemindeyken staj yapmaya gittim. Korkmadım. Orada bilinmeyen bir şehir olan Ufa'ya gittim. Tamamen gönüllülük odaklıydım. Orada öğrencilere bir şey katabilmek adına çok keyifli bir staj yaptım. Tabii ki birçok zorlukla karşılaştım ama iyi ki karşılaştım. Şu anki iş hayatımda bile o deneyimlerin faydasını görüyorum.

Bu arada arkadaşlar, ben önceden sorularımı hazırladım, Deren’e onları soruyor olacağım ama sizin de sorularınız varsa istediğiniz zaman gönderebilirsiniz. O soruları da Deren’e yönlendireceğim. Hemen devam ediyorum. Sen üniversiteye hazırlıktasın, Rusya'ya staj yapmaya gidiyorsun gerçekten. Şu an dönüp baktığında zor geçti ama sana çok şey kattı ve çok eğlendiğini söylüyorsun.

Oradaki tarafta sence hazırlık döneminde staj yapılabilir mi? İşte insanların şöyle bir düşüncesi olabiliyor; "Ben daha çok bir şey bilmiyorum, staja gitmeli miyim, gitmemeli miyim? Üçüncü, dördüncü sınıftan önce staj olmaz mı?" Bu konuda sen ne düşünüyorsun?

Özellikle üniversitenin ilk yıllarında kişilerin kendilerini tanıması için zaman ayırmaları gerekiyor. Bu, hemen staja başlamak değil; ben kişisel olarak böyle düşünüyorum. Dolayısıyla kulüplere katılmak, sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, okullarda organizasyonlar düzenlemek ya da uluslararası fırsatları değerlendirmek, kişinin kendini tanıması için önemli fırsatlar. Özellikle hazırlık, üniversite bir ve iki yıllarında bunlara ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu da ileride staj yapmak için neye ihtiyacınız olduğunu keşfetmenize olanak sağlıyor.

Yurt dışı durumu ile ilgili olarak, gerçekten orada çok farklı kültürde insanlar tanıyorsunuz. Çok farklı düşüncelere, yaklaşımlara sahip kişilerle karşılaşıyorsunuz. Bu, özellikle global bir organizasyonda çalışacağınız zaman size çok fazla katkı sağlıyor. Oradaki zorlukları aşmanın yollarını deneyimleyerek öğreniyorsunuz. Çünkü orada tek başınasınız; aileniz yok belki Türkçe konuşan bile kimse yok.

Evet, kesinlikle öyle. Paris’te insanlarla iletişim kurarken okulda öğrendiklerinin yetip yetmediği sorusu da önemli.

Global organizasyonlarda bu gerçekten kullanılıyor. Hangi fonksiyonda çalıştığınız da önemli. En azından iş alım tarafında özellikle günlük hayatımızda çok kullanıyoruz. Okulda alınan eğitimin önemli olduğunu düşünüyorum ama bireysel çaba da çok önemli. Eğitim sistemimizde konuşma yetisini geliştirmek için pratik fırsatları azaltacak durumlar olabiliyor. Öğrenmenin temel hali kişisel çabaya dayalı.

Bu deneyim iş hayatına girdikten sonra daha belirgin hale geliyor. Yani Türkçe kaynaklardan bir şeye ulaşmak zorlaşmaya başlıyor. Global kaynaklar insanı çok geliştiriyor. Projelerde, stratejilerde global kaynaklardan faydalanmak çok önemli.

Bunların yanında mezun olduktan sonra öğrenmeye vakit ayırmanın zor olacağını düşünüyorum. O yüzden üniversite döneminde buna odaklanmayı daha mantıklı buluyorum.

Hemen bir sorumuz gelmiş. Mesi Üniversitesi’nden Yiğit, "L'Oréal ile ilgili nasıl bir çalışma ortamı var?" diye sormuş. Bize biraz L'Oréal Türkiye’nin ofis kültüründen ve odasında nasıl bir ortam olduğundan bahsedebilir misin?

Tabii ki, öncelikle L'Oréal 1909 yılında genç bir kimyager tarafından saç derisine zarar vermeyen bir boyanın üretilmesiyle kurulmuştur. Güzellik sektörüne biz de buradan adım attık diyebiliriz. Şirketin kurucusundan beri içeride o girişimci ruhu hâlâ hissediliyor. İnsanlar belli alanlar çerçevesinde çalışıyor ama içeride çok özgür ve inisiyatif alabildiğimiz bir ortam var. Çok dinamik, keyifli bir atmosfer var.

Bir de L'Oréal’de 'hata yapabilirsin, önemli olan oradan öğrenmek' kültürü var. Yani bir şey yapmak istiyorsan yaparsın. Bu yüzden gerçekten çok keyifli bir alan olduğunu söyleyebilirim.

