İngilizce yeterlilik sınavını direkt olarak geçtiğim için ilk girdiğimde hazırlık okumadım, direkt olarak 1. sınıftan başladım. Üniversiteye 1. sınıftan başlamak daha zor çünkü hazırlık okumak kişiye bir oryantasyon süreci veriyor ve orada herkes birbiriyle tanışmış oluyor. Ben üniversiteye başladığım 2001 yılında bilgisayar kullanmayı bilmiyordum ama bilgisayar da hayatımızda bu kadar fazla yoktu. Benim de bütün kayıt sistemini bilgisayardan yapmam gerekiyordu ve bir hengameyle bilgisayarı öğrendim ve insanlarla tanıştım. Bunun devamında çok iyi bir okulda olduğumu fark ettim ve hem akademik anlamda hem de arkadaşlarla bir arada olduktan ve kulüplere katıldıktan sonra sosyal anlamda bana çok katkısı olduğunu gördüm. O kültürü almak insanı çok farklı noktaya taşıyor çünkü kişinin özgüveni, bakış açısının derinliği çok önemli.

Ben işimde her gün karar vermek zorundayım ve bu kararları pek çok stratejiye dayandırmak gerekiyor. Boğaziçi Üniversitesi’ninde bu manada çok ciddi katkısı var. Özellikle İşletme Departmanı’nın farklı alanlardan öğretileri kendi içinde barındırması, orada Psikoloji, Sosyoloji, Ekonomi, Matematik gibi dersleri görmeniz bu işi çok değerli kılıyor. İşletme’den mezun olduktan sonra Sosyoloji alanına ilginiz varsa bu alanda master yapabilirsiniz veya diğer alanlara da kayabilirsiniz. Dolayısıyla yeni mezun bir kişi için İşletme çok faydalı.