İstanbul Teknik Üniversitesi'nin bir parçası olmak benim için çok kıymetli. Çünkü yaklaşık iki yüz elli yıllık bir üniversiteye gelmiş oluyorsunuz. Bu, ciddi bir tarih ve kültürel birikim demek. Dolayısıyla bu tarihin parçası olmak adına İstanbul Teknik Üniversitesi'nde yer almayı son derece önemsiyorum. Tekstil mühendisliği açısından baktığımızda, biz 1983 yılında eğitim vermeye başladık. O dönem, İTÜ'nün çatısı altında bölünmüş durumdaydık. Ancak zamanla, 2004 yılına kadar yayılan bir süreç sonucunda, fakülte olduk. Özetle şu anda Türkiye'nin yine bir ilki gerçekleştirmiş bulunuyoruz. İstanbul Teknik Üniversitesi, Türkiye'nin ilk ve tek Tekstil Teknolojileri ve Tasarımı Fakültesi'ne sahip.
Tekstil mühendisliği bu fakültenin altında ne gibi avantajlar sunuyor diye sorarsanız, bu fakülte bünyesinde iki ayrı program daha bulunuyor. Bunlardan birincisi, moda tasarımı ve pazarlama programı; diğeri ise tekstil geliştirme ve pazarlama programı. Dolayısıyla burada, bu fakülte çatısı altında üçlü bir sac ayağı kurmuş durumdayız. Yani tekstil ve hazır giyim sanayisinin ihtiyacı olan insan gücünü ve yetkinliklerini tamamen yetiştiriyoruz. Buna ilişkin tüm eğitim çeşitlerini sunuyoruz, bu açıdan da oldukça önemli. Diğer meslek icra eden arkadaşlarımızla birlikte iş yapıyor olacak olan tekstil mühendisleri, şimdiden ihtiyaçlarını belirleyip iletişim kurmamız açısından bu süreç önemli.
Tekstil mühendisliği özelinde, biraz daha programa inelim. Öncelikle, akredite bir program olduğumuzu belirtmeliyim. Uluslararası akreditasyonumuz var ve bunu 2001 yılından beri sürdürüyoruz. Yani gelip geçici bir durum değil; oldukça uzun bir geçmişe sahip. Bunun bir anlamı da şudur: Burada okuyan bir öğrenci, Amerika'daki başka bir tekstil eğitimi veren üniversiteye geçmek isterse, denkliğimiz nedeniyle rahatlıkla geçebilir. Burada verilen eğitim, oradaki eğitimle denk sayılıyor. Bu anlamda akreditasyon son derece önemli; ülkemizde bildiğim kadarıyla uluslararası akreditasyona sahip başka bir tekstil mühendisliği programı yok.
Bir diğer konu ise eğitim dilimizdir. İster kabul edelim, ister etmeyelim; sonuçta dünyanın dili İngilizce. Eğitim dilimizin İngilizce olması, hem literatürü daha rahat takip edebilmek hem de küreselleşen dünyada mesleki anlamda farklı ilişkiler kurabilmek açısından oldukça önemlidir. Bu bağlamda İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Mühendisliği bölümü ön plana çıkıyor.
Son olarak, laboratuvarımızdan bahsetmek gerekirse, Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilmiş bir laboratuvarımız var. Bunun yanında, sanırım tek devlet üniversitesi çatısı altında tekstil ve konfeksiyon laboratuvarı olarak hizmet veren akredite olan tek laboratuvarız. Özetle, gelişmiş bir altyapımız, İngilizce eğitim dilimiz ve sanayi ile çok ciddi ve sıkı ilişkilerimiz var. Bu anlamda tekstil mühendisliği okuyacak öğrencilere büyük avantajlar sunacağını düşünüyorum.
Bu metin otomatik olarak oluşturulmuştur. Hataları bildirerek geliştirilmesine katkı sağlayabilirsiniz.