Ben aslında Koç Üniversitesi'ne ilk giren iki yüz öğrenciden bir tanesiyim. 1990 yılında girdim ve 1994 yılında mezun olan ilk mezun grubunun içerisindeyim. O dönem baktığımda, şimdi biraz da riskli bir karar aldığımı açıkçası düşünüyorum. Çünkü hiç mezun vermemiş, iş dünyasının nasıl karşılayacağı belli olmayan bir üniversiteye girme tercihinde bulundum. Açıkçası, çok da mutluyum. Şu anda Koç Üniversitesi'nin iş dünyasındaki algısı, mezunların performansı son derece olumlu bir noktada. Bu da bana hem şu anda networkümü oluşturmada hem de hayata ve iş dünyasına bakışımda ciddi bir hazırlık kattı; eminim şu anda da öyledir. Döneminin önde gelen hocalarıyla çok daha küçük bir ortamda yakın ilişkide olma şansım oldu. Bu anlamda, Koç Üniversitesi bugün kariyerimde geldiğim noktada çok önemli bir yere sahip.

Tabii ki işletme, biraz daha genel alanlara daha üst seviyeden bakan bir bölüm. Danışmanlıkta da kendi yolumu bulana kadar her alanda belli bir kulak dolgunluğu ve bilgi birikimi sağladı. Ama tabii, üniversite kadar iş dünyası da bence hala kişilerin gelişmesi ve bilgi birikimlerinin oluşması için son derece kritik. Dolayısıyla, Koç Üniversitesi işletme bölümünden mezun olmam, danışmanlığa girmemde çok kritik bir etken oldu. Ancak ondan sonrasında iş dünyasında öğrendiklerim, danışmanlıkta öğrendiğim bilgileri hala devam ettiriyor.