Ben bir L'Oréal çalışanı değilim ama birkaç kez gidip orada da bulunma şansı bulmuş biri olarak söylüyorum ki; ofiste oyun alanları var, spor salonları var. Çalışanlar öğle aralarında spor yapabiliyorlar. Çok keyifli bir atmosfer var.

Bir de ben; L'Oréal özellikle güzellik sektörünün devlerinden biri olmakla birlikte tamamen kadın ağırlıklı bir şirket mi? Yani çalışanlar arasında erkekler ne kadar var? Kadın-erkek dengesi konusunda siz ne düşünüyorsunuz?

Dışarıdan bakınca güzellik dünyası kadınların daha ağırlıklı çalıştığı bir şirket gibi görünebilir ama erkek ve kadın sayısı içerde neredeyse eşit. Bu noktada cinsiyet konusunda bir ayrım gözetmiyoruz. Dolayısıyla burada erkekler de çok keyifli çalışıyor.

Bir endüstri mühendisliği öğrencisi olarak, "L'Oréal'de hangi departmanlarda çalışabilirim?" sorusunu sormak istiyorum. Endüstri mühendisi mezunları hangi alanlarda çalışabilir?

Bizim için bölüm ayrımı yok. Endüstri mühendisleri pazarlamada, insan kaynaklarında ya da tedarik zincirinde yer alabiliyor. Önemli olan, adayın önceki deneyimleri ve iş görüşmelerindki motivasyonu. Bu nedenle bölümden ziyade kişinin deneyimi daha ön plana çıkıyor.

Hemen diğer bir soruya geçelim. Deren, hangi üniversite bölümünde okudun? Bunu sormanın yanı sıra, hazırlıkta yurt dışına gidip staj yaptıktan sonra nasıl devam ettin ve sonunda insan kaynaklarına nasıl karar verdin?

Uludağ Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler bölümünden mezunum. Staj yaptıktan sonra, farklı alanlarda deneyim kazandım. Son olarak insan kaynaklarında tecrübe edinmek istedim.

Eğer arkadaşların kariyerlerini yönlendirme konusunda tavsiyeler istiyorsa; staj yapmanın yanı sıra yönetim kulüplerinde yer almak, sosyal projelerden kopmamak önemli. Deneyim kazanmalısınız.

Gelen bir başka soru var. Deren, işe alım sürecinin mülakat macerası hakkında bize neler söylemek istersin?

Gerçekten çok güzel bir soru. Mülakat sürecinde belirli etkinlikler var ve yetkinlikler noktasında adaylara yönlendiriyoruz. Karşımdaki kişinin ne yapmak istediğini ve hangi alanda kendini geliştirmek istediğini anlamak için sorular yöneltiyoruz.

Bunun yanı sıra, adayların özgeçmişine, yaptıkları çalışmalarla ilgili başarılarına dikkat ediyoruz. Dolayısıyla, hazırlıklı gelen ve hazırlıksız gelen arasında bir profil çizebiliyoruz.

Mülakatlarda dikkat ettiğim bir başka nokta ise geçmişteki başarılar ve zorluklar. Dolu dolu bir hayat geçmişi olan bireylerin daha dikkat çekici olduğunu söyleyebilirim.

Hemen bir başka konuya geçiyorum. L'Oréal yeni mezunlara nasıl bir yaklaşım gösteriyor, işe alım için nasıl süreç işliyor?

L'Oréal'da yeni mezunlar için birçok fırsat var. Özellikle L'Oréal'in tam zamanlı rollerinde genellikle yeni mezunların çalıştığını söyleyebilirim. Aynı zamanda bir MT programımız da var. Bu program, yeni mezunlar için oldukça önem taşıyor. Bu yılki mezunlar için bu programa başvurarak onlarla iletişimde kalmaları yararlı olabilir.

Son olarak, Deren, bize yurt dışındaki çalışma fırsatlarından da baheder misin?

Global dünyamızda çalışanlarımızın yurt dışında birçok fırsatı bulunuyor. Daha önce durumu belirtmiştim, giderek artan bir yurt dışı deneyim sayıımız var. Çalışanlarımızın profesyonel gelişimlerini desteklemek adına global projelerde rol alarak deneyim kazanmaları destekleniyor.

Çokk teşekkür ediyorum Deren, bizimle paylaştığın bilgilerin için. Son tavsiyelerini alabilir miyiz?

Kendinizi doğru yerde görmek, neyi sevdiğinizi anlamak adına deneyim kazanmayı unutmayın. Kendinizi zorlamaktan çekinmeyin. Başarı, denemek ve yanılmakla olur.

Çok teşekkür ediyoruz. Hoşça kalın!
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